live life - Türkçe İngilizce Sözlük
Geçmiş

live life

Play ENTRENus
Play ENTRENuk
Play ENTRENau


"live life" teriminin Türkçe İngilizce Sözlükte anlamları : 1 sonuç

İngilizce Türkçe
General
live life f. hayat yaşamak

"live life" teriminin diğer terimlerle kazandığı İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 76 sonuç

İngilizce Türkçe
General
live an upright life f. namusuyla yaşamak
live a healthy and happy life f. gün görmek
live a single life f. bekar yaşamak
live a long life f. gömlek eskitmek
live a healthy life f. sağlıklı yaşamak
live a double life f. ikiyüzlü bir hayat yaşamak
live a life of luxury f. varlık içinde yaşamak
live the life of riley f. bey gibi yaşamak
live one's life to the full f. hayatın tadını çıkarmak
live one's life to the full f. hayatını doyasıya yaşamak
live in fear for one's life f. öldürülme korkusuyla yaşamak
live in fear for one's life f. ölüm korkusuyla yaşamak
live a life of great misery f. sürüm sürüm sürünmek
live a life of luxury f. lüks içinde yaşamak
live a modest life f. mütevazı bir hayat yaşamak
live a modest life f. mütevazı bir yaşam sürmek
live a humble life f. mütevazı bir hayat yaşamak
live a humble life f. mütevazı bir yaşam sürmek
live life fully f. dolu dolu yaşamak
live life to the fullest f. dolu dolu yaşamak
live life in the fast lane f. uçlarda yaşamak
live life in the fast lane f. hayatı uçlarda yaşamak
live life in the fast lane f. hızlı yaşamak
live a life f. yaşam sürdürmek
live a happy life f. mutlu bir yaşam sürmek
live a happy life f. mutlu yaşamak
live a happy life f. mutlu bir hayat sürmek
live life to the fullest f. hayatı dolu dolu yaşamak
live the nomadic life f. göçebe hayatı yaşamak
live a double life f. çifte hayat yaşamak
Colloquial
live a double life f. iki hayat yaşamak
go live your life expr. gidin hayatınızı yaşayın
live your own life expr. kendi hayatını yaşa
Idioms
live a charmed life f. çok şanslı olmak
live a charmed life f. hep dört ayağının üzerine düşmek
live out one's life f. hayatının geri kalanını (bir yerde vb) geçirmek/yaşamak
live out one's life f. hayatını harcamak
live the life of riley f. lüks içinde yaşamak
live out one's life f. ömrünü tüketmek
live a dog's life f. sefil bir yaşam sürmek
live a dog's life f. sersefil olmak
live a dog's life f. sürünmek
live a charmed life f. şanslı bir yaşam sürmek
live a dog's life f. (yaşarken) it gibi sürünmek
live (life) on the edge f. (hayatı) uçlarda yaşamak
live (life) on the edge f. tehlikeli bir yaşam sürmek
live (life) on the edge f. (hayatı) risk alarak yaşamak
live (one's) own life f. özgürce yaşamak
live (one's) own life f. kendi kafasına göre yaşamak
live (one's) own life f. kendi bildiği gibi yaşamak
live (one's) own life f. kendi hayatını yaşamak
live (one's) own life f. kendine göre yaşamak
live a life of f. (bir şey) içinde yaşamak
live a life of f. (bir şekilde) bir hayat yaşamak
live a life of (something) f. (bir şey) içinde yaşamak
live a life of (something) f. (bir şekilde) bir hayat yaşamak
live a life of reilly f. bey gibi yaşamak
live a life of reilly f. lüks içinde yaşamak
live a life of reilly f. bir eli yağda bir eli balda yaşamak
live a life of reilly f. bolluk içinde yaşamak
live a life of reilly f. rahat ve sıkıntısız bir hayat sürmek
live a life of riley f. bey gibi yaşamak
live a life of riley f. lüks içinde yaşamak
live a life of riley f. bir eli yağda bir eli balda yaşamak
live a life of riley f. bolluk içinde yaşamak
live a life of riley f. rahat ve sıkıntısız bir hayat sürmek
live out (the rest of) (one's) life f. (son günlerini) bir şey yaparak ya da bir yerde geçirmek
live out (the rest of) (one's) life f. (kalan ömrünü) bir yerde ya da bir şey yaparak geçirmek
live the life of reilly f. lüks içinde yaşamak
live the life of reilly f. bey gibi yaşamak
live the life of reilly f. bir eli yağda bir eli balda yaşamak
live the life of reilly f. bolluk içinde yaşamak
live the life of reilly f. rahat ve sıkıntısız bir hayat sürmek
Speaking
live life like it's your last day expr. hayatı son gününmüş gibi yaşa
I want to live my life expr. kendi hayatımı yaşamak istiyorum
live your life like tomorrow doesn't exist expr. yarının yokmuş gibi yaşa