olsa da - Türkçe İngilizce Sözlük
Geçmiş

olsa da



"olsa da" teriminin İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 4 sonuç

Türkçe İngilizce
General
olsa da even zf.
olsa da though bağ.
olsa da yet bağ.
olsa da albeit bağ.

"olsa da" teriminin diğer terimlerle kazandığı İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 112 sonuç

Türkçe İngilizce
General
azalarak da olsa devam etmek/sürmek continue albeit at a diminishing pace f.
zorla da olsa bir kelam etmek get a word in edgewise f.
öyle olsa da ever so zf.
biraz da olsa even if just a tad zf.
biraz da olsa at the least zf.
biraz da olsa even if just a drop zf.
biraz da olsa even if just a pinch zf.
biraz da olsa leastwise zf.
biraz da olsa even if just a smidgen zf.
az da olsa at the least zf.
az da olsa even if just a pinch zf.
az da olsa leastwise zf.
az da olsa even if just a drop zf.
az da olsa even if just a tad zf.
az da olsa even if just a smidgen zf.
az da olsa thought zf.
her ne kadar olsa da although still bağ.
her ne kadar olsa da although yet bağ.
Phrasals
zor da olsa ilerlemeye devam etmek press forward f.
zor da olsa ilerlemek/devam etmek press forward f.
zor da olsa ilerlemeye devam etmek push forward f.
zor da olsa ilerlemek/devam etmek push forward f.
zor da olsa ilerlemeye devam etmek push forward f.
zor da olsa ilerlemek/devam etmek push forward f.
(bir konuda) ağır ağır da olsa azimle ilerlemeye çalışmak slug away (at something) f.
zor da olsa ilerlemeye devam etmek press onward f.
(birine) (kötü olsa da) istediğini vermek pander to (one) f.
Phrases
öyle olsa da but hey expr.
az da olsa even a little expr.
az da olsa even if just a hint expr.
az da olsa even if just a dash expr.
az da olsa even if just a bit expr.
biraz da olsa even if just a bit expr.
biraz da olsa even if just a dash expr.
biraz da olsa even if just a hint expr.
şu duvarların dili olsa da konuşsa if these walls could talk expr.
olsa da olmasa da whether or no expr.
olsa da olmasa da if and when expr.
her ne kadar doğru olsa da be it as it may expr.
çok düşük bir ihtimalle olsa da in the unlikely event expr.
çok düşük bir ihtimalle olsa da in the unlikely event of expr.
az da olsa/biraz olsun at all expr.
az da olsa however slight expr.
Proverb
daha mütevazı da olsa kendi işinin patronu olmak, başkasının yanında çalışmaktan daha iyidir better be the head of a dog than the tail of a lion
biri bir şeyin kontrolünü/mülkiyetini elinde bulunduruyorsa başka birinin yasal hakkı olsa da bunu o kişinin elinden alması çok zordur possession is nine points/tenths of the law
baba parası/miras yemektense az da olsa alın teriyle kazanmak yeğdir better a dollar earned than ten inherited
Colloquial
kişinin, halihazırda bir ilişki içinde olsa da yeni bir ilişki arayışında olması monkey branching i.
başkalarının zararına da olsa başarı/para/statü peşinde koşmak be on the make f.
yaygın görüşe aykırı olsa da kendine has zevkleri olmak know what (one) likes f.
olsa da olmasa da (something) or no (something) expr.
az da olsa in the least expr.
çok düşük bir ihtimalle olsa da in the unlikely event that something happens expr.
olsa da olmasa da in any case expr.
ucuz da olsa pahalı da olsa damn the expense expr.
az da olsa (bir şey) yok not a trace (of something) expr.
ne kadar çok olsa da as much as expr.
hayatım pahasına da olsa if it's the last thing I do expr.
başarılı olsa da olmasa da win or lose expr.
Idioms
sorulmamış olsa da (birinin) fikri/görüşü (one's) two cents' worth i.
zararı olsa da gerekli şey a necessary evil i.
büyük bir düşüşün ardından söz konusu hisse senedinin az da olsa değer kazanması deadcat bounce i.
zor da olsa yeni koşullara uyum sağlamak bend in the wind f.
birine (kötü olsa da) istediğini vermek pander to somebody f.
gözleri kapalı olsa da bilmek see with half an eye f.
kazanma şansı az da olsa şansını denemek chance one's arm f.
(az da olsa) soruna müdahale etmek put (one's) finger in the dyke f.
(zor da olsa) hayatını idame ettirmek keep one's head above water f.
az da olsa sahip olduklarıyla/elindekilerle yetinmeyi bilmek thank god for small mercies f.
zor da olsa yeni koşullara uyum sağlamak bend with the wind f.
kazanma şansı az da olsa şansını denemek chance your arm f.
kazanma şansı az da olsa şansını denemek chance your luck f.
(zor da olsa) hayatını idame ettirmek keep head above water f.
(zor da olsa) hayatını idame ettirmek keep your head above water f.
ne de olsa o da insan the best of men are but men at best expr.
çok düşük bir ihtimalle olsa da in the unlikely event of something expr.
doğru da olsa be that as it may expr.
her ne kadar doğru olsa da be that as it may expr.
yanlış/hatalı olsa da tamamen normal/anlaşılır bir durum (one) could be forgiven for (doing something) expr.
yanlış/hatalı olsa da tamamen normal/anlaşılır bir durum (one) might be forgiven for (doing something) expr.
yanlış/hatalı olsa da tamamen normal/anlaşılır bir durum (one) will be forgiven for (doing something) expr.
yeterince çabalarsan az da/kötü de olsa ortaya bir şey çıkabilir throw enough mud at the wall, some of it will stick expr.
çılgınca/saçma olsa da işe yarama olasılığı olan (just) crazy enough to work [cliché] expr.
sıra dışı/alışılmamış olsa da işe yaraması muhtemel (just) crazy enough to work [cliché] expr.
çılgınca/saçma olsa da işe yarama olasılığı olan crazy enough (that) it just might work [cliché] expr.
sıra dışı/alışılmamış olsa da işe yaraması muhtemel crazy enough (that) it just might work [cliché] expr.
çılgınca/saçma olsa da aslında işe yarama olasılığı olan crazy enough (that) it might actually work [cliché] expr.
sıra dışı/alışılmamış olsa da aslında işe yaraması muhtemel crazy enough (that) it might actually work [cliché] expr.
çılgınca/saçma olsa da işe yarama olasılığı olan crazy enough (that) it might just work [cliché] expr.
sıra dışı/alışılmamış olsa da işe yaraması muhtemel crazy enough (that) it might just work [cliché] expr.
çılgınca/saçma olsa da işe yarama olasılığı olan so crazy (that) it just might work [cliché] expr.
sıra dışı/alışılmamış olsa da işe yaraması muhtemel so crazy (that) it just might work [cliché] expr.
çılgınca/saçma olsa da aslında işe yarama olasılığı olan so crazy (that) it might actually work [cliché] expr.
sıra dışı/alışılmamış olsa da aslında işe yaraması muhtemel so crazy (that) it might actually work [cliché] expr.
çılgınca/saçma olsa da işe yarama olasılığı olan so crazy (that) it might just work [cliché] expr.
sıra dışı/alışılmamış olsa da işe yaraması muhtemel so crazy (that) it might just work [cliché] expr.
(bir şeyden) ne kadar olsa da no amount of (something) expr.
Speaking
çok geç olsa da even though it was too late expr.
olsa da olur olmasa da olur I can take it or leave it expr.
olsa da olmasa da whether or not expr.
öyle de olsa böyle de olsa bu işi yapacağız (batsa da çıksa da bundan geri durmak yok !) we're going to do it, sink or swim! expr.
zar zor da olsa though just barely expr.
yanlış/hatalı olsa da tamamen normal/anlaşılır bir durum (one) would be forgiven for (doing something) expr.
zar zor olsa da though just barely expr.
Trade/Economic
büyük bir düşüşün ardından söz konusu hisse senedinin az da olsa değer kazanması dead cat bounce i.
hisse senetlerinde artış olsa bile hisse başına karın artışı ya da hisse başına zararın azalışı antidilution i.
piyasanın kriz sonrasında düşüş eğiliminden kurtulamasa da az oranda bile olsa toparlanması dead-cat bounce i.
Law
suçluluğu ispat edilene kadar şüpheli ya da sanık da olsa herkesin masum ve suçsuz olduğu ilkesi presumption of innocence i.
geç tamamlanmış olsa da gerçek tarihinden daha erken bir tarihte tamamlanmış gibi muamele etmek relate back f.
geç tamamlanmış olsa da gerçek tarihinden daha erken bir tarihte tamamlanmış gibi muamele etmek relation back f.
Biology
anlamlı olsa da ürettiği elemanların görevlerini yerine getirmediği hasarlı bir dna dizilimi missense i.
Geography
sabah uygun koşullar altında askeri operasyonların sınırlı da olsa yapılabildiği zaman dilimi begin morning nautical twilight i.
sabah uygun koşullar altında askeri operasyonların sınırlı da olsa yapılabildiği zaman dilimi bmnt (begin morning nautical twilight) kısalt.