kemik - Türkçe İngilizce Sözlük
Geçmiş

kemik



"kemik" teriminin İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 8 sonuç

Türkçe İngilizce
Common Usage
kemik bone i.
General
kemik os i.
kemik bone i.
kemik bane [scotland] i.
kemik osseous s.
Medical
kemik bone i.
kemik osteo- ök.
Chemistry
kemik bone i.

"kemik" teriminin diğer terimlerle kazandığı İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 500 sonuç

Türkçe İngilizce
Common Usage
bir deri bir kemik angular s.
General
kemik içindeki çıkıntı splint i.
kemik şişi exostosis i.
uzun kemik long bone i.
yassı bir kemik tabula i.
solungaç koruyucu kemik gill cover i.
kemik yumuşaması osteomalacia i.
kemik kalıntıları dust i.
döner kemik radius i.
kemik çıkarma deboning i.
kemik tozu bone meal i.
kemik torbası weed i.
olgunlaşmış kemik mature bone i.
kemik çürümesi caries i.
bir deri bir kemik skin and bones i.
kemik hastalıkları hastanesi osteopathic hospital i.
kemik iliği ponksiyonu marrow puncture i.
mastoid çıkıntısı (kemik) mastoid i.
kemik oluşumu osteogenesis i.
ek yeri (kemik) suture i.
iliği çok olan kemik marrowbone i.
içine kemik külü katılarak yapılan porselen tabak bone china i.
et ve kemik flesh and bone i.
kemik yoğunluğu bone density i.
kemik rengi bone color i.
kemik başı capitulum i.
kemik sırtı crest i.
kemik ucu epiphysis i.
kemik iliği marrow i.
kemik koleksiyoncusu bone collector i.
kemik çerçeveli gözlük horn-rimmed glasses i.
kemik mumu bone wax i.
kemik sıyırma deboning i.
bir deri bir kemik all skin and bones i.
bir deri bir kemik kimse bag of bones i.
etli kemik fleshy bone i.
pas ve kemik rust and bone i.
kemik kadro skeleton crew i.
kemik törpüsü bone file i.
kemik eğesi bone file i.
eti sıyrılmış kemik bare bone i.
kemik gibi sert bir yüzey üstündeki yumuşak bölge facette i.
çentikli kemik bicched bones i.
eskiden abd'de komedyenler tarafından kullanılan kemik veya tahtadan yapılmış yassı tokmaklar bones i.
kemik rengi bone i.
kemik parçası bone i.
kemik yağı bone fat i.
kemik dantel bone lace i.
kemik çıkarıcı boner i.
kemik çerçeveli gözlük horn-rims i.
kemik çerçeveli (gözlük) horn-rims i.
kemik çerçeve ile ilgili horn-rims i.
zar oyununa benzeyen, kemik ve tepsi ile oynanan bir kızılderili oyunu hubbub i.
(kemik) doğru pozisyonuna geri gelme reposition i.
nesli tükenmiş bazı balıkların kafasını çevreleyen kemik tabakası galea i.
kemik veya metal gibi sert yüzeylerin törpülenip perdahlanması limation i.
bir deri bir kemik kimse rickle [scotland] i.
yaldızlı 19. yüzyıl kemik porseleni rockingham i.
pürüzsüz kemik rowel bone i.
cilalı kemik rowel bone i.
pürüzsüz kemik rewel bone i.
cilalı kemik rewel bone i.
(yakında ölüp kargalara leş olacak) bir deri bir kemik at crow-bait i.
(ilik iltihabında) ayrık kemiğin etrafında yeni kemik oluşumu involucrum i.
(bazı sürüngen ve kuşların gözakında) kemik tabaka ossicle i.
kemik özü ostein i.
(kemik) faringeal bölüm pharyngeal i.
solungaç kemerine ait kemik pharyngobranchial i.
solungaç kemerine ait kemik superior pharyngeal i.
solungaç kemerine ait kemik upper pharyngeal i.
bir deri bir kemik olma scraggedness i.
bir deri bir kemik tip skeleton i.
kemik asker grubu olan alay skeleton regiment i.
bir deri bir kemik kimse skelf i.
piramit kemik pyramidal i.
(kemik kavitesinde) çıkıntılı kenar supercilium i.
üst üste binmek (kemik) override f.
bir deri bir kemik yapmak emaciate f.
kaynamak (kemik) knit f.
kemik çıkmak (kemik) be dislocated f.
bir deri bir kemik olmak be all skin and bones f.
kemik kırmak break a bone f.
diş, kemik, balen, fildişi gibi malzeme üzerine oyma süsler yapmak scrimshaw f.
bir deri bir kemik kalmak emacerate [obsolete] f.
kemik parçasıyla ovmak bone f.
sıyırmak (kemik) rugine f.
törpülemek (kemik) rugine f.
bir deri bir kemik kalmak cling [uk] f.
nekrotik kemik oluşturmak sequestrate f.
(askeri birlik) kemik kadroya düşürmek skeletonize [us] f.
(askeri birlik) kemik kadroya düşürmek skeletonise [uk] f.
bir deri bir kemik mere skin and bone s.
bir deri bir kemik as thin as a lath s.
bir deri bir kemik kalmış rawboned s.
bir deri bir kemik as thin as a rake s.
bir deri bir kemik rawboned s.
bir deri bir kemik bony s.
bir deri bir kemik nothing but skin and bones s.
bir deri bir kemik emaciated s.
kemik gibi bony s.
bir deri bir kemik starveling s.
kemik dokuyla ilgili epicondylic s.
bir deri bir kemik scraggy s.
kemik gibi as dry as a bone s.
bir deri bir kemik scrawny s.
kemik torbası skinny s.
bir deri bir kemik kalmış emaciated s.
kemik gibi as hard as a bone s.
bir deri bir kemik skinny s.
bir deri bir kemik skin and bone s.
bir deri bir kemik rawbone s.
çürümüş (diş/kemik) carious s.
bir deri bir kemik pinched s.
bir deri bir kemik cadaverous s.
bir deri bir kemik haggard s.
bir deri bir kemik gaunt s.
bir deri bir kemik skeletal s.
kemik gibi boney s.
kemik içi intraosseous s.
bir deri bir kemik bareboned s.
(hayvan) kemik kaplı bone-covered s.
bir deri bir kemik boney s.
(at) sırt kemikleri kemik büyümesi ile birleşmiş broken-backed s.
kemik çerçeveli (gözlük) horn-rimmed s.
kemik çerçeve ile ilgili horn-rimmed s.
bir deri bir kemik kalmış hunger-bit s.
(kırık kemik uçları) yapıştırılmış impacted s.
bir deri bir kemik kalmış clung [dialect] [uk] s.
kemik oluşturan ossific s.
kemik yapan ossific s.
kemik kıran ossifragous s.
sfenoid kemik ile ilgili pterygoid s.
sfenoid kemik bölgesinde yer alan pterygoid s.
(kemik) yerinden oynamış shotten [obsolete] s.
(kemik) yerinden çıkmış shotten [obsolete] s.
(kemik) yerinden kaymış shotten [obsolete] s.
kemik kadrodan oluşan skeleton s.
dış kemik tabakasının altında yer alan subperiosteal s.
dış kemik tabakasının altında gelişen subperiosteal s.
simplektik kemik ile ilgili symplectic s.
(kemik) simplektik symplectic s.
hyomandibüler ve kuadrat kemik arasındaki kemikle ilgili symplectic s.
(kemik) hyomandibüler ve kuadrat kemik arasında olan symplectic s.
kemik anlamı veren ön ek ossi- ök.
kemik anlamı veren ön ek oste- ök.
(çoğul) kemik anlamı veren son ek -oi snk.
kemik anlamı veren son ek -ost snk.
Phrasals
(kemik) yerinden çıkmak turn out f.
(kemik) çıkmak put out f.
kaynamak (kırık kemik) knit together f.
Proverb
köpeğin duası kabul olsaydı gökten kemik yağardı if a dog's prayers were answered, bones would rain from the sky
itin duası kabul olsaydı gökten kemik yağardı pigs could fly if they had wings
itin duası kabul olsaydı gökten kemik yağardı pigs might fly if they had wings
köpeğin duası kabul olsaydı gökten kemik yağardı if wishes were horses, then beggars would ride
kemik ne kadar yakınsa et o kadar tatlıdır the nearer the bone, the sweeter the meat
köpeğin duası kabul olsaydı gökten kemik yağardı if wishes were horses
köpeğin duası kabul olsaydı gökten kemik yağardı if wishes were horses, (then) beggars might ride
köpeğin duası kabul olsaydı gökten kemik yağardı if wishes were horses, beggars would ride
köpeğin duası kabul olsaydı gökten kemik yağardı if wishes were horses, beggars would/might ride
Colloquial
bir deri bir kemik bones i.
kemik torbası bones i.
kemik torbası rickle o' banes [scottish] i.
bir deri bir kemik rickle o' banes [scottish] i.
bir deri bir kemik bone-thin s.
kemik kadar kuru bone-dry s.
hadi kemik göreyim seni daddy needs (new) shoes expr.
hadi kemik göreyim seni daddy needs a new pair of shoes expr.
hadi kemik (the) baby needs (new) shoes expr.
hadi kemik baby needs a new pair of shoes expr.
Idioms
bir deri bir kemik bag of bones i.
bir deri bir kemik skin and bone i.
bir deri bir kemik a bag of bones i.
kemik torbası a bag of bones i.
kemik torbası bag of bones i.
kemik kadro a skeleton crew i.
kemik kadro a skeleton staff i.
kemik kadro a skeleton service i.
bir deri bir kemik kalmak be as thin as a lath f.
bir deri bir kemik olmak be as thin as a rail (us) f.
bir deri bir kemik kalmak be as thin as a rake f.
bir deri bir kemik kalmak be all skin and bone f.
bir deri bir kemik olmak/kalmak be skin and bone f.
birini önüne kemik atmak toss a bone to (someone) f.
birini önüne kemik atmak throw someone a bone f.
bir deri bir kemik olmak be as thin as a rake (brit/aus) f.
bir deri bir kemik olmak be all skin and bones f.
bir deri bir kemik olmak/kalmak be skin and bones f.
bir deri bir kemik kalmak be as thin as a stick f.
kemik gözükünceye kadar kesilmek be cut to the bone f.
bir deri bir kemik olmak be all skin and bone f.
kemik torbası olmak be all skin and bone f.
bir deri bir kemik olmak be all skin and bones f.
kemik torbası olmak be all skin and bones f.
bir deri bir kemik olmak be just skin and bone f.
kemik torbası olmak be just skin and bone f.
bir deri bir kemik olmak be just skin and bones f.
kemik torbası olmak be just skin and bones f.
bir deri bir kemik olmak be nothing but skin and bone f.
kemik torbası olmak be nothing but skin and bone f.
bir deri bir kemik olmak be nothing but skin and bones f.
kemik torbası olmak be nothing but skin and bones f.
bir deri bir kemik olmak be all skin and bone f.
bir deri bir kemik kalmak be all skin and bone f.
kemik torbası olmak be all skin and bone f.
bir deri bir kemik olmak be just skin and bone f.
bir deri bir kemik kalmak be just skin and bone f.
kemik torbası olmak be just skin and bone f.
bir deri bir kemik olmak be nothing but skin and bone f.
bir deri bir kemik kalmak be nothing but skin and bone f.
kemik torbası olmak be nothing but skin and bone f.
bir deri bir kemik olmak be all skin and bones f.
bir deri bir kemik kalmak be all skin and bones f.
kemik torbası olmak be all skin and bones f.
bir deri bir kemik olmak be just skin and bones f.
bir deri bir kemik kalmak be just skin and bones f.
kemik torbası olmak be just skin and bones f.
bir deri bir kemik olmak be nothing but skin and bones f.
bir deri bir kemik kalmak be nothing but skin and bones f.
kemik torbası olmak be nothing but skin and bones f.
(birinin) önüne kemik atmak throw a bone to (someone) f.
(birinin) önüne kemik atmak toss (someone) a bone f.
kemik kıran bone-crunching s.
bir deri bir kemik (all) skin and bones s.
bir deri bir kemik kalmış (all) skin and bones s.
kuruyup kemik gibi olmuş (as) dry as a bone s.
haydi yavrum kemik (the) baby needs (new) shoes expr.
haydi yavrum kemik the baby needs shoes expr.
bir deri bir kemik as lean as an alley cat expr.
bir deri bir kemik skinny as a beanpole expr.
bir deri bir kemik nothing but skin and bones expr.
bir deri bir kemik as skinny as a beanpole expr.
kemik torbası gibi skinny as a beanpole expr.
kemik torbası gibi as skinny as a beanpole expr.
haydi yavrum kemik! (kadın) mama needs (new) shoes! expr.
haydi yavrum kemik! (kadın) mama needs a new pair of shoes expr.
itin duası kabul olsaydı gökten kemik yağardı if pigs had wings expr.
itin duası kabul olsaydı gökten kemik yağardı if pigs had wings, they would/could fly expr.
Industry
balığın kemik ve pullarının kaynatılması ile elde edilen yapışkan madde fish glue i.
Media
bir baskıdan diğerinin başlamasına kadar gazete ofisinde kalan kemik kadro lobster shift i.
Technical
metal çözümleme işleminde kullanılan kemik külünden yapılmış gözenekli kap refractory pot i.
çukurcuklu kemik alveolar bone i.
kaynaşık kemik synostosis i.
kemik kömürü animal black i.
kemik titreştirici bone vibrator i.
kemik ve deri tutkalları bone and skin glues i.
kemik kömürü bone black i.
kemik kömürü animal charcoal i.
kemik iletimi bone conduction i.
kemik titreştirici çıkışı kullanan işitme cihazı hearing aid with bone vibrator output i.
kemik yağı bone oil i.
kemik kömürü bone char i.
kemik kömürü boneblack i.
kemik cilası bone polish i.
kaynaşık kemik synosterisis i.
kemik külü bone ash i.
kemik tutkalı bone glue i.
kemik tozu bone meal i.
kemik siyahı animal black i.
kemik dokusu bone tissue i.
kemik yapısı bone structure i.
saf ton kemik iletimi odiyometresi pure-tone bone-conduction audiometry i.
süngerimsi kemik cancellous bone i.
süngerimsi kemik alveolar bone i.
temel saf ton hava ve kemik iletimi eşik odyometrisi basic pure tone air and bone conduction threshold audiometry i.
öğütülmüş kemik ve mineral maddelerden yapılıp basınçla sertleştirilmiş bir madde boncilate i.
kemik külü kase bone-ash cup i.
kemik kömürü slate i.
Electric
kemik titreştirici bone vibrator i.
Construction
değerli taşların imitasyonu ve kalıp, mühür vs. yapımı için kullanılan çimento ve fildişi ya da kemik tozu karışımı eburin i.
Dyeing
siyah pigment olarak kullanılan karbonize kemik kömürü içeren siyah renkli madde animal black i.
siyah pigment olarak kullanılan karbonize kemik kömürü içeren siyah renkli madde bone char i.
siyah pigment olarak kullanılan karbonize kemik kömürü içeren siyah renkli madde bone black i.
siyah pigment olarak kullanılan karbonize kemik kömürü içeren siyah renkli madde animal charcoal i.
yüksek kalitede kemik siyahı ivory black i.
Mining
kemik kömürü abaiser i.
Medical
iyileşme sırasında kırık bir kemiğin uçları etrafında gelişen sert kemik dokusu callus i.
kemik irileşmesi acromegalia i.
kafatasının iç ve dış yüzeylerindeki düz kemik tabakalarının her biri table i.
kırık kemik uçlarının tel halka ile bir araya getirilmesi cerclage i.
kemik zarı yangısı periostosis i.
kemik zarı enflamasyonu periostosis i.
anormal kemik çıkıntıları exostosis i.
açık kemik iliği biyopsisi open bone marrow biopsy i.
açıkta kalmış kemik denuded bone i.
akrilik kemik yapıştırıcısı acrylic bone cement i.
alkalen fosfataz kemik izoenzimi skeletal alkaline phosphatase isoenzyme i.
anevrizmal kemik kisti aneurysmal bone cyst i.
aşırı kemik gözenekliliği osteoporosis i.
ayrık kemik sequestrum i.
bir kemik tümörü osteoid osteoma i.
cam kemik hastalığı brittle bones i.
çengel kemik unciform i.
cam kemik hastalığı glass bone disease i.
cam kemik hastalığı lobstein syndrome i.
cam kemik hastalığı brittle bone disease i.
cam kemik hastalığı osteogenesis imperfecta i.
chuinard-peterson tipi kemik grefti chuinard-peterson bone graft i.
demineralize kemik matriksi demineralized bone matrix i.
destriktif kemik hastalığı destructive bone disease i.
dev hücreli kemik tümörü giant cell tumor of bone i.
difüz kemik hastalığı diffuse bone disease i.
displastik kemik dysplastic bone i.
doruk kemik kütlesi oluşumu peak bone mass formation i.
doruk kemik kütlesi peak bone mass i.
dural kemik defektleri dural bone defects i.
diş kemik ve diş eti hastalıklarını inceleyen bilim dalı periodontics i.
dirimsel kemik tutturucular biofix bone pins i.
gelişimsel kemik hastalıkları developmental bone diseases i.
habis bir kemik tümörü osteosarcoma i.
genç kemik hücresi osteoblast i.
habis bir kemik tümörü osteogenic sarkoma i.
göğüs kafesindeki kas, sinir, eklem, kemik yapılarının hepsinin oluşturduğu körüğe benzetilen yapı chest bellows i.
hiyoid kemiğin büyük boynuzunu yapan fetal kemik thyrohyal i.
hava-kemik aralığı air-bone gap i.
hava-kemik gapı air-bone gap i.
iri kemik göze osteoclast i.
iki kemik veya organın birbiriyle kaynaşması symphysis i.
iliksel kemik uru myelogenous sarcoma i.
insan temporal kemik laboratuvarı human temporal bone laboratory i.
iliak kemik iliac bone i.
iri kemik göze etkinliği osteoclastic activity i.
ilerleyici kemik deformiteleri progressive bone deformities i.
ilikli kemik marrowbone i.
kanserin kemik iliğini tutması nedeniyle gelişen anemi myelophthisic anemia i.
kalıcı kemik deformiteleri permanent bone deformities i.
kemik gövdesi diagnosis i.
kemik kazıyıcı xyster i.
kemik kaynaşması synosterisis i.
kemik vibratörü bone vibrator i.
kemik gücü bone strength i.
kemik aşısı bone graft i.
kemik iliği iğnesi bone marrow needle i.
kemik çimentosu dolgusu bone cement filler i.
kemik matkabı bone drill i.
kemik dışzarı altı implantlar subperiosteal implants i.
kemik çarpıklığı valgus i.
kemik sintigrafisi bone scintigraphy i.
kemik iliği supresyonu bone marrow suppression i.
kemik karası bone black i.
kemik iliği trefin biyopsisi bone marrow trephine biopsy i.
kemik yumuşaması osteolysis i.
kemik lenfoması bone lymphoma i.
kemik dışzarı periosteum i.
kemik dansitometrisi bone densitometry i.
kemik iliği bağışçısı bone marrow donor i.
kaynaşma (kemik) anchylosis i.
kemik dolgusu bone cement i.
kemik rejenerasyonu bone regeneration i.
kemik iliği yetersizliği bone marrow deficiency i.
kemik suyu peltesi gelatine i.
kemik hastalığı rickets i.
kemik vida bone screw i.
kemik ucu epiphyses i.
kemik anagöze osteoblast i.
kemik dışzarı yangısı periostitis i.
kemik mineralizasyonunda gecikme bone mineralization delay i.
kemik kaynaşması synostosis i.
kemik irileşmesi acromegalia i.
kemik spurları bone spurs i.
kemik büyüme faktörü bone growth factor i.
kemik yeniden modellemesi bone re-modeling i.
kemik yerine kullanılan malzeme bone substitute i.
kemik iliği transplantasyonu bone marrow transplantation i.
kemik yapıcı hücreler osteoblasts i.
kemik sarkomalarında enneking evreleme sistemi bone sarcomasenneking staging system i.
kemik flep yerleştirilmesi replacement of bone flap i.
kemik aşılama bone graft i.
kemik dolgusu hastalığı bone cement disease i.
kemik sertleşmesi eburnation i.
kemik kusuru bone defect i.
kemik erimesi bone loss i.
kemik yapıcı osteogenous i.
kemik tümleşimi osteointegration i.
kemik iliği nakli bone marrow transplant i.
kemik metastazı bone metastasis i.
kemik fizyolojisi bone physiology i.
kemik tümörü osteoma i.
kemik iliği rahatsızlığı sonucu vücudun aşırı oranda kırmızı kan hücresi üretmesi polycythemia vera i.
kaynaşma (kemik) ankylosis i.
kemik döngüsü göstergeleri bone turnover markers i.
kemik ekleme bone apposition i.
kemik kırma aygıtı osteoclast i.
kemik mineralizasyonunun bozulması impaired bone mineralization i.
kemik eklem tüberkülozu bone and joint tuberculosis i.
kemik boşluğu lacuna i.
kemik iltihabı osteitis i.
kemik iliği hücreleri bone marrow cells i.
kemik yağı dippel's oil i.
kemik tamponu bone tamp i.
kemik iletimli odiyometre bone-conduction audiometer i.
kemik doku patolojisi bone tissue pathology i.
kemik yoğunluğu ölçümü bone density measurement i.
kemik çıkıntısı osteophyte i.
kemik uçlarının birleşmesi bone union i.
kemik sağlığı bone health i.
kemik uru osteophyte i.
kemik iliği hastalıkları bone marrow diseases i.
kemik hücreleri osteocytes i.
kemik iliği rahatsızlığı bone marrow disease i.
kemik bilim osteology i.
kemik iliği incelenmesi bone marrow examination i.
kemik kitlesi bone mass i.
kemik iliği ödemi sendromu bone marrow edema syndrome i.
kemik tümörü rezeksiyonu bone tumor resection i.
kemik yoğunluğunda azalma decrease in bone density i.
kemik yıkımı osteonecrosis i.
kemik kömürü tozu bone black i.
kemik erimesi osteoporosis i.
kemik vidaları bone screws i.
kemik nekrozu osteonecrosis i.
kemik morfojenik proteini bone morphogenetic protein i.
kemik kütle ölçümü bone mass measurement i.
kemik kanseri bone cancer i.
kemik taraması bone scan i.
kemik kaynaması bone union i.
kemik displazileri bone dysplasias i.
kemik dış zarı periosteum i.
kemik-patellar tendon-kemik grefti bone-patellar tendon-bone graft i.
kemik üzeri ligaman supraspinous ligament i.
kemik iliğinde köpük hücreleri bone marrow foamy cells i.
kemik yapısı bone structure i.
kemik büyümesi bone growth i.
kemik keskisi osteotome i.
kemik kaynaşması bone bonding i.
kemik kırılması fracture i.
kemik mineral yoğunluğu bone mineral density i.
kemik dokusu oluşumlu bağlama bonding osteogenesis i.
kemik döngüsü belirteçleri bone turnover markers i.
kemik erimesi osteolysis i.
kemik rezorbsiyon ve formasyonu bone resorption and formation i.
kemik içindeki kanal sistemi haversian canal system i.
kemik iliği aspirasyonu bone marrow aspiration i.
kemik ucu kancası hamulus i.
kemik ve kemikler bone and bones i.
kemik hastalıkları eğitim ve araştırma hastanesi osteopathic training and research hospital i.
kemik ve eklem tüberkülozu bone and joint tuberculosis i.
kemik yutulması osteoclasis i.
kemik iliği donörü bone marrow donor i.
kemik irileşmesi hyperostosis i.
kemik bileşimi bone composition i.
kemik iliği ödemi bone marrow edema i.
kemik iliği tümörleri bone neoplasms i.
kemik iliğindeki tutulumu bone marrow involvement i.
kemik veya kıkırdağın kırılması fracture i.
kemik külü bone ash i.
kemik dışzarı altı koyuntular subperiosteal implants i.
kemik külü seramiği bone china i.
kemik ameliyatı osteotomy i.
kemik titreştirici bone vibrator i.
kemik metastazları osseous metastases i.
kaynaşma (kemik) symphysis i.
kemik beslenmesi osteotrophy i.
kemik gövdesi diaphysis i.
kemik yapıcı tabaka osteogenic bed i.
kemik yıkımı yapan hücre osteoclast i.
kemik matriks yapıları bone matrix elements i.
kemik suyu peltesi gelatin i.
kemik iliği nakli bone marrow transplantation i.
kemik doku gelişimi osteogenesis i.
kemik çıkıntıları bone spurs i.
kemik mineral dengeleşimi bone mineral homeostasis i.
kemik içzarı endosteum i.
kemik iliği bağışı bone marrow donation i.
kayıksı kemik navicular bone i.
kemik iliği promyelosit aşaması promyelocyte stage of bone marrow i.
kemik içi infüzyon intraosseous infusion i.
kemik erimesi bone thinning i.
kemik irileşmesi acromegaly i.
kemik transplantasyonu bone transplantation i.
kemik ucu yumrusu condyle i.
kemik yangısı osteitis i.
kemik kanseri osteoid cancer i.
kemik oluşumu ostosis i.
kemik kütlesi oluşumu bone mass formation i.
kemik iliği baskılanması bone marrow suppression i.
kemik cerrahisi bone surgery i.
kemik bilimi osteology i.
kemik kırığı bone fracture i.
kemik iliği transplantasyonu bone marrow transplantatiıon i.
kemik ucu condyle i.
kemik transferi bone transfer i.
kemik kesimi osteotomy i.
kemik eklem tüberkülozu bone joint tuberculosis i.
kemik anahücresi osteoblast i.
kemik veremi bone tuberculosis i.
kemik dokusunda hipertrofi hypertrophy of bone tissue i.
kemik özü ossein i.
kemik dışı dokular extra-osseous tissues i.
kemik benzeri bone analogue i.
kemik iletimli işitme cihazı bone-conduction hearing aid i.
kemik gelişimi bone development i.
kemik döngüsü bone turnover i.
kemik sarkomları bone sarcomas i.
kemik gelişiminde gecikme delayed bone growth i.
kemik tümörü bone tumor i.
kemik iliği tutulumu bone marrow involvement i.
kemik hastalıkları bone diseases i.
kemik mineral dansitesi bone mineral density i.
kemik çimento bone cement i.
kemik metabolizması bone metabolism i.