have time for - Türkçe İngilizce Sözlük
Geçmiş

have time for

Play ENTRENus
Play ENTRENuk
Play ENTRENau


"have time for" teriminin Türkçe İngilizce Sözlükte anlamları : 2 sonuç

İngilizce Türkçe
General
have time for f. birine veya birşeye zaman ayırmak
have time for f. birini ciddiye almak

"have time for" teriminin diğer terimlerle kazandığı İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 42 sonuç

İngilizce Türkçe
General
have been waiting for a long time f. gözü yollarda kalmak
not to have been used for a long time f. örümcek bağlamak
not to have enough time for f. yeterli zaman ayıramamak
not to have enough time for f. yeterli zamanı ayırmamak
not to have enough time for f. yeterince zaman ayıramamak
have enough life/time for something f. ömrü yetmek
have time for yourself f. kendine zaman ayırmak
Phrases
that's all we have time for expr. bize ayrılan sürenin sonuna geldik
Colloquial
have been waiting for a long time f. uzun zamandır bekliyor olmak
Idioms
have time off for good behavior f. iyi halden cezası azaltılmak/kısalmak
have time off for good behaviour f. iyi halden cezası azaltılmak/kısalmak
have a lot of time for somebody f. (değer verdiği/hoşlandığı) birisine ayıracak çok zamanı olmak
have a lot of time for somebody/something [uk] f. birini/bir şeyi çok sevmek
have a lot of time for somebody/something [uk] f. birine/bir şeye çok saygı duymak
have a lot of time for somebody/something [uk] f. birine/bir şeye hayran olmak
have a lot of time for somebody/something [uk] f. birine/bir şeye gıpta etmek
have no time for somebody/something f. birine/bir şeye ayıracak vakti olmamak
have no time for somebody/something f. biriyle/bir şeyle harcayacak vakti olmamak
have no time for somebody/something f. biriyle/bir şeyle işi olmamak
have no time for somebody/something f. biriyle/bir şeyle uğraşacak zamanı olmamak
have no time for somebody/something f. birini/bir şeyi sevmemek
have no time for somebody/something f. birine/bir şey) saygı duymamak/saygısı olmamak
not have much time for somebody/something f. birine/bir şeye ayıracak vakti olmamak
not have much time for somebody/something f. biriyle/bir şeyle harcayacak vakti olmamak
not have much time for somebody/something f. biriyle/bir şeyle işi olmamak
not have much time for somebody/something f. biriyle/bir şeyle uğraşacak zamanı olmamak
not have much time for somebody/something f. birini/bir şeyi sevmemek
not have much time for somebody/something f. birine/bir şey) saygı duymamak/saygısı olmamak
have no time for f. -e ayıracak vakti olmamak
have no time for f. için harcayacak vakti olmamak
have no time for f. ile işi olmamak
have no time for f. ile uğraşacak zamanı olmamak
have no time for f. '-i sevmemek
Speaking
I don't have time for this expr. bunun için vaktim yok
how are you, i have not seen you for long time expr. nasılsın, uzun zamandır seni görmedim
how many of you have been in jail for any length of time? expr. kaçınız belli bir süre hapiste yattınız?
I have not seen you for long time expr. seni uzun süredir görmedim
we don't have time for this right now expr. şu an buna ayıracak vaktimiz yok
I have not seen you for long a time expr. seni uzun zamandır göremiyorum
Slang
have sex for the first time f. milli olmak
ı don't have time for this shit expr. bu saçmalığa ayıracak vaktim yok
I don't have time for this kind of shit expr. böyle saçmalıklar için zamanım yok