Geçmiş

neredeyse (bir şey)

"neredeyse (bir şey)" teriminin İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 3 sonuç

	Kategori	Türkçe	İngilizce
Colloquial
1	Konuşma Dili	neredeyse (bir şey)	as good as (something) expr.
2	Konuşma Dili	neredeyse (bir şey)	give or take (something) expr.
Idioms
3	Deyim	neredeyse (bir şey)	within an inch of (something) expr.

"neredeyse (bir şey)" teriminin diğer terimlerle kazandığı İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 27 sonuç

	Kategori	Türkçe	İngilizce
General
1	Genel	belirli bir açıdan diğerine neredeyse eşit olan şey	rival i.
Phrasals
2	Öbek Fiiller	neredeyse bir şey olmak	verge upon something f.
3	Öbek Fiiller	neredeyse bir şey olmak	verge on something f.
4	Öbek Fiiller	neredeyse (bir şey) olmak	border on f.
5	Öbek Fiiller	neredeyse (bir şey) olmak	border upon f.
6	Öbek Fiiller	neredeyse (bir şey) olmak	get on for (something) f.
Colloquial
7	Konuşma Dili	neredeyse (bir şey) olmak	be getting on for (something) f.
8	Konuşma Dili	neredeyse bir şey	little short of something expr.
9	Konuşma Dili	neredeyse bir şey	nothing short of something expr.
10	Konuşma Dili	küçük bir/neredeyse bir (bir şey)	quite the little (something) expr.
11	Konuşma Dili	henüz neredeyse hiç bir şey bitmemiş	far from over expr.
Idioms
12	Deyim	az daha/neredeyse (bir şey) yapacak olmak	be within a whisker of (something) f.
13	Deyim	neredeyse bir şey yapmak	be on the point of doing something f.
14	Deyim	bir şey neredeyse olmak/bir şeyi neredeyse yapmak	be within a whisker of something/of doing something f.
15	Deyim	bir şey neredeyse olmak/bir şeyi neredeyse yapmak	come within a whisker of something/of doing something f.
16	Deyim	(birine) neredeyse (bir şey) yaptırmak	drive (one) over the edge f.
17	Deyim	(biri/bir şey) hakkında her şeyi/neredeyse her şeyi bilmek	know (someone or something) inside out f.
18	Deyim	(biri/bir şey) hakkında her şeyi/neredeyse her şeyi sular seller gibi bilmek	know (someone or something) inside out f.
19	Deyim	neredeyse (bir şey yapmak)	within an ace of (doing) (something) expr.
20	Deyim	(bir şey) neredeyse elle tutulacak/gözle görülecek kadar yoğun	you could cut (something) with a knife expr.
21	Deyim	(bir şey) neredeyse elle tutulacak/gözle görülecek kadar belirgin	you could cut (something) with a knife expr.
22	Deyim	neredeyse (bir şey yapacak)	about to (do something) expr.
23	Deyim	(birinin/bir şeyin) bir şey yapmada hiç/neredeyse hiç şansı yok	the odds are against something/somebody doing something expr.
24	Deyim	neredeyse bir şey	within an ace of something expr.
25	Deyim	neredeyse bir şey/bir şey yapmış	within an inch of something/of doing something expr.
Slang
26	Argo	neredeyse imkansız bir şey	rocking horse manure [australia] i.
27	Argo	neredeyse imkansız bir şey	rocking-horse manure [australia] i.