olağanüstü bir - Türkçe İngilizce Sözlük
Geçmiş

olağanüstü bir



"olağanüstü bir" teriminin İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 1 sonuç

Türkçe İngilizce
Idioms
olağanüstü bir a peach of a (something) s.

"olağanüstü bir" teriminin diğer terimlerle kazandığı İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 54 sonuç

Türkçe İngilizce
General
olağanüstü bir örnek extreme case i.
olağanüstü derinlikte bir yerkabuğu yarığı abyss i.
önemli veya olağanüstü bir deneyimden geçen kimse graduate i.
olağanüstü bir şey olmak be quite something f.
olağanüstü bir biçimde breathtakingly zf.
olağanüstü bir şekilde portentously zf.
olağanüstü bir şekilde shiningly zf.
olağanüstü bir şekilde uncommonly zf.
olağanüstü bir şekilde superiorily zf.
olağanüstü bir biçimde phenomenally zf.
olağanüstü bir biçimde extraordinarily zf.
olağanüstü bir durumda in cases of emergency zf.
olağanüstü bir biçimde exceedingly zf.
olağanüstü bir şekilde outstandingly zf.
olağanüstü güçlü anlamını veren bir ön ek din- ök.
olağanüstü güçlü anlamını veren bir ön ek dino- ök.
Phrasals
(bir şeyde) olağanüstü başarılı olmak excel at (something) f.
(bir şeyde) olağanüstü başarılı olmak excel in (something) f.
Phrases
olağanüstü bir şey/biri he/she/it is something else expr.
Colloquial
olağanüstü biri/bir şey a real dilly i.
bir şeyin en olağanüstü olanı honey of a something i.
olağanüstü bir şey a doozy i.
bir amaç veya organizasyon için olağanüstü heyecan gösteren kimse moonie i.
olağanüstü (bir şey) helluva (something) i.
olağanüstü biri/bir şey helluva someone/something i.
çok iyi/olağanüstü bir performans sergilemek be on f.
olağanüstü (bir şey veya kişi) a hell of a someone or something zf.
olağanüstü (bir şey veya kişi) a helluva someone or something zf.
olağanüstü bir şey/biri he/she/it is something else expr.
Idioms
olağanüstü/fevkalade/kayda değer bir şey something to shout about i.
olağanüstü bir görüntü/manzara a marvel to behold i.
olağanüstü bir şey a real doozy i.
sağlık için olağanüstü derecede faydalı bir sıvı wonder water i.
olağanüstü bir şey becerememek not set the world on fire f.
olağanüstü bir matematik zekasına sahip olmak have a head for figures f.
olağanüstü bir başarı elde etmek knock (something) out of the ballpark f.
olağanüstü bir başarı elde etmek knock (something) out of the park f.
olağanüstü bir olay yaratmak walk on water f.
olağanüstü bir şey becerememek not set the world on fire f.
olağanüstü bir şey becerememek not set the world alight f.
olağanüstü bir şey becerememek not set the world on fire f.
olağanüstü bir şey becerememek not set the world alight f.
sıra dışı/olağanüstü bir başarı elde etmek hit (something) out of the ballpark f.
sıra dışı/olağanüstü bir başarı elde etmek hit (something) out of the park f.
olağanüstü bir şey olmamak not set the thames on fire f.
olağanüstü bir şey becerememek not set the world on fire f.
olağanüstü bir şey becerememek never set the world on fire f.
olağanüstü/harika bir performans sergilemek stop the show f.
olağanüstü bir … a peach of a … expr.
saçma bir şeyden olağanüstü bir şeye from the ridiculous to the sublime expr.
olağanüstü bir şeyden saçma bir şeye sublime to the ridiculous expr.
Institutes
olağanüstü ve tartışmalı iddiaları araştıran bir kuruluş csi (committee for skeptical inquiry) i.
Chemistry
olağanüstü beyaz renkli kristalli bir madde ammonium cyanate i.
Slang
bir konuda olağanüstü başarılı olan kimse nailer [dated] i.