Türkçe - İngilizce
Türkçe - İngilizce
Almanca - İngilizce
Fransızca - İngilizce
İspanyolca - İngilizce
İngilizce Eşanlam
Eşanlam
Hakkımızda
Araçlar
Kaynaklar
İletişim
Oturum Aç / Üye Ol
Işıkları Söndür
English
English
Türkçe
Français
Español
Deutsch
Eşanlam
Araçlar
Hakkımızda
Kaynaklar
İletişim
Oturum Aç / Üye Ol
EN-TR
Türkçe - İngilizce
Almanca - İngilizce
İspanyolca - İngilizce
Fransızca - İngilizce
İngilizce Eşanlam
Türkçe - İngilizce
Geçmiş
iyi biri
"iyi biri"
teriminin İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 2 sonuç
Kategori
Türkçe
İngilizce
Colloquial
1
Konuşma Dili
iyi biri
regular fellow
i.
Slang
2
Argo
iyi biri
good people
i.
"iyi biri"
teriminin diğer terimlerle kazandığı İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 125 sonuç
Kategori
Türkçe
İngilizce
General
1
Genel
iyi taraflarından biri
one of his redeeming features
i.
2
Genel
onun en iyi işinden biri
one of his finest work
i.
3
Genel
biri için iyi şeyler söylemek
put in a good word for someone
f.
4
Genel
bitkilerden iyi anlayan biri olmak
have a green thumb
f.
5
Genel
bitkilerden iyi anlayan biri olmak
be a green thumb
f.
6
Genel
bitkileri iyi yetiştirebilen biri olmak
have a green thumb
f.
7
Genel
bitkileri iyi yetiştirebilen biri olmak
be a green thumb
f.
8
Genel
iyi biri olmak
be a good person
f.
Phrasals
9
Öbek Fiiller
(biri/bir şey belli bir miktar) daha iyi/üstün olmak
exceed (someone or something) by (something)
f.
10
Öbek Fiiller
(biri/bir şey belli bir miktar) daha iyi/üstün olmak
exceed someone or something by something
f.
11
Öbek Fiiller
biri/bir şey kadar iyi performans göstermek
fare up
f.
12
Öbek Fiiller
(birini/bir şeyi) iyi biri/bir şey olarak tanıtmak
tout (someone or something) as
f.
13
Öbek Fiiller
(birini/bir şeyi) iyi biri/bir şey olarak tanıtmak
tout someone or something as something
f.
14
Öbek Fiiller
iyi biri/bir şey olarak tanıtmak
tout as
f.
15
Öbek Fiiller
(biri/bir şey) kadar iyi olmak
stack up to someone or something
f.
16
Öbek Fiiller
(biri/bir şey) iyi mi diye bakmak/kontrol etmek
check in on (someone or something)
f.
17
Öbek Fiiller
(biri/bir şey) iyi mi diye bakmak/kontrol etmek
check on (someone or something)
f.
18
Öbek Fiiller
(biri/bir şey) iyi mi diye bakmak/kontrol etmek
check up on (someone or something)
f.
19
Öbek Fiiller
(daha iyi biri/bir şey) için bir teklifi reddetmek
hold out for (someone or something)
f.
20
Öbek Fiiller
(biri/bir şey) kadar iyi olmak
match up to (someone or something)
f.
21
Öbek Fiiller
(biri/bir şey) kadar iyi olmak
measure up (to someone or something)
f.
Colloquial
22
Konuşma Dili
aslen iyi ancak tavırları kibar ve zarif olmayan biri
a diamond in the rough
i.
23
Konuşma Dili
aslen iyi ancak tavırları kibar ve zarif olmayan biri
a rough diamond
i.
24
Konuşma Dili
aslen iyi ancak tavırları kibar ve zarif olmayan biri
diamond in the rough
i.
25
Konuşma Dili
biri iyi bir kötü insan
a jekyl and hyde
i.
26
Konuşma Dili
öyle çok iyi (biri veya bir şey) olmama
no bargain
i.
27
Konuşma Dili
çok iyi (biri/bir şey)
hang of a (someone or something)
i.
28
Konuşma Dili
(bir şeyi yapmak biri) için daha iyi olmak
do better to (do something)
f.
29
Konuşma Dili
(biri) için iyi/kötü olmak
do somehow for (someone)
f.
30
Konuşma Dili
(biri) için iyi olmak
do for (someone)
f.
31
Konuşma Dili
(biri) için yeterince iyi olmak
be good enough for (one)
f.
32
Konuşma Dili
(biri/bir şey) için iyi olmak
be good for (someone or something)
f.
33
Konuşma Dili
(biri) için yeterince iyi
good enough for (one)
s.
34
Konuşma Dili
biri için iyi
good for
s.
35
Konuşma Dili
(biri/bir şey) için iyi
good for (someone or something)
s.
36
Konuşma Dili
(biri) için iyi
good for (someone)
s.
37
Konuşma Dili
(biri) gitse iyi olur
(one had) better get moving
expr.
38
Konuşma Dili
(biri) hızlansa iyi olur
(one had) better get moving
expr.
39
Konuşma Dili
(biri) iyi gününde değil
not (one's) day
expr.
40
Konuşma Dili
biri iyi gününde değil
not someone's day
expr.
41
Konuşma Dili
(biri) iyi halt yedi/etti
now (someone) has gone and done it
expr.
42
Konuşma Dili
(biri) gitse iyi olur
(one) (had) better be off
expr.
43
Konuşma Dili
(biri) yola koyulsa iyi olur
(one) (had) better be off
expr.
44
Konuşma Dili
(biri) kalksa iyi olur
(one) (had) better be off
expr.
45
Konuşma Dili
(biri) gitse iyi olur
(one) (had) better hit the road
expr.
46
Konuşma Dili
(biri) yola koyulsa iyi olur
(one) (had) better hit the road
expr.
47
Konuşma Dili
(biri) kalksa iyi olur
(one) (had) better hit the road
expr.
48
Konuşma Dili
(biri bir şey yapsa) daha iyi olur
(one) would (just) as soon (do something)
expr.
49
Konuşma Dili
biri/bir şey kadar iyi
as well as someone or something
expr.
50
Konuşma Dili
biri/bir şey olsa iyi olurdu
could do with someone or something
expr.
51
Konuşma Dili
resmi bir yere birlikte gidilebilecek/davet edilebilecek kadar iyi görünümlü biri
pfd (potential formal date)
kısalt.
Idioms
52
Deyim
iyi yönlerinden/taraflarından biri
redeeming feature
i.
53
Deyim
iyi yönlerinden/taraflarından biri
a redeeming feature
i.
54
Deyim
dışarıdan iyi görünüp iç yüzü kötü olan bir şey/biri
devil in disguise
i.
55
Deyim
(ölen/hayatının sonuna yaklaşmış biri için) iyi bir yaşam
a good innings [uk/australia]
i.
56
Deyim
bir şeyi yapmayacak kadar ahlaklı/dürüst/iyi biri olmamak
be not above (doing something)
f.
57
Deyim
bir şeyi yapmayacak kadar ahlaklı/dürüst/iyi biri olmamak
not be above
f.
58
Deyim
(biri) kadar iyi olmamak
not be in the same league
f.
59
Deyim
(biri) kadar iyi olmamak
not be in the same class
f.
60
Deyim
(biri) kadar iyi olmamak
not be in the same street
f.
61
Deyim
bir şey ya da biri kadar iyi olmamak
have nothing on someone or something
f.
62
Deyim
(biri veya bir şey hakkında) iyi şeyler hissetmek
have (got) good vibes (about someone or something)
f.
63
Deyim
(biri veya bir şey hakkında) iyi enerji almak
have (got) good vibes (about someone or something)
f.
64
Deyim
biri hakkında iyi konuşmak
put a good word in for someone
f.
65
Deyim
(biri) için iyi olmak
do fine for (someone)
f.
66
Deyim
(bir şey/biri) kadar iyi olmamak
have got nothing on (someone or something)
f.
67
Deyim
(biri/bir şey) hakkında çok iyi düşüncelere sahip olmak
think greatly of (someone or something)
f.
68
Deyim
(biri/bir şey) hakkında çok iyi görüşleri olmak
think greatly of (someone or something)
f.
69
Deyim
(biri/bir şey) hakkında iyi şeyler düşünmek
think greatly of (someone or something)
f.
70
Deyim
iyi biri olmak
be a sport
f.
71
Deyim
(biri/bir şey) artık iyi durumda olmamak
be past (someone's or something's) best
f.
72
Deyim
(biri/bir şey) eskisi kadar iyi olmamak
be past (someone's or something's) best
f.
73
Deyim
biri/bir şey eskisi kadar iyi, güçlü, genç, güzel olmamak
be past your/its best
f.
74
Deyim
(biri tarafından/açısından) iyi karşılanmak
go down well (with somebody)
f.
75
Deyim
(biri tarafından/açısından) iyi karşılanmak
go off well (with somebody)
f.
76
Deyim
(biri/bir şey) için hiç iyi olmamak
be bad news (for somebody/something)
f.
77
Deyim
(biri/bir şey) için iyi olmak
be good news (for somebody/something)
f.
78
Deyim
(biri/bir şey) için iyi haber olmak
be good news (for somebody/something)
f.
79
Deyim
biri/bir şey kadar iyi olmamak
be no match for somebody/something
f.
80
Deyim
bin kat daha iyi biri olmak
be twice the man/woman
f.
81
Deyim
bin kez daha iyi biri olmak
be twice the man/woman
f.
82
Deyim
(biri/bir şey) hakkında iyi bir izlenime sahip olmak
have a good opinion of (someone or something)
f.
83
Deyim
(biri/bir şey) hakkında iyi bir fikre sahip olmak
have a good opinion of (someone or something)
f.
84
Deyim
(biri) kadar iyi olmak
match (one) stride for stride
f.
85
Deyim
(biri/bir şey) hakkında hiç iyi bir söz söylememek
never have a good word to say about (someone of something)
f.
86
Deyim
(biri/bir şey) hakkında söyleyecek iyi bir şeyi olmamak
never have a good word to say about (someone of something)
f.
87
Deyim
(biri/bir şey) hakkında hiç iyi bir söz söylememek
never have a good word to say for (someone of something)
f.
88
Deyim
(biri/bir şey) hakkında söyleyecek iyi bir şeyi olmamak
never have a good word to say for (someone of something)
f.
89
Deyim
(biri/bir şey/kendi) için iyi etmemek
not do (someone, something, or oneself) any favors
f.
90
Deyim
(biri/bir şey) hakkında hiç iyi bir söz söylememek
not have a good word to say about (someone of something)
f.
91
Deyim
(biri/bir şey) hakkında söyleyecek iyi bir şeyi olmamak
not have a good word to say about (someone of something)
f.
92
Deyim
(biri/bir şey) hakkında hiç iyi bir söz söylememek
not have a good word to say for (someone of something)
f.
93
Deyim
(biri/bir şey) hakkında söyleyecek iyi bir şeyi olmamak
not have a good word to say for (someone of something)
f.
94
Deyim
(biri) hakkında iyi konuşmak
put in a good word (for one)
f.
95
Deyim
biri/bir şey hakkında iyi konuşmak
put in a good word for someone/something
f.
96
Deyim
(biri) tarafından iyi anlaşılmak
strike home with (one)
f.
97
Deyim
(biri/bir şey) hakkında iyi/olumlu düşünmek
think a great deal of (someone or something)
f.
98
Deyim
(biri/bir şey) hakkında iyi/olumlu düşünmek
think a lot of (someone or something)
f.
99
Deyim
(biri/bir şey) hakkında iyi/olumlu düşünmek
think highly of (someone or something)
f.
100
Deyim
(biri/bir şey) hakkında iyi düşünmemek
think little of (someone or something)
f.
101
Deyim
(biri/bir şey) hakkında iyi düşünmemek
think nothing of (someone or something)
f.
102
Deyim
(biri/bir şey) hakkında iyi/olumlu düşünmek
think well of (someone or something)
f.
103
Deyim
biri/bir şey için iyi dilekler dilemek
wish somebody/something well
f.
104
Deyim
biri/bir şey için iyi dileklerde bulunmak
wish somebody/something well
f.
105
Deyim
(biri için) her şeyi olduğundan iyi görmek
all his geese are swans
expr.
106
Deyim
özünde iyi biri
not a bad sort
expr.
107
Deyim
aslında iyi biri
not a bad sort
expr.
108
Deyim
(biri) bundan daha iyi bir öneride/teklifte bulunamazdı
(one') can't say fairer than that
expr.
109
Deyim
(biri) özünde iyi
(one's) heart is in the right place
expr.
110
Deyim
(biri) bunu anlatmasa/bir şeyden bahsetmese iyi olur
(someone had) better keep quiet about it
expr.
111
Deyim
(biri) bunun hakkında sussa/konuşmasa iyi olur
(someone had) better keep quiet about it
expr.
112
Deyim
(biri) bunun hakkında çenesini kapalı tutsa iyi olur
(someone had) better keep quiet about it
expr.
113
Deyim
ortalama biri kadar iyi
as good as the next person
expr.
114
Deyim
tam (biri/bir şey) kadar iyi
every bit as good (as somebody/something)
expr.
115
Deyim
(biri/bir şey) kadar iyi
every bit as good (as somebody/something)
expr.
116
Deyim
(biri/bir şey) kadar iyi değil
not in the same league as (someone or something)
expr.
117
Deyim
(biri/bir şey) kadar iyi değil
not in the same league with (someone or something)
expr.
Speaking
118
Konuşma
o iyi biri
he is a good person
expr.
119
Konuşma
patronun iyi biri mi?
is your boss a nice person?
expr.
Furniture
120
Mobilya
içinde biri kötü hava koşulları diğeri ise iyi hava koşullarını bildiren iki insan olan bir maket ev
weather house
i.
121
Mobilya
içine biri kötü diğeri iyi hava tahmini yapan iki figür yerleştirilmiş maket ev
weather box
i.
Basketball
122
Basketbol
nba haziran draftında seçilen en iyi 14 oyuncudan herhangi biri
nba lottery pick
i.
Cinema
123
Sinema
başlangıçta kızgın sert biri görünen zamanla iyi bir kişi olduğu anlaşılan anime karakteri
tsundere
i.
Slang
124
Argo
çok iyi biri
the bomb [usa]
i.
125
Argo
çok iyi (biri/bir şey)
one hell of a (something or someone)
expr.
×
Pronunciation in context (
out of
)
Pronunciation of iyi biri
×
Terim Seçenekleri
Çeviri Öner / Düzelt
Fransızca İngilizce Sözlük
İspanyolca İngilizce Sözlük
Almanca İngilizce Sözlük
İngilizce Eşanlam Sözlük
Google Images
Merriam Webster
Dictionary.com
The Free Dictionary
Abbreviations
Wikipedia in English
Wikipedia in Turkish
Urban Dictionary
German, LEO
Chinese, Dict.Cn
Spanish, SpanishDict
Russian, Multitran.ru
Medical, MedicineNet
İşaret Dili, Signing Savvy