old-time - Türkçe İngilizce Sözlük
Geçmiş

old-time

Play ENTRENus
Play ENTRENuk
Play ENTRENau


"old-time" teriminin Türkçe İngilizce Sözlükte anlamları : 24 sonuç

İngilizce Türkçe
General
old-time i. eski zaman
old-time i. geçmiş zaman
old-time s. eski
old-time s. eski zaman
old-time s. eski zamana ait
old-time s. eski zamanla ilgili
old-time s. eski zamana özgü
old-time s. geçmiş zamana ait
old-time s. geçmiş zamanla ilgili
old-time s. geçmiş zamana özgü
old-time s. eski zamanlara ait
old-time s. eski zamanlara özgü
old-time s. geçmiş zamanlara ait
old-time s. geçmiş zamanlara özgü
old-time s. eski yöntemlere ait
old-time s. eski yöntemlere özgü
old-time s. eski fikirlere ait
old-time s. eski fikirlere özgü
old-time s. köklü
old-time s. köklü olan
old-time s. uzun süreli
old-time s. tecrübeli
old-time s. deneyimli
old-time s. kıdemli

"old-time" teriminin diğer terimlerle kazandığı İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 13 sonuç

İngilizce Türkçe
General
old-time dance [uk] i. (kadril dansı) resmi bir dans
old-time dance [uk] i. (kadril dansı) düzenli bir dans
any old time zf. her zaman
Colloquial
high old time [old-fashioned] s. son derece eğlenceli
high old time [old-fashioned] s. olağanüstü zevkli
high old time [old-fashioned] s. aşırı keyifli
Idioms
rare old time [old-fashioned] i. çok güzel/eğlenceli zaman
have a rare old time f. çok güzel/eğlenceli zaman geçirmek
have a high old time f. bir şeyi yaparken çok eğlenmek
have a high old time f. eğlenceli/çok güzel vakit geçirmek
have a high old time f. çok keyif almak
have a high old time f. keyifli vakit geçirmek
have a high old time f. hoşça vakit geçirmek