Türkçe | İngilizce | |
---|---|---|
General | ||
Genel | iyi biçimde | in a good way zf. |
Türkçe | İngilizce | |
---|---|---|
General | ||
Genel | iyi biçimde yapmak | do up f. |
Genel | en iyi biçimde sonuçlanmasını ummak | hope for the best f. |
Genel | sonuç vermek (iyi ya da kötü biçimde) | redound f. |
Genel | çok iyi bir biçimde | finely zf. |
Colloquial | ||
Konuşma Dili | bir durumu en iyi biçimde anlatan örnek | a case in point i. |
Konuşma Dili | çok iyi bir biçimde | with a bang expr. |
Idioms | ||
Deyim | bir durumu en iyi biçimde anlatan örnek | the case in point i. |
Deyim | iyi biçimde karşılamak | kill the fatted calf f. |
Deyim | iyi biçimde bitirmek | go out on a high note f. |
Trade/Economic | ||
Ticaret/Ekonomi | kişi ve örgüt ihtiyaçlarının en iyi biçimde karşılanması için iş niteliklerini belirleme süreci | job design i. |