havadaki - Türkçe İngilizce Sözlük
Geçmiş

havadaki



"havadaki" teriminin İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 1 sonuç

Türkçe İngilizce
General
havadaki mid-air s.

"havadaki" teriminin diğer terimlerle kazandığı İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 65 sonuç

Türkçe İngilizce
General
havadaki su buharının yoğunlaşma sonunda sıvı veya katı durumda yere düşmesi precipitation i.
açık havadaki depo yard i.
havadaki ısı ve nemliliğin birleşik etkisinin yol açtığı rahatsızlığın ölçüsünü veren değer temperature-humidity index i.
belçika'nın pajottenland bölgesine özgü havadaki doğal mayalarla mayalanmış tatlımsı buğday birası lambic i.
havadaki parfüm kokusu sillage i.
havadaki bir şey nedeniyle büzüşme blastment i.
havadaki hızlı geçişten kaynaklanan ıslık sesi ile hareket etmek whistle f.
havadaki nem oranını artırmak humidify f.
Phrasals
ağzıyla havadaki bir nesneyi tutmaya çalışmak bob (for) f.
Colloquial
havadaki dumanı çeken/emen smoke eater i.
havadaki dumanı filtreleyen alet smoke eater i.
Idioms
havadaki gerginliği azaltmak cut the ice f.
Technical
havadaki bir uçağın gözetleme ya da elektriksel araçlar ile belirlenen üzerinden geçtiği coğrafi konum checkpoint i.
havadaki partiküller airborne particles i.
havadaki azot nitrogen in the air i.
havadaki oksijenini kullanmaksızın solunum anaerobic respiration i.
havadaki toplam izosiyonat gruplarının tayini determination of total isocyanate groups in air i.
havadaki gerçek buhar basıncının aynı ısıya sahip maksimum buhar basıncına oranı fraction of saturation i.
havadaki azot gazı nitrogen gas in the air i.
havadaki harici yalıtma aralığı external clearance in air i.
havadaki inorganik lif derişimi concentration of airborne inorganic fibre i.
havadaki ağırlık weight in air i.
havadaki litre ağırlık litre weight in air i.
havadaki tanecik derişimlerinin ölçülmesinde kullanılan cihazların performanslarının değerlendirilmesi assessment of the performance of instruments used for the measurement of airborne particle concentrations i.
havadaki parçacıklardan numune alma sampling of airborne particles i.
operatörün solunum bölgesinde bulunan havadaki parçacıklar ve gazlar airborne particles and gases in the operators breathing zone i.
rüzgarsız havadaki mevkii no-wind position of an aircraft i.
sıkıştırılmış havadaki katı parçacık derişimi solid particle concentration in compressed air i.
sıkıştırılmış havadaki nemin ölçülmesi measurement of humidity in compressed air i.
yanıcı gazların havadaki patlama indislerinin belirlenmesi determination of explosion indices of combustible gases in air i.
konimetre ile havadaki kirliliğin ölçümü konimetry i.
Automotive
havadaki zehirli maddeler air toxics i.
Aeronautic
uçağın havadaki açısı/pozisyonu/konumu angle of attack i.
havadaki ses hızına yakın olan transsonic s.
havadaki ses hızında gidebilen transsonic s.
Marine
havadaki asılı parçacık aerosol particle i.
Medical
ekspire edilen havadaki nitrik oksit düzeyi exhaled nitric oxide levels i.
Physics
havadaki buharın ölçümü atmidometry i.
Chemistry
havadaki sinir gazı aerosolized nerve agent i.
havadaki toksik meddeler airborne toxic material i.
havadaki kirletici airborne pollutant i.
sis duman vb katı veya sıvının havadaki dağılımı aeresol i.
(havadaki nemi emerek) sıvı hale gelme deliquium i.
(havadaki nemi emerek) sıvılaşmak deliquesce f.
Biology
havadaki karbondioksitin fotosentez yoluyla metabolizma için aktif bileşenlere dönüştürülmesi carbon fixation i.
Botanic
havadaki polen miktarı pollen count i.
Environment
çevre kirliliğini önlemek için havadaki karbondioksiti yakalama carbon capture i.
havadaki radyoaktivite alanı airborne radioactivity area i.
havadaki radyoaktif materyal airborne radioactive material i.
havadaki duman ve toz airborne residuals i.
havadaki endotoksinlerin tayini determination of airborne endotoxins i.
havadaki ve sudaki azot bileşikleri nitrogen compounds in air and water i.
havadaki radyasyona maruz kalma limiti airborne exposure limits i.
havadaki uçucu organik bileşiklerin analizi analysis of volatile organic compounds in air i.
havadaki radyoaktivite airborne radioactivity i.
havadaki kurumuş lifli yeşil alg kalıntılarından meydana gelen kağıt benzeri bir madde meteoric paper i.
Meteorology
yağmur veya havadaki su damlacıklarının donması veya çözülen buzların yeniden donması ile oluşan ince buz tabakası silver frost i.
yağmur veya havadaki su damlacıklarının donması veya çözülen buzların yeniden donması ile oluşan ince buz tabakası glaze ice [uk] i.
Military
bir savaş uçağından havadaki bir diğer hedefe atılan füze air-to-air missile i.
havadaki mevki air position i.
Sport
havadaki hareket action in the air i.
Music
havadaki titreşimle ses çıkartan enstrüman aerophone i.
Abbreviation
havadaki ısı ve nemliliğin birleşik etkisinin yol açtığı rahatsızlığın ölçüsünü veren değer thi (temperature-humidity index) i.
Archaic
(havadaki nemi emerek) sıvılaşmak deliquiate f.
Slang
havadaki ayı a bear in the air i.