Türkçe - İngilizce
Türkçe - İngilizce
Almanca - İngilizce
Fransızca - İngilizce
İspanyolca - İngilizce
İngilizce Eşanlam
Eşanlam
Hakkımızda
Araçlar
Kaynaklar
İletişim
Oturum Aç / Üye Ol
Işıkları Söndür
English
English
Türkçe
Français
Español
Deutsch
Eşanlam
Araçlar
Hakkımızda
Kaynaklar
İletişim
Oturum Aç / Üye Ol
EN-TR
Türkçe - İngilizce
Almanca - İngilizce
İspanyolca - İngilizce
Fransızca - İngilizce
İngilizce Eşanlam
Türkçe - İngilizce
Almanca - İngilizce
Geçmiş
have time for
Play ENTRENus
Play ENTRENuk
Play ENTRENau
"have time for"
teriminin Türkçe İngilizce Sözlükte anlamları : 2 sonuç
Kategori
İngilizce
Türkçe
General
1
Genel
have time for
f.
birine veya birşeye zaman ayırmak
2
Genel
have time for
f.
birini ciddiye almak
"have time for"
teriminin diğer terimlerle kazandığı İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 42 sonuç
Kategori
İngilizce
Türkçe
General
1
Genel
have been waiting for a long time
f.
gözü yollarda kalmak
2
Genel
not to have been used for a long time
f.
örümcek bağlamak
3
Genel
not to have enough time for
f.
yeterli zaman ayıramamak
4
Genel
not to have enough time for
f.
yeterli zamanı ayırmamak
5
Genel
not to have enough time for
f.
yeterince zaman ayıramamak
6
Genel
have enough life/time for something
f.
ömrü yetmek
7
Genel
have time for yourself
f.
kendine zaman ayırmak
Phrases
8
İfadeler
that's all we have time for
expr.
bize ayrılan sürenin sonuna geldik
Colloquial
9
Konuşma Dili
have been waiting for a long time
f.
uzun zamandır bekliyor olmak
Idioms
10
Deyim
have time off for good behavior
f.
iyi halden cezası azaltılmak/kısalmak
11
Deyim
have time off for good behaviour
f.
iyi halden cezası azaltılmak/kısalmak
12
Deyim
have a lot of time for somebody
f.
(değer verdiği/hoşlandığı) birisine ayıracak çok zamanı olmak
13
Deyim
have a lot of time for somebody/something [uk]
f.
birini/bir şeyi çok sevmek
14
Deyim
have a lot of time for somebody/something [uk]
f.
birine/bir şeye çok saygı duymak
15
Deyim
have a lot of time for somebody/something [uk]
f.
birine/bir şeye hayran olmak
16
Deyim
have a lot of time for somebody/something [uk]
f.
birine/bir şeye gıpta etmek
17
Deyim
have no time for somebody/something
f.
birine/bir şeye ayıracak vakti olmamak
18
Deyim
have no time for somebody/something
f.
biriyle/bir şeyle harcayacak vakti olmamak
19
Deyim
have no time for somebody/something
f.
biriyle/bir şeyle işi olmamak
20
Deyim
have no time for somebody/something
f.
biriyle/bir şeyle uğraşacak zamanı olmamak
21
Deyim
have no time for somebody/something
f.
birini/bir şeyi sevmemek
22
Deyim
have no time for somebody/something
f.
birine/bir şey) saygı duymamak/saygısı olmamak
23
Deyim
not have much time for somebody/something
f.
birine/bir şeye ayıracak vakti olmamak
24
Deyim
not have much time for somebody/something
f.
biriyle/bir şeyle harcayacak vakti olmamak
25
Deyim
not have much time for somebody/something
f.
biriyle/bir şeyle işi olmamak
26
Deyim
not have much time for somebody/something
f.
biriyle/bir şeyle uğraşacak zamanı olmamak
27
Deyim
not have much time for somebody/something
f.
birini/bir şeyi sevmemek
28
Deyim
not have much time for somebody/something
f.
birine/bir şey) saygı duymamak/saygısı olmamak
29
Deyim
have no time for
f.
-e ayıracak vakti olmamak
30
Deyim
have no time for
f.
için harcayacak vakti olmamak
31
Deyim
have no time for
f.
ile işi olmamak
32
Deyim
have no time for
f.
ile uğraşacak zamanı olmamak
33
Deyim
have no time for
f.
'-i sevmemek
Speaking
34
Konuşma
I don't have time for this
expr.
bunun için vaktim yok
35
Konuşma
how are you, i have not seen you for long time
expr.
nasılsın, uzun zamandır seni görmedim
36
Konuşma
how many of you have been in jail for any length of time?
expr.
kaçınız belli bir süre hapiste yattınız?
37
Konuşma
I have not seen you for long time
expr.
seni uzun süredir görmedim
38
Konuşma
we don't have time for this right now
expr.
şu an buna ayıracak vaktimiz yok
39
Konuşma
I have not seen you for long a time
expr.
seni uzun zamandır göremiyorum
Slang
40
Argo
have sex for the first time
f.
milli olmak
41
Argo
ı don't have time for this shit
expr.
bu saçmalığa ayıracak vaktim yok
42
Argo
I don't have time for this kind of shit
expr.
böyle saçmalıklar için zamanım yok
×
Pronunciation in context (
out of
)
Pronunciation of have time for
×
Terim Seçenekleri
Çeviri Öner / Düzelt
Fransızca İngilizce Sözlük
İspanyolca İngilizce Sözlük
Almanca İngilizce Sözlük
İngilizce Eşanlam Sözlük
Google Images
Merriam Webster
Dictionary.com
The Free Dictionary
Abbreviations
Wikipedia in English
Wikipedia in Turkish
Urban Dictionary
German, LEO
Chinese, Dict.Cn
Spanish, SpanishDict
Russian, Multitran.ru
Medical, MedicineNet
İşaret Dili, Signing Savvy