Türkçe - İngilizce
Türkçe - İngilizce
Almanca - İngilizce
Fransızca - İngilizce
İspanyolca - İngilizce
İngilizce Eşanlam
Eşanlam
Hakkımızda
Araçlar
Kaynaklar
İletişim
Oturum Aç / Üye Ol
Işıkları Söndür
English
English
Türkçe
Français
Español
Deutsch
Eşanlam
Araçlar
Hakkımızda
Kaynaklar
İletişim
Oturum Aç / Üye Ol
EN-TR
Türkçe - İngilizce
Almanca - İngilizce
İspanyolca - İngilizce
Fransızca - İngilizce
İngilizce Eşanlam
Türkçe - İngilizce
Fransızca - İngilizce
İspanyolca - İngilizce
Almanca - İngilizce
Geçmiş
for life
Play ENTRENus
Play ENTRENuk
Play ENTRENau
"for life"
teriminin Türkçe İngilizce Sözlükte anlamları : 4 sonuç
Kategori
İngilizce
Türkçe
General
1
Genel
for life
zf.
ömür boyu
2
Genel
for life
zf.
bir ömür boyu
3
Genel
for life
zf.
hayat boyunca
4
Genel
for life
zf.
bütün yaşamı boyunca
"for life"
teriminin diğer terimlerle kazandığı İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 229 sonuç
Kategori
İngilizce
Türkçe
General
1
Genel
general directorate for national parks and wild life
i.
milli parklar ve yaban hayatı genel müdürlüğü
2
Genel
struggle for life
i.
yaşam savaşı
3
Genel
income for life
i.
yaşam boyu gelir
4
Genel
make fit for domestic life
i.
ev hayatı için uygun hale getir
5
Genel
income for life
i.
ömür boyu gelir
6
Genel
struggle for life
i.
hayat mücadelesi
7
Genel
struggle for life
i.
yaşam mücadelesi
8
Genel
fight for life
i.
yaşam kavgası
9
Genel
zest for life
i.
yaşama sevinci
10
Genel
zest for life
i.
yaşam sevinci
11
Genel
life for rent
i.
kiralık hayat
12
Genel
association for supporting and developing social life
i.
sosyal yaşamı destekleme ve geliştirme derneği
13
Genel
a job for life
i.
hayat boyu yapılan iş
14
Genel
run for one's life
f.
kaçıp kurtulmak
15
Genel
fight for one's life
f.
can derdine düşmek
16
Genel
strive for one's life
f.
can derdine düşmek
17
Genel
struggle for one's life
f.
can derdine düşmek
18
Genel
make life miserable for
f.
birinin ensesinde boza pişirmek
19
Genel
make life miserable for
f.
birine çok çektirmek
20
Genel
a fight for life
f.
yaşam savaşı vermek
21
Genel
fear for one's life
f.
ecel teri dökmek
22
Genel
give one's life for
f.
kurban olmak
23
Genel
make life unbearable for
f.
dünyayı dar etmek
24
Genel
make life unbearable for someone
f.
dünyayı dar etmek
25
Genel
live in fear for one's life
f.
ölüm korkusuyla yaşamak
26
Genel
live in fear for one's life
f.
öldürülme korkusuyla yaşamak
27
Genel
make life very miserable for (someone)
f.
sürüm sürüm süründürmek
28
Genel
make life unbearable for
f.
dünyayı başına dar etmek
29
Genel
make life unbearable for
f.
dünyayı zehir etmek
30
Genel
make life a living hell for
f.
dünyayı haram etmek
31
Genel
(for one´s life) to last long enough
f.
ömrü vefa etmek
32
Genel
(for one´s life) to last long enough
f.
ömrü yetmek
33
Genel
struggle for one's life
f.
yaşam savaşı vermek
34
Genel
fight for one's life
f.
yaşam savaşı vermek
35
Genel
make life miserable for someone
f.
birisinin hayatını zindan etmek
36
Genel
make life miserable for someone
f.
hayatı çekilmez yapmak
37
Genel
have enough life/time for something
f.
ömrü yetmek
38
Genel
make a good life for oneself
f.
kendine iyi/güzel bir hayat kurmak
39
Genel
need professional care for the rest of one's life
f.
hayatının geri kalan kısmında profesyonel bakıma ihtiyaç duymak
40
Genel
be paralyzed from the waist down for the rest of one's life
f.
hayatının geri kalanı boyunca belden aşağısı felç olarak kalmak
41
Genel
prepare someone for life
f.
(birini) hayata hazırlamak
42
Genel
commissioned for life
s.
kaydı hayat ile vazifelendirilmiş
43
Genel
commissioned for life
s.
yaşadığı müddetçe görevli
44
Genel
commissioned for life
s.
ömür boyu görevlendirilmiş
45
Genel
sealed for life
s.
açılmamak üzere mühürlenmiş
46
Genel
sealed-for-life
s.
açılmamak üzere mühürlenmiş
47
Genel
bag-for-life [uk]
s.
uzun ömürlü alışveriş torbası
48
Genel
for dear life
zf.
bütün kuvvetiyle
49
Genel
for one's life
zf.
can havli ile
50
Genel
for dear life
zf.
can havli ile
51
Genel
for dear life
zf.
hayatını kurtarmak için
52
Genel
for one's life
zf.
canla başla
53
Genel
for the rest of one's life
zf.
ömrünün geri kalanında
54
Genel
for the remainder of one's life
zf.
ömrünün geri kalanında
55
Genel
for the first time in his life
zf.
hayatında ilk defa
Colloquial
56
Konuşma Dili
bffl (best friend for life)
i.
ömürlük arkadaş
57
Konuşma Dili
bffl (best friend for life)
i.
en yakın arkadaş
58
Konuşma Dili
bffl (best friend for life)
i.
can dostu
59
Konuşma Dili
bffl (best friend for life)
i.
can ciğer dost
60
Konuşma Dili
bffl (best friend for life)
i.
ayrılmaz ikili
61
Konuşma Dili
for the rest of his life
i.
hayatının geri kalanını
62
Konuşma Dili
make life difficult (for somebody)
f.
(birinin) hayatını zorlaştırmak
63
Konuşma Dili
make life difficult (for somebody)
f.
(biri için) hayatı zorlaştırmak
64
Konuşma Dili
make life difficult (for somebody)
f.
(birinin) hayatında problem, baskı, stres yaratmak
65
Konuşma Dili
for dear life
expr.
bir canı var onu korumak için
66
Konuşma Dili
run for your life!
expr.
canını seven kaçsın!
67
Konuşma Dili
for dear life
expr.
canını korumak için
68
Konuşma Dili
for once in my life
expr.
hayatımda bir kez olsun
69
Konuşma Dili
for dear life
expr.
hayatı pahasına
70
Konuşma Dili
for the first time in my life
expr.
hayatımda ilk kez
71
Konuşma Dili
life was hard for them
expr.
hayat onlar için zordu
72
Konuşma Dili
for dear life
expr.
hayatı için
73
Konuşma Dili
for the first time in my life
expr.
hayatımda ilk defa
74
Konuşma Dili
for once in your life you listen to your father
expr.
hayatında bir kez olsun babanı dinle
75
Konuşma Dili
for a large portion of my life
expr.
hayatımın büyük bir bölümünde
76
Konuşma Dili
for the first time in my life
expr.
ömrümde ilk kez
77
Konuşma Dili
for the life of one
expr.
o kadar uğraşmama rağmen
78
Konuşma Dili
for the life of one
expr.
ne kadar uğraşsam da
79
Konuşma Dili
cannot for the life of me/him/her/us/them
expr.
hayatta yapamam/yapamaz/yapamayız/yapamazlar
80
Konuşma Dili
cannot for the life of me/him/her/us/them
expr.
ölsem yapamam/ölse yapamaz/ölsek yapamayız/ölseler yapamazlar
81
Konuşma Dili
cannot for the life of me/him/her/us/them
expr.
dünyada yapamam/yapamaz/yapamayız/yapamazlar
82
Konuşma Dili
cannot for the life of me/him/her/us/them
expr.
hiçbir şekilde yapamam/yapamaz/yapamayız/yapamazlar
83
Konuşma Dili
cannot for the life of me/him/her/us/them
expr.
ne kadar uğraşırsam uğraşayım yapamam/ne kadar uğraşırsa uğraşsın yapamaz/ne kadar uğraşırsak uğraşalım yapamayız/ne kadar uğraşırsalar yapamazlar
84
Konuşma Dili
for your life
expr.
hayatını kurtarmak için
85
Konuşma Dili
for your life
expr.
can havli ile
86
Konuşma Dili
for your life
expr.
canını korumak için
87
Konuşma Dili
for your life
expr.
canını seviyorsan
88
Konuşma Dili
for your life
expr.
canını kurtarmak istiyorsan
89
Konuşma Dili
for the life of
expr.
hayatta
90
Konuşma Dili
for the life of
expr.
ölsem bile
91
Konuşma Dili
for the life of
expr.
dünyada
92
Konuşma Dili
for the life of
expr.
hiçbir şekilde
93
Konuşma Dili
for the life of
expr.
mümkün değil
94
Konuşma Dili
for the life of
expr.
ne kadar uğraşsam
95
Konuşma Dili
for the life of
expr.
mümkünatı yok
96
Konuşma Dili
for the rest of her life
expr.
hayatının geri kalanını
Idioms
97
Deyim
lust for life
i.
yaşam sevinci
98
Deyim
lust for life
i.
yaşama sevinci
99
Deyim
lust for life
i.
yaşama tutkusu/arzusu
100
Deyim
can't for the life of me
f.
ölse bile yapamamak
101
Deyim
can't for the life of me
f.
mümkün değil yapamamak
102
Deyim
can't for the life of me
f.
kendini ne kadar zorlasa da yapamamak
103
Deyim
can't for the life of me
f.
ne kadar uğraşırsa uğraşsın yapamamak
104
Deyim
lay down one's life for
f.
biri için hayatını ortaya koymak
105
Deyim
set somebody up for life
f.
birine yeterince (yüklü bir miktarda) para bırakmak
106
Deyim
mark someone for life
f.
birini hayatı boyunca unutamayacağı bir şekilde etkilemek
107
Deyim
attach to something for dear life
f.
bir şeye hayatı pahasına bağlanmak
108
Deyim
make life miserable for someone
f.
birine hayatı zindan etmek
109
Deyim
run for one's life
f.
can havliyle kaçmak
110
Deyim
be fighting for one's life
f.
can çekişmek
111
Deyim
hold on for dear life
f.
canını dişine takmak
112
Deyim
a fight for life
f.
hastalıktan kurtulmaya çalışmak
113
Deyim
set for life
f.
hayatı kurtulmak
114
Deyim
gasp for life
f.
hayatta kalmaya çalışmak
115
Deyim
be fighting for one's life
f.
hayatta kalma mücadelesi vermek
116
Deyim
be fighting for your life
f.
ölüm kalım savaşı vermek
117
Deyim
set for life
f.
maddi yönden ömür boyu rahat olmak/hiç sorun yaşamamak
118
Deyim
fight/battle for one's life
f.
ölüm kalım savaşı vermek
119
Deyim
hold on for dear life
f.
sıkıca tutunmak
120
Deyim
hang on for dear life
f.
sımsıkı tutunmak
121
Deyim
hold on for dear life
f.
sımsıkı tutunmak
122
Deyim
hang on for dear life
f.
sıkıca tutunmak
123
Deyim
attach to something for dear life
f.
sıkı sıkıya bağlanmak
124
Deyim
attach to something for dear life
f.
sıkı sıkıya tutunmak
125
Deyim
hold on for dear life
f.
üstün uğraş vermek
126
Deyim
do anything for a quiet life
f.
huzurlu olmak için çalışmak
127
Deyim
do anything for a quiet life
f.
huzurlu olmak için her şeyi yapmak
128
Deyim
do anything for a quiet life
f.
huzurlu bir yaşam için mücadele etmek
129
Deyim
do anything for a quiet life
f.
tek istediği huzur olmak
130
Deyim
do anything for a quiet life
f.
problemlerden/anlaşmazlıklardan kaçınmak
131
Deyim
do anything for a quiet life
f.
huzurunu bozacak şeylerden kaçınmak
132
Deyim
do anything for a quiet life
f.
sorunlardan uzak durmak için her şeyi yapmak
133
Deyim
do anything for a quiet life
f.
insanların/kimsenin sinirini bozmasına izin vermemek
134
Deyim
do anything for a quiet life
f.
insanların rahatını/huzurunu bozmasına izin vermemek
135
Deyim
do anything for a quiet life
f.
soruna/probleme mahal vermemek
136
Deyim
do anything for a quiet life
f.
problem/sorun yaşamamak için her şeyi yapmak
137
Deyim
do anything for a quiet life
f.
rahatsız edilmemek için ne gerekiyorsa yapmak
138
Deyim
do anything for a quiet life
f.
huzuru kaçmasın diye ne gerekiyorsa yapmak
139
Deyim
make life difficult (for one)
f.
(biri için) hayatı zorlaştırmak
140
Deyim
make life difficult (for one)
f.
(birinin) hayatını zorlaştırmak
141
Deyim
make life difficult (for one)
f.
(birinin) hayatında problem, baskı, stres yaratmak
142
Deyim
be fighting for one's life
f.
can çekişmek
143
Deyim
be fighting for one's life
f.
hayatta kalma mücadelesi vermek
144
Deyim
be fighting for one's life
f.
ölüm kalım savaşı vermek
145
Deyim
be fighting for one's life
f.
tekrar ayağa kalkmaya çalışmak
146
Deyim
be fighting for one's life
f.
hayatta kalmaya çalışmak
147
Deyim
be fighting for one's life
f.
varlığını sürdürmeye çalışmak
148
Deyim
be fighting for one's life
f.
batmamak/başarısız olmamak için mücadele vermek
149
Deyim
be fighting for your life
f.
tekrar ayağa kalkmaya çalışmak
150
Deyim
be fighting for your life
f.
hayatta kalmaya çalışmak
151
Deyim
be fighting for your life
f.
varlığını sürdürmeye çalışmak
152
Deyim
be fighting for your life
f.
batmamak/başarısız olmamak için mücadele vermek
153
Deyim
fight for (your) life
f.
can derdine düşmek
154
Deyim
fight for (your) life
f.
yaşam savaşı vermek
155
Deyim
lay down your life (for somebody/something)
f.
(biri/bir şey için/uğruna) canını feda etmek
156
Deyim
lay down your life (for somebody/something)
f.
(biri/bir şey için/uğruna) hayatını ortaya koymak
157
Deyim
lay down your life (for somebody/something)
f.
(biri/bir şey için/uğruna) hayatını feda etmek
158
Deyim
make a life for (oneself)
f.
(kendine) bir hayat kurmak
159
Deyim
make a life for (oneself)
f.
kendi hayatını kurmak
160
Deyim
make a life for (oneself)
f.
(kendine) bir kariyer ve yaşam tarzı oluşturmak
161
Deyim
make a life for (oneself)
f.
(kendi) hayatını kazanmak
162
Deyim
make life a misery (for one)
f.
(birinin) hayatını zindan etmek
163
Deyim
make life a misery (for one)
f.
(birine) hayatı çekilmez yapmak
164
Deyim
make life a misery (for one)
f.
(birine) hayatı zindan etmek
165
Deyim
make life miserable for (one)
f.
(birinin) hayatını zindan etmek
166
Deyim
make life miserable for (one)
f.
(birine) hayatı çekilmez yapmak
167
Deyim
make life miserable for (one)
f.
(birine) hayatı zindan etmek
168
Deyim
mark (one) for life
f.
(birini) hayatı boyunca unutamayacağı bir şekilde etkilemek
169
Deyim
mark for life
f.
hayatı boyunca unutamayacağı bir şekilde etkilemek
170
Deyim
run for life
f.
kaçıp kurtulmak
171
Deyim
run for life
f.
can havliyle kaçmak
172
Deyim
fixed for life
s.
hayat boyu rahat edecek paraya sahip
173
Deyim
fixed for life
s.
hayatını garantilemiş
174
Deyim
for the life of me
expr.
başım hakkı için
175
Deyim
can't for the life of me (remember)
expr.
bir türlü/kendimi ne kadar zorlasam hatırlayamıyorum/aklıma gelmiyor
176
Deyim
for dear life
expr.
can havliyle
177
Deyim
for the life of me
expr.
hiç
178
Deyim
for the life of me
expr.
ne yaptıysam
179
Deyim
not for the life of me
expr.
ne kadar uğraşırsam uğraşayım
180
Deyim
for the life of me
expr.
ölecek olsam bile
181
Deyim
for the life of me
expr.
vallahi
182
Deyim
life is for living
expr.
hayatı yaşamak gerek
183
Deyim
life is for living
expr.
hayattan zevk almak gerek
184
Deyim
life is for living
expr.
fırsat varken hayatı yaşamalı/hayattan zevk almalı
185
Deyim
life is for living
expr.
hayatın tadını çıkarmalı
186
Deyim
not for the life of (one)
expr.
ne kadar uğraşırsa uğraşsın
Speaking
187
Konuşma
run for your life
expr.
canını seven kaçsın
188
Konuşma
thanks for saving my life
expr.
hayatımı kurtardığın için teşekkür ederim
189
Konuşma
thanks for saving my life
expr.
hayatımı kurtardığın için teşekkürler
190
Konuşma
it's never too late for a new beginning in your life
expr.
hayatında yeni bir başlangıç için asla çok geç değil
191
Konuşma
it's never too late for a new beginning in your life
expr.
hayatında yeni bir başlangıç yapmak için asla çok geç değil
192
Konuşma
she/he will be with you for the rest of your life
expr.
hayatının sonuna kadar seninle birlikte olacak
193
Konuşma
how much do i owe you for saving my life?
expr.
hayatımı kurtardığın için sana ne kadar borçluyum?
Trade/Economic
194
Ticaret/Ekonomi
provision for outstanding claims for life
i.
hayat muallak tazminat karşılığı
195
Ticaret/Ekonomi
income for life
i.
hayat boyunca gelir
196
Ticaret/Ekonomi
tenant for life
i.
hayat boyu kiracı
Law
197
Hukuk
penal servitude for life
i.
ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası
198
Hukuk
right to respect for family life
i.
aile yaşamına saygı hakkı
199
Hukuk
estate for life
i.
kişiye yaşadığı sürece mal ettirilen mülk
200
Hukuk
heavy imprisonment for life
i.
müebbet ağır hapis cezası
201
Hukuk
tenant for life
i.
ömür boyu kiracı
202
Hukuk
estate for life
i.
ömür boyunca birine mal ettirilen mülk
203
Hukuk
imprisonment for life
i.
ömür boyu hapis cezası
204
Hukuk
right to respect for private and family life
i.
özel hayata ve aile hayatına saygı gösterilmesi hakkı
205
Hukuk
contract of support for life
i.
ölünceye kadar bakma sözleşme
206
Hukuk
penal servitude for life
i.
ömür boyu hapis cezası
207
Hukuk
be punished with penal servitude for life
f.
ağrılaştırılmış müebbet hapis cezasına çarptırılmak
208
Hukuk
be sentenced to penal servitude for life
f.
ağrılaştırılmış müebbet hapis cezasına çarptırılmak
Politics
209
Siyasal
european foundation for the improvement of life and working conditions
i.
avrupa yaşam ve çalışma koşullarını iyileştirme vakfı
210
Siyasal
life sciences genomics and biotechnology for health
i.
sağlık için yaşam bilimleri genetik bilim ve biyoteknoloji
Institutes
211
Kurum/Kuruluş
the association for supporting contemporary life
i.
çağdaş yaşamı destekleme derneği
212
Kurum/Kuruluş
international convention for the safety of life at sea
i.
denizde can güvenliği uluslararası sözleşmesi
213
Kurum/Kuruluş
community programme for the vocational training of young people and their preparation for the adult and working life
i.
gençlerin mesleki eğitimi ve iş hayatına hazırlanmasına ilişkin eylem programı
214
Kurum/Kuruluş
directorate general for life long learning
i.
hayat boyu öğrenme genel müdürlüğü
Insurance
215
Sigortacılık
bonus provision for life
i.
hayat kar payı karşılığı
Technical
216
Teknik
sealed-for-life
i.
ömür boyu yağlamalı
217
Teknik
sealed-for-life
s.
bakım gerektirmeyen
Computer
218
Bilgisayar
not safe for life (nsfl)
i.
yaşam için uygun değil
219
Bilgisayar
not safe for life (nsfl)
i.
gönderilenin rahatsız edici içerik olduğunu ve dikkatli açılması gerektiğini belirten uyarı ifadesi
Marine
220
Denizcilik
certificate for the life raft
i.
can salı sertifikası
221
Denizcilik
certificate for the life jackets
i.
can yeleği sertifikası
222
Denizcilik
certificate for the life boat/ rescue boat
i.
filika veya kurtarma botu sertifikası
Medical
223
Medikal
continue for a life time
f.
ömür boyu sürmek
Biology
224
Biyoloji
struggle for life
i.
hayat savaşı
Zoology
225
Zooloji
mate for life
f.
(flamingo vb. hayvanlar için) yaşamları boyunca aynı eşle birlikte olmak
226
Zooloji
mate for life
f.
(flamingo vb. hayvanlar için) tek eşli olmak
227
Zooloji
mate for life
f.
(flamingo vb gibi hayvanlar için) yaşamı boyunca aynı eşle çiftleşmek
228
Zooloji
mate for life
f.
(flamingo vb hayvanlar için) tek eşli olmak
Football
229
Futbol
penal servitude for life
i.
ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası
×
Pronunciation in context (
out of
)
Pronunciation of for life
×
Terim Seçenekleri
Çeviri Öner / Düzelt
Fransızca İngilizce Sözlük
İspanyolca İngilizce Sözlük
Almanca İngilizce Sözlük
İngilizce Eşanlam Sözlük
Google Images
Merriam Webster
Dictionary.com
The Free Dictionary
Abbreviations
Wikipedia in English
Wikipedia in Turkish
Urban Dictionary
German, LEO
Chinese, Dict.Cn
Spanish, SpanishDict
Russian, Multitran.ru
Medical, MedicineNet
İşaret Dili, Signing Savvy