Türkçe | İngilizce | |
---|---|---|
General | ||
Genel | kaynamış | boiled s. |
Genel | kaynamış | scalding s. |
Biology | ||
Biyoloji | kaynamış | connate s. |
Archaic | ||
Eski Kullanım | kaynamış | sodden s. |
Türkçe | İngilizce | |
---|---|---|
General | ||
Genel | çene kemiğine kaynamış diş | impacted tooth i. |
Genel | çok kaynamış yumurta | hard boiled egg i. |
Genel | kaynamış şekerle tereyağından yapılan şekerleme | taffy i. |
Genel | kaynamış su | boiled water i. |
Genel | kaynamış bezir | boiled linseed oil i. |
Genel | kaynamış yağ | boiled oil i. |
Genel | ile kaynamış | fused with s. |
Idioms | ||
Deyim | arada kaynamış | lost in the shuffle s. |
Medical | ||
Medikal | kötü kaynamış (kemik) | conglutinate s. |
Pathology | ||
Patoloji | kaynamış göz çukuru anomalisine sahip birey | cyclops i. |
Gastronomy | ||
Mutfak | kaynamış yumurta | hard boiled egg i. |
Mutfak | kaynamış yumurta | boiled egg i. |
Mutfak | yayık altı suyu ile kaynamış peynir altı suyunun karışımı | fleetings i. |
Botanic | ||
Botanik | erkek organları kaynamış olan | synandrous s. |
Slang | ||
Argo | kanı kaynamış | switched on s. |