of force - Türkçe İngilizce Sözlük
Geçmiş

of force

Play ENTRENus
Play ENTRENuk
Play ENTRENau


"of force" teriminin Türkçe İngilizce Sözlükte anlamları : 5 sonuç

İngilizce Türkçe
General
of force zf. ister istemez
of force zf. zaruri olarak
of force zf. kaçınılmaz bir şekilde
of force zf. elinde olmadan
of force zf. mecburi bir şekilde

"of force" teriminin diğer terimlerle kazandığı İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 189 sonuç

İngilizce Türkçe
General
line of force i. kuvvet çizgisi
the status of labor force i. işgücünün meslekteki mevkii
force of circumstances i. durumu gereği
force of gravity i. çekim
force of gravity i. ağırlık
force of gravity i. ağırlık kuvveti
magnetic line of force i. manyetik kuvvet çizgisi
the status of labor force i. işgücünün statüsü
use of force i. güç kullanma
use of force i. güç kullanımı
date of entry into force i. tarihi neşri
date of entry into force i. yürürlüğe giriş tarihi
force of attraction i. çekme kuvveti
force of nature i. doğal fenomen/olay
force of nature i. doğal afet
force of will i. irade gücü
have the force of law f. kanun hükmünde olmak
force out of business f. işini kaybetmeye mecbur bırakmak
order the secretary of defence to use military force f. savunma bakanına askeri güç kullanma emri vermek
from force of habit zf. alışkanlıkla
by force of zf. sayesinde
by force of zf. gereği olarak
by force of zf. icabı olarak etkisiyle
by reason of force majeure zf. zorunlu nedenlerle
because of force majeure zf. zorunlu nedenlerle
Phrasals
force someone out of something f. birini bir yerden zorla/ite kaka çıkarmak
force (someone or something) off (of) (something) f. (birini/bir şeyi) bir yerden zorla ayırmak
force (someone or something) off (of) (something) f. (birini/bir şeyi) bir yerden zorla koparmak
force (someone or something) off (of) (something) f. (birini/bir şeyi) bir yerden zorla çıkarmak
force (someone or something) off (of) (something) f. (birini/bir şeyi) bir yerden kalkmaya/çıkmaya ikna etmek
force (someone or something) off (of) (something) f. (birini/bir şeyi) bir yerden zorla kaldırmak
force (someone or something) off (of) (something) f. (birini/bir şeyi) bir gruptan ayrılmaya zorlamak
force (someone or something) off (of) (something) f. (birini/bir şeyi) bir gruptan vazgeçmeye zorlamak
force (someone or something) off (of) (something) f. (birini/bir şeyi) bir yerden el çekmeye zorlamak
force (someone or something) off (of) (something) f. (birini/bir şeyi) bir gruptan ayrılmaya razı etmek
force someone or something off (of) something f. birini/bir şeyi bir yerden zorla ayırmak
force someone or something off (of) something f. birini/bir şeyi bir yerden zorla koparmak
force someone or something off (of) something f. birini/bir şeyi bir yerden zorla çıkarmak
force someone or something off (of) something f. birini/bir şeyi bir yerden kalkmaya/çıkmaya ikna etmek
force someone or something off (of) something f. birini/bir şeyi bir yerden zorla kaldırmak
force someone or something off (of) something f. birini/bir şeyi bir gruptan, komiteden ayrılmaya zorlamak
force someone or something off (of) something f. birini/bir şeyi bir gruptan, komiteden vazgeçmeye zorlamak
force someone or something off (of) something f. birini/bir şeyi bir yerden, komiteden el çekmeye zorlamak
force someone or something off (of) something f. birini/bir şeyi bir gruptan, komiteden ayrılmaya razı etmek
force someone or something off (of) something f. (birini/bir şeyi başka birinin) üstüne atmak
force someone or something off (of) something f. (birini/bir şeyi başka birinin) sorumluluğuna vermek
force someone or something off (of) something f. (birini/bir şeyi başka birinin) sırtına yüklemek
force someone or something off (of) something f. (birini/bir şeyi başka birine) emanet etmek
force someone or something off (of) something f. (birini/bir şeyi başka birinin) üstüne yıkmak
force (someone or an animal) out of (something) f. (birini/bir hayvanı bir şeyden) zorla çıkarmak
force (someone or an animal) out of (something) f. (birini/bir hayvanı bir şeyden) zorla uzaklaştırmak
force (someone) out of (something) f. (birini) istifaya zorlamak
force (someone) out of (something) f. (birini pozisyonunu/koltuğunu) bırakmaya zorlamak
force (someone) out of (something) f. (birini pozisyonundan) ayrılmaya zorlamak
force (someone) out of (something) f. (birini) istifa etmek/pozisyonundan ayrılmak zorunda bırakmak
force (someone) out of (something) f. (birini bir yerden) el çekmeye zorlamak
force out of f. -den zorla/ite kaka çıkarmak
force someone or something out of something f. birini/bir şeyi bir şeyden/yerden zorla çıkarmak
force someone or something out of something f. birini/bir şeyi bir şeyden/yerden çıkmaya/ayrılmaya zorlamak
force someone or something out of something f. birini/bir şeyi konumunu bırakmaya zorlamak
force someone or something out of something f. birine/bir şeye el çektirmek
force someone or something out of something f. birini/bir şeyi konumundan ayrılmaya zorlamak
Phrases
depending on the direction of force expr. kuvvet yönüne bağlı olarak
by sheer force of will expr. yalnızca irade gücüyle
Colloquial
force of habit i. alışkanlık gereği
by force of habit expr. alışkanlıkla
by force of habit expr. alışkanlıktan
Idioms
force of numbers i. birlikte hareket eden insanların çok sayıda olmasından doğan güç
force of numbers i. sayı çokluğuyla sağlanan güç
force of numbers i. sayıların gücü
force of numbers i. istatistiksel verilerin bir araya geldiğinde yarattığı etki
display of force i. güç gösterisi
display of force i. göz dağı
a show of force i. güç gösterisi
a show of force i. gövde gösterisi
a show of force i. gözdağı
force of circumstance i. elinde olmayan durum
force of circumstance i. zorunluluk
force of circumstance i. mecburiyet
force someone out of office f. istifaya zorlamak
force (one) out of office f. (birini) istifaya zorlamak
force (one) out of office f. (birini) pozisyonunu/koltuğunu bırakmaya zorlamak
force (one) out of office f. (birini) pozisyonundan ayrılmaya zorlamak
force (one) out of office f. (birini) istifa etmek/pozisyonundan ayrılmak zorunda bırakmak
force (one) out of office f. (birini) el çekmeye zorlamak
force out of office f. istifaya zorlamak
Trade/Economic
mobility of the work force i. işgücü hareketliliği
mobility of the work force i. işgücünün hareketliliği
whether or not having the force of law i. kanun hükmünde olsun olmasın
labour force status of non institutional population i. kurumsal olmayan nüfusun işgücü durumu
the entry into force of the contract i. sözleşmenin yürürlüğe girmesi
Law
binding force of the constitution i. anayasanın bağlayıcılığı
use of excessive force i. aşırı güç kullanma
conclusive force of trial record i. duruşma tutanağının ispat kuvveti
the full force of law i. kanunun tam kuvveti
decree having force of law i. kanun hükmünde kararname
decrees having the force of law i. kanun hükmünde kararnameler
emergency decree having the force of law i. sıkıyönetim ve olağanüstü hal kanun hükmünde kararname
by use of force zf. cebirle
Politics
show of force i. gövde gösterisi
show of force i. güç gösterisi
the prohibition of the use of force i. kuvvet/güç kullanma yasağı
disproportionate use of force i. orantısız güç kullanımı
act of force i. şiddet hareketi
act of force i. şiddet eylemi
authorization for use of military force i. tezkere
force of res judicata i. yargı makamınca karara bağlanmış meselenin gücü
united self-defense force of colombia i. kolombiya birleşik öz savunma kuvveti
united self-defense force of colombia i. kolombiya'da kurulan bir terör örgütü
united self-defense force of colombia i. kolombiya birleşik kendini savunma güçleri
united self-defense force of colombia i. kolombiya'da yerel ve bölgesel paramiliter grupları koruyan bir terör örgütü
resort to the use of force f. şiddete başvurmak
Technical
action of an active force i. aktif bir kuvvetin hareketi
application of a force i. bir etkenin yüklenmesi
line of action of a force i. bir kuvvetin tesir hattı
application of a force i. bir kuvvetin yüklenmesi
application of a force i. bir kuvvetin uygulanması
force of repulsion i. çarpma kuvveti
force of gravity i. çekim kuvveti
force of attraction i. çekme kuvveti
force measuring system of the tensile testing machine i. çekme deneyi makinesinin kuvvet ölçme sistemi
line of force i. elektriksel güç çizgileri
measurement of the transmitted force i. iletilen kuvvetin ölçülmesi
line of force i. kuvvet çizgisi
line of force i. kuvvet hattı
moment of force i. kuvvet döngüsü
direction of force i. kuvvetin yönü
verification and calibration of the force-measuring system i. kuvvet ölçme sisteminin doğrulanması ve kalibrasyonu
unit of force i. kuvvet birimi
distribution of force i. kuvvetlerin dağıtılması
moment of force i. kuvvet momenti
field of force i. kuvvet alanı
force of friction i. sürtünme kuvveti
force of gravity i. yerçekimi kuvveti
measurement of the unwinding force at high speed i. yüksek hızda sağılma kuvvetinin ölçümü
leverage of a force i. kaldıraç kuvveti
moment of a force i. kuvvetin uygulama noktasına kadar olan uzaklık ile kuvvetin uzaklık çizgisine dik bileşeninin çarpımı
moment of a force i. kuvvetin uygulama noktasına eksenden dik uzaklığının çarpımı ile kuvvetin uzaklık çizgisine ve eksene dik bir düzlemdeki bileşeni
Electric
field of force i. kuvvet alanı
electrical line of force i. elektrik alan kuvvet çizgisi
field of force i. kaynak tarafından üretilen kuvvetin etkin olduğu alan
Textile
mesh breaking force of netting i. ağ gözü kopma kuvveti
determination of maximum force i. en büyük kuvvetin tayini
determination of tear force i. yırtılma kuvvetinin belirlenmesi
determination of tear force i. yırtılma kuvvetinin tayini
Automotive
lines of force i. güç hattı
lines of force i. kuvvet hatları
vertical lines of magnetic force i. manyetik kuvvet düşey çizgileri
magnetic lines of force i. manyetik kuvvet çizgileri
frequency of vibrating force i. titreşim kuvvetinin frekansı
Railway
determination of clamping force i. bağlama kuvvetinin tayini
Aeronautic
beaufort scale of wind force i. rüzgar şiddetinin bofort ölçeği
Marine
locality of exerting force i. kuvvet uygulanan yer
prediction of exerting force i. oluşacak kuvveti tahmin etme
table of wind-force rank i. rüzgar kuvveti şiddeti tablosu
Statistics
force of mortality i. anlık ölüm oranı
force of mortality i. ölümlülük gücü
Physics
force of gravity i. ağırlık kuvveti
force of inertia i. atalet kuvveti
line of force i. kuvvet çizgisi
magnetic line of force i. manyetik kuvvet çizgisi
innate force of matter (vis insita) i. maddenin doğasında olan kuvvet
force of gravity i. yerçekimi kuvveti
Linguistics
force of breath i. soluk baskısı
Meteorology
magnetic lines of force i. gücün manyetik hattı
Military
general of the air force i. hava kuvvetleri komutanlığı (rütbesi)
general of the air force i. hava kuvvetleri komutanı
air force of the united states i. abd hava kuvvetleri
chief of staff united states air force i. abd hava kuvvetleri kurmay başkanı
chief of staff united states air force i. abd hava kuvvetleri komutanı
air force institute of technology i. abd hava kuvvetleri teknoloji enstitüsü
force of peace i. barış gücü
special category of army personnel within air force i. hava kuvvetleri emrindeki ordu personeli
air force office of special investigations i. hava kuvvetleri özel araştırma bürosu
air force office of security police i. hava kuvvetleri güvenlik polis birimi
department of the air force i. hava kuvvetleri bakanlığı
economy of force i. kuvvet tasarrufu
arming and use of force i. silah taşıma ve kuvvet kullanma
use of force policy i. zor kullanma hakkı veren resmi tutum
marshal of the royal air force i. kraliyet hava kuvvetleri mareşali
marshal of the royal air force i. ingiliz kraliyet hava kuvvetlerindeki en yüksek rütbe
by force of arms expr. silah zoruyla
Engineering
component of force i. bileşke kuvvet
Star Wars
ashas ree temple of the force i. ashas ree güç tapınağı
church of the force i. güç kilisesi
dark side of the force i. güç'ün karanlık tarafı
light side of the force i. güç'ün aydınlık tarafı
studies of the force i. güç çalışmaları
the jedi path: a manual for students of the force i. jedi yolu: güç'ün öğrencileri için bir kılavuz