Geçmiş

iyi durumda

"iyi durumda" teriminin İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 44 sonuç

	Kategori	Türkçe	İngilizce
General
1	Genel	iyi durumda	well off s.
2	Genel	iyi durumda	well s.
3	Genel	iyi durumda	well conditioned s.
4	Genel	iyi durumda	in-good state s.
5	Genel	iyi durumda	in good state s.
6	Genel	iyi durumda	performant s.
7	Genel	iyi durumda	trim [obsolete] s.
8	Genel	iyi durumda	oke s.
9	Genel	iyi durumda	okey-doke s.
10	Genel	iyi durumda	in good condition s.
11	Genel	iyi durumda	good s.
12	Genel	iyi durumda	on one's pin zf.
13	Genel	iyi durumda	in trim zf.
14	Genel	iyi durumda	in good repair zf.
15	Genel	iyi durumda	alive and well zf.
16	Genel	iyi durumda	in good case expr.
Phrases
17	İfadeler	iyi durumda	in pristine condition expr.
18	İfadeler	iyi durumda	in good nick expr.
Colloquial
19	Konuşma Dili	iyi durumda	well off expr.
20	Konuşma Dili	iyi durumda	in shape expr.
21	Konuşma Dili	iyi durumda	into shape expr.
Idioms
22	Deyim	iyi durumda	(as) sound as a pound [uk] s.
23	Deyim	iyi durumda	well fixed s.
24	Deyim	iyi durumda	in fine fettle expr.
25	Deyim	iyi durumda	in good hands expr.
26	Deyim	iyi durumda	up to scratch expr.
27	Deyim	iyi durumda	hale and hearty expr.
28	Deyim	iyi durumda	in good nick [uk] expr.
29	Deyim	iyi durumda	in good repair [uk] expr.
30	Deyim	iyi durumda	in good feather expr.
31	Deyim	iyi durumda	on the pig's back expr.
32	Deyim	iyi durumda	in fine/good fettle expr.
33	Deyim	iyi durumda	up to the knocker expr.
34	Deyim	iyi durumda	in good shape expr.
35	Deyim	iyi durumda	in good nick expr.
36	Deyim	iyi durumda	in good repair expr.
37	Deyim	iyi durumda	in good state of repair expr.
Speaking
38	Konuşma	iyi durumda	all right expr.
Trade/Economic
39	Ticaret/Ekonomi	iyi durumda	sound s.
40	Ticaret/Ekonomi	iyi durumda	conditioned s.
41	Ticaret/Ekonomi	iyi durumda	in good condition expr.
Technical
42	Teknik	iyi durumda	in good condition expr.
Slang
43	Argo	iyi durumda	aight exclam.
44	Argo	iyi durumda	aight exclam.

"iyi durumda" teriminin diğer terimlerle kazandığı İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 97 sonuç

	Kategori	Türkçe	İngilizce
Common Usage
1	Yaygın Kullanım	yeni ve iyi durumda	pristine s.
General
2	Genel	iyi durumda olma	soundness i.
3	Genel	çok iyi durumda olan sikke	mint i.
4	Genel	çok iyi durumda olan damga	mint i.
5	Genel	iyi durumda kalamama	reverting i.
6	Genel	en iyi durumda olmak	be at one's best f.
7	Genel	iyi işler durumda olmak	be in good working order f.
8	Genel	daha iyi durumda olmak	be better off f.
9	Genel	iyi durumda olmak	be in good condition f.
10	Genel	iyi durumda olmak	be in good shape f.
11	Genel	çok iyi kondisyonda/durumda olmak	be in great shape f.
12	Genel	kenara ayırıp iyi durumda tutmak	preserve f.
13	Genel	daha iyi durumda	better off s.
14	Genel	iyi durumda değil	ropey s.
15	Genel	daha önce başka birinin sahip olduğu fakat halen iyi durumda olan ürün	nearly-new s.
16	Genel	çok iyi durumda	undamaged s.
17	Genel	çok iyi durumda	undestroyed s.
18	Genel	iyi durumda tutulamaz	unmaintainable s.
19	Genel	iyi durumda tutulmamış	unmaintained s.
20	Genel	iyi durumda saklanan	kept up s.
21	Genel	çok iyi durumda	golden s.
22	Genel	fiziksel olarak iyi durumda	gradely [dialect] s.
23	Genel	oldukça iyi durumda olma	vgc (very good condition) kısalt.
Phrasals
24	Öbek Fiiller	gayet iyi durumda olmak	perk along f.
25	Öbek Fiiller	uygunsuz bir durumda iyi davranmak	rise above f.
26	Öbek Fiiller	(birinden/bir şeyden) daha iyi bir durumda/konumda olmak	remain ahead of (someone or something) f.
Phrases
27	İfadeler	iyi işler durumda	in working order expr.
Colloquial
28	Konuşma Dili	iyi durumda olmamak	be past it f.
29	Konuşma Dili	iyi durumda olmamak	look past it f.
30	Konuşma Dili	uzun zamandır kullanılmasına rağmen iyi durumda olmak	wear well f.
31	Konuşma Dili	iyi durumda olmak	be laughing f.
32	Konuşma Dili	iyi durumda olmamak	look past it [uk] f.
33	Konuşma Dili	iyi durumda olmamak	look past it [uk] f.
34	Konuşma Dili	(sağlık, durum) gayet iyi durumda	not so dusty s.
35	Konuşma Dili	yaşına göre iyi durumda	well preserved s.
36	Konuşma Dili	iyi/güçlü durumda olan	going strong s.
37	Konuşma Dili	çok iyi durumda	in the pink expr.
38	Konuşma Dili	çok iyi durumda değil	not too hot expr.
39	Konuşma Dili	pek/çok iyi durumda değil	not too hot expr.
40	Konuşma Dili	çok iyi durumda değil	not so hot expr.
41	Konuşma Dili	pek/çok iyi durumda değil	not so hot expr.
42	Konuşma Dili	iyi/normal bir durumda değil	not (oneself) expr.
Idioms
43	Deyim	çok iyi durumda	fat of the land i.
44	Deyim	eskisi kadar/gibi iyi durumda/varlıklı olmamak	have known better days f.
45	Deyim	eskisi kadar/gibi iyi durumda/varlıklı olmamak	have seen better days f.
46	Deyim	çok iyi durumda olmak	be in the pink of condition f.
47	Deyim	daha iyi durumda olmak	have the edge over f.
48	Deyim	çok iyi durumda olmak	live on the fat of the land f.
49	Deyim	hala iyi/güçlü durumda olmak	be still going strong f.
50	Deyim	fiziksel olarak iyi (fit) durumda olmak	be in fighting trim f.
51	Deyim	ölse daha iyi olacak kadar kötü durumda olmak	be better off dead f.
52	Deyim	çok elverişli/iyi durumda olmak	have an easy time of it f.
53	Deyim	(biri/bir şey) artık iyi durumda olmamak	be past (someone's or something's) best f.
54	Deyim	iyi durumda olmak	be (as) sound as a dollar f.
55	Deyim	iyi bir durumda olmak	be (something) to the good f.
56	Deyim	iyi durumda olmak	be as good as new f.
57	Deyim	yeni ve iyi durumda olmak	be in mint condition f.
58	Deyim	iyi durumda olmak	be in good shape f.
59	Deyim	iyi durumda olmak	be onto a good thing f.
60	Deyim	iyi durumda/konumda olmak	be onto something f.
61	Deyim	iyi durumda olmak	be well off f.
62	Deyim	(birinden/bir şeyden) daha iyi durumda olmak	have an edge over (someone or something) f.
63	Deyim	(birinden/bir şeyden) daha iyi durumda olmak	have the edge over (someone or something) f.
64	Deyim	çok iyi durumda	in top form expr.
65	Deyim	çok iyi durumda	mint condition expr.
66	Deyim	en iyi durumda	as right as rain expr.
67	Deyim	toplum içerisinde iyi durumda	at the top of the pile/heap expr.
68	Deyim	(hala) iyi durumda	(still) going strong expr.
69	Deyim	en iyi durumda	at (one's) best expr.
70	Deyim	en iyi durumda	at the best of times expr.
71	Deyim	toplum içerisinde daha iyi durumda	at the top of the pile/heap expr.
72	Deyim	diğerlerinden iyi durumda	at the top of the heap expr.
73	Deyim	diğerlerinden iyi durumda	at the top of the heap expr.
74	Deyim	diğerlerine göre daha iyi durumda	at the top of the heap expr.
75	Deyim	(bir yerde) daha iyi konumda/durumda	better off (somewhere) expr.
76	Deyim	(bir yerde) daha iyi konumda/durumda	better off (if one were somewhere else) expr.
77	Deyim	çok iyi durumda	in the pink of condition [dated] expr.
78	Deyim	çok iyi durumda	in the pink of health expr.
79	Deyim	(bir şeye) rağmen çok zarar görmemiş/iyi durumda	none the worse (for something) expr.
80	Deyim	'-e rağmen çok zarar görmemiş/iyi durumda	none the worse for expr.
81	Deyim	en iyi durumda	in tip-top shape expr.
Formal
82	Resmi	(monarşide) varis olarak daha iyi bir seçeneğin bulunmadığı durumda mirası alan kimse	heir presumptive i.
Speaking
83	Konuşma	benden daha iyi durumda	he's doing better than I am expr.
84	Konuşma	en iyi durumda bile	even in the best of times expr.
85	Konuşma	en iyi durumda bile	even at the best of times expr.
Trade/Economic
86	Ticaret/Ekonomi	iyi durumda bulunan ticari girişim	going concern i.
87	Ticaret/Ekonomi	iyi durumda teslim edilmiş gönderi	shipment delivered in good condition i.
88	Ticaret/Ekonomi	tedavülden kaldırılmış sikkenin ne kadar iyi durumda olduğunu gösteren sayısal derecelendirme	mint state i.
89	Ticaret/Ekonomi	mali açıdan iyi durumda	beforehand zf.
Politics
90	Siyasal	iyi durumda olan banka	good bank i.
Medical
91	Medikal	akciğer fonksiyonlarının iyi durumda olması	good lung function i.
92	Medikal	vücuttaki kanın ve diğer sıvıların iyi durumda olması	euchymy i.
Zoology
93	Zooloji	(hayvan) iyi durumda olan	forward [new zealand] s.
Agriculture
94	Tarım	en iyi durumda satışa çıkmaları için tam olgunlaşmamışken hasat edilmiş	market-ripe s.
Slang
95	Argo	iyi durumda değilim	I'm hosed expr.
96	Argo	iyi durumda değilim	I am hosed expr.
97	Argo	zihinsel ve fiziksel olarak çok iyi durumda	finer than frog hair expr.