in-person - Türkçe İngilizce Sözlük
Geçmiş

in-person



"in-person" teriminin Türkçe İngilizce Sözlükte anlamları : 6 sonuç

İngilizce Türkçe
General
in-person s. şahsen
in-person s. bizzat
in-person s. aracısız
in-person s. kendisi gelen
in-person s. yüz yüze yapılan
in-person s. birebir görüşmeyle yapılan

"in-person" teriminin diğer terimlerle kazandığı İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 24 sonuç

İngilizce Türkçe
Common Usage
in person zf. bizzat
General
vote in person f. şahsen oy vermek
receive in person f. elden almak
pick up in person f. elden almak
want to sit and talk in person f. oturup yüz yüze konuşmak istemek
pay in person f. peşin ödemek
pay in person f. elden ödemek
apologize in person f. şahsen özür dilemek
meet in person f. bizzat karşılamak
in person zf. bizzat kendisi
in person zf. şahsen
in person zf. kendi
in person zf. yüz yüze
Colloquial
in person expr. bizzat
Trade/Economic
payment in person i. elden ödeme
demand in person f. bizzat istemek
demand in person f. talep etmek
Law
appear in person f. bizzat görünmek
appear in person f. ispatı vücut etmek
appear in person f. şahsen mevcut olmak
appear in person f. şahsen bulunmak
appear in person f. şahsen icap etmek
appear in person f. (mahkemeye) bizzat katılmak/çıkmak
Politics
vote in person f. şahsen oy vermek