İngilizce | Türkçe | |
---|---|---|
General | ||
Genel | reason with f. | ikna etmeye çalışmak (mantık yoluyla) |
Genel | reason with f. | inandırmaya çalışmak |
Genel | reason with f. | ikna etmek |
İngilizce | Türkçe | |
---|---|---|
General | ||
Genel | come up with a reason f. | sebep ileri sürmek |
Genel | come up with a reason f. | sebep öne sürmek |
Genel | be endowed with reason f. | akılla/mantıkla donanmış olmak |
Genel | be endowed with reason f. | aklı mantığı olmak |
Genel | be endowed with reason f. | akıl bahşedilmiş olmak |
Genel | with reason zf. | hakkı olarak |
Genel | with reason zf. | hakkıyla |
Genel | with no reason zf. | durup dururken |
Phrasals | ||
Öbek Fiiller | reason with (one) f. | (birini) ikna etmeye çalışmak (mantık yoluyla) |
Öbek Fiiller | reason with (one) f. | (birini) inandırmaya çalışmak |
Öbek Fiiller | reason with (one) f. | (birini) inandırmak |
Öbek Fiiller | reason with (one) f. | (birine) mantıklı bir açıklama yaparak anlamasını sağlamak |
Phrases | ||
İfadeler | with good reason expr. | haklı olarak |
Trade/Economic | ||
Ticaret/Ekonomi | termination with a valid reason i. | haklı nedenle/gerekçeyle fesih |
Ticaret/Ekonomi | termination with a valid reason i. | haklı sebeple fesih |