İngilizce | Türkçe | |||
---|---|---|---|---|
Colloquial | ||||
Konuşma Dili | lose it f. | sakinliğini yitirmek | ||
Konuşma Dili | lose it f. | soğukkanlılığını kaybetmek | ||
Konuşma Dili | lose it f. | kontrolden çıkmak | ||
Konuşma Dili | lose it f. | çileden çıkmak | ||
Konuşma Dili | lose it f. | iradesini kaybetmek | ||
Idioms | ||||
Deyim | lose it f. | balatayı sıyırmak | ||
Deyim | lose it f. | balatayı yakmak | ||
Deyim | lose it f. | şalteri atmak | ||
Deyim | lose it f. | tepesi atmak | ||
Slang | ||||
Argo | lose it f. | kusmak | ||
Argo | lose it f. | sinirden kafayı yemek/sıyırmak | ||
Argo | lose it f. | bir yeteneğini kaybetmek | ||
Argo | lose it f. | körelmek | ||
Argo | lose it f. | eskisi gibi yapamamak | ||
Argo | lose it f. | delirmek | ||
Argo | lose it f. | aklını kaybetmek | ||
Argo | lose it f. | akli dengesi bozulmak | ||
Argo | lose it f. | akli dengesini kaybetmek | ||
Argo | lose it f. | gerilemek | ||
Argo | lose it f. | yapamamaya başlamak | ||
Argo | lose it f. | becerisini kaybetmek | ||
Argo | lose it f. | ustalığını/uzmanlığını kaybetmek | ||
British Slang | ||||
İngiliz Argosu | lose it f. | kafayı yemek |
İngilizce | Türkçe | |
---|---|---|
Phrases | ||
İfadeler | move it or lose it expr. | hareket ettir veya kaybet |
Colloquial | ||
Konuşma Dili | make money rather than lose it expr. | kaybetmektense parayı kazan |
Konuşma Dili | use it or lose it expr. | kullanmazsan kaybedersin |
Konuşma Dili | use it or lose it expr. | kullanmazsan yanar |
Idioms | ||
Deyim | move it or lose it expr. | kullan veya kaybet |
Deyim | use it or lose it expr. | kullan veya kaybet |
Speaking | ||
Konuşma | no matter how hard you grab onto something you still lose it expr. | bir şeye ne kadar sıkı sarılmaya çalışırsan çalış yine de kaybediyorsun |
Konuşma | I know what it feels like to lose a child expr. | çocuğunu kaybetmenin nasıl olduğunu bilirim |
Konuşma | I know what it feels like to lose a child expr. | çocuğunu kaybetmenin nasıl bir şey olduğunu bilirim |
Konuşma | it didn't lose its freshness expr. | tazeliğini kaybetmedi |