|
Kategori |
Türkçe |
İngilizce |
|
General |
|
1 |
Genel |
bireyin ruhsal güçlerinin farkına varması |
unfoldment i.
|
|
|
2 |
Genel |
ruhsal durum |
state of mind i.
|
|
3 |
Genel |
ruhsal durum |
frame of mind i.
|
|
4 |
Genel |
ruhsal özürlü |
mentally deranged person i.
|
|
5 |
Genel |
ruhsal denge |
psychological balance i.
|
|
6 |
Genel |
ruhsal depresyon |
mental depression i.
|
|
7 |
Genel |
savaş görmüş kimselerde görülen ruhsal çöküntü |
battle fatigue i.
|
|
8 |
Genel |
ruhsal denge |
balance i.
|
|
9 |
Genel |
ruhsal tedavi teknolojisi |
dianetics i.
|
|
10 |
Genel |
ruhsal durum |
vein i.
|
|
11 |
Genel |
ruhsal durum |
habit of mind i.
|
|
12 |
Genel |
ruhsal durum |
mood i.
|
|
13 |
Genel |
ruhsal gelişme |
psychological development i.
|
|
14 |
Genel |
ruhsal gelişme |
mental development i.
|
|
15 |
Genel |
fiziksel veya ruhsal acı veren durum |
tormenting i.
|
|
16 |
Genel |
ruhsal zenginlik |
spiritual richness i.
|
|
17 |
Genel |
ruhsal gelişimcilik |
spiritual developmentalism i.
|
|
18 |
Genel |
ruhsal rahatlık |
spiritual comfort i.
|
|
19 |
Genel |
ruhsal yenilenme seyahati |
journey of spiritual renewal i.
|
|
20 |
Genel |
ruhsal/tinsel uygulama |
spiritual practice i.
|
|
21 |
Genel |
ruhsal amaç |
spiritual goal i.
|
|
|
22 |
Genel |
antik mısır inanışına göre ruhsal beden |
ka i.
|
|
23 |
Genel |
ruhsal seyahat |
spiritual journey i.
|
|
24 |
Genel |
ruhsal sağlık |
emotional health i.
|
|
25 |
Genel |
ruhsal ışık halkası |
spiritual halo i.
|
|
26 |
Genel |
ruhsal önem |
spiritual significance i.
|
|
27 |
Genel |
ruhsal dönüşüm |
metanoia i.
|
|
28 |
Genel |
ruhsal denge |
equilibrium i.
|
|
29 |
Genel |
ruhsal boşluğa düşme |
blankness i.
|
|
30 |
Genel |
ruhsal bozuklukların önlenmesi, teşhisi ve tedavisi ile ilgilenen, psikiyatri ve sosyal hizmet gibi çeşitli dallardan oluşan alan |
mental health i.
|
|
31 |
Genel |
fiziksel veya ruhsal yenilenme kaynağı |
brace i.
|
|
32 |
Genel |
şiddetli ruhsal çöküntü dönemi |
hump [uk] i.
|
|
33 |
Genel |
tamamıyla ruhsal olan form veya yorum |
mystery i.
|
|
34 |
Genel |
ruhsal canlanma |
music i.
|
|
35 |
Genel |
bedeni olmayan ruhsal |
daimones i.
|
|
36 |
Genel |
ruhsal sağlamlık |
grit i.
|
|
37 |
Genel |
ruhsal çöküntü |
rot i.
|
|
38 |
Genel |
ruhsal sorun |
psychological problem i.
|
|
39 |
Genel |
ruhsal sorun |
mental problem i.
|
|
40 |
Genel |
entelektüel, kültürel veya ruhsal olarak aydınlatıcı kimse |
illuminator i.
|
|
41 |
Genel |
kültürel veya ruhsal aydınlanma |
illustration [obsolete] i.
|
|
42 |
Genel |
ruhsal zayıflık |
inanition i.
|
|
43 |
Genel |
ruhsal varlık |
incorporeal i.
|
|
44 |
Genel |
zihinsel ve ruhsal değer arayışı |
pilgrimage i.
|
|
45 |
Genel |
ruhsal arındırma |
cleansing i.
|
|
46 |
Genel |
ruhsal dinginlik |
countenance i.
|
|
47 |
Genel |
ruhsal farkındalık |
feel i.
|
|
48 |
Genel |
şiddetli ruhsal bozukluk |
feeling i.
|
|
49 |
Genel |
farklı zamanlarda meydana gelen ruhsal aydınlanma |
interspiration [obsolete] i.
|
|
50 |
Genel |
ruhsal durum |
pose i.
|
|
51 |
Genel |
yüksek mertebeden ruhsal varlık |
principality i.
|
|
52 |
Genel |
kişinin fiziksel varlığı ile ruhsal varlığı arasındaki bağlantı |
silver cord i.
|
|
53 |
Genel |
cinneti andıran ruhsal bozukluk |
frenzy i.
|
|
54 |
Genel |
öğrenme güçlüğü çeken, fiziksel engelli veya ruhsal bozukluğu olan kimselere hizmet veren, yerel yönetim sorumluluğundaki merkez |
social education centre i.
|
|
55 |
Genel |
ruhsal olarak temizlemek |
baptise f.
|
|
56 |
Genel |
ruhsal olarak arındırmak |
baptise f.
|
|
57 |
Genel |
ruhsal olarak temizlemek |
baptize f.
|
|
58 |
Genel |
ruhsal olarak arındırmak |
baptize f.
|
|
59 |
Genel |
ruhsal özelliklerini elinden almak |
unsoul f.
|
|
60 |
Genel |
ruhsal özelliklerinden etmek |
unspiritalize f.
|
|
61 |
Genel |
ruhsal özelliklerinden etmek |
unspiritalise f.
|
|
|
62 |
Genel |
ruhsal özelliklerinden etmek |
unspiritualize f.
|
|
63 |
Genel |
ruhsal özelliklerinden etmek |
unspiritualise f.
|
|
64 |
Genel |
(doğaüstü yaratık, ruhsal durum) peyda olmak |
descend f.
|
|
65 |
Genel |
(doğaüstü yaratık, ruhsal durum) tezahür etmek |
descend f.
|
|
66 |
Genel |
duygusal veya ruhsal çalkantı içinde olmak |
churn f.
|
|
67 |
Genel |
entelektüel, kültürel veya ruhsal olarak aydınlatmak |
illustrate [obsolete] f.
|
|
68 |
Genel |
ruhsal durumunu etkilemek |
strike f.
|
|
69 |
Genel |
acı (ruhsal) |
hurt s.
|
|
70 |
Genel |
ruhsal durumu birdenbire değişen |
mercurial s.
|
|
71 |
Genel |
ruhsal özürlü |
mentally handicapped s.
|
|
72 |
Genel |
ruhsal özürlü |
lunatic s.
|
|
73 |
Genel |
ruhsal açıdan sağlıklı olmayan |
morbid s.
|
|
74 |
Genel |
yarı-ruhsal |
semi-spiritual s.
|
|
75 |
Genel |
ruhsal yönü eksik kalmış |
earthbound s.
|
|
76 |
Genel |
ruhsal olmayan |
unghostly s.
|
|
77 |
Genel |
ruhsal açıdan zarar görmemiş |
unharmed s.
|
|
78 |
Genel |
kişinin bedensel sağlığı ve ruhsal durumu arasındaki karşılıklı ilişkiye ait |
mind-body s.
|
|
79 |
Genel |
kişinin bedensel sağlığı ve ruhsal durumu arasındaki karşılıklı ilişkiyi içeren |
mind-body s.
|
|
80 |
Genel |
kişinin bedensel sağlığı ve ruhsal durumu arasındaki karşılıklı ilişkiden kaynaklanan |
mind-body s.
|
|
81 |
Genel |
tamamen ruhsal |
platonic s.
|
|
82 |
Genel |
ruhsal olarak |
mentally zf.
|
|
83 |
Genel |
ruhsal olarak |
psychologically zf.
|
|
84 |
Genel |
ile ruhsal birlik içinde |
in ed.
|
|
Phrasals |
|
85 |
Öbek Fiiller |
ruhsal/duygusal bir sorunla baş etmeye çalışmak |
exorcise out f.
|
|
86 |
Öbek Fiiller |
ruhsal/duygusal bir sorunu içinden atmaya çalışmak |
exorcise out f.
|
|
87 |
Öbek Fiiller |
ruhsal/duygusal bir sorunla yüzleşmeye çalışmak |
exorcise out f.
|
|
88 |
Öbek Fiiller |
ruhsal/duygusal bir sorunun üstüne gitmeye çalışmak |
exorcise out f.
|
|
89 |
Öbek Fiiller |
ruhsal/duygusal bir sorunla başa çıkmaya çalışmak |
exorcise out f.
|
|
90 |
Öbek Fiiller |
ruhsal/duygusal bir sorunun üstesinden gelmeye çalışmak |
exorcise out f.
|
|
91 |
Öbek Fiiller |
ruhsal/duygusal bir sorunla baş etmeye çalışmak |
exorcise out of f.
|
|
92 |
Öbek Fiiller |
ruhsal/duygusal bir sorunu içinden atmaya çalışmak |
exorcise out of f.
|
|
93 |
Öbek Fiiller |
(birini duygusal/zihinsel/ruhsal) bir alana sokmak |
tap (one) into (something) f.
|
|
94 |
Öbek Fiiller |
(ahlaki veya ruhsal kirlilikten) kendini arındırmak |
cleanse (away) f.
|
|
Phrases |
|
95 |
İfadeler |
bedensel ve ruhsal olarak |
in body and mind zf.
|
|
Proverb |
|
96 |
Atasözü |
ruhsal rahatsızlıklar bedensel rahatsızlıklardan daha acı vericidir |
diseases of the soul are more dangerous than those of the body f.
|
|
97 |
Atasözü |
ruhsal rahatsızlıklar bedensel rahatsızlıklardan daha zordur |
diseases of the soul are more dangerous than those of the body f.
|
|
98 |
Atasözü |
ruhsal acı bedensel acıdan daha zordur/tehlikelidir |
diseases of the soul are more dangerous than those of the body f.
|
|
Colloquial |
|
99 |
Konuşma Dili |
ruhsal çöküntü/bunalım dönemi |
blue devils i.
|
|
100 |
Konuşma Dili |
birine kendini ruhsal veya fiziksel olarak zayıf hissettirmek |
knock the stuffing out of somebody f.
|
|
101 |
Konuşma Dili |
ruhsal dengesi yerine gelme |
(oneself) again expr.
|
|
Idioms |
|
102 |
Deyim |
ruhsal bozukluk |
chemical imbalance i.
|
|
103 |
Deyim |
ruhsal varlık |
ghostly presence i.
|
|
104 |
Deyim |
ruhsal varoluş |
ghostly presence i.
|
|
105 |
Deyim |
manevi/ruhsal mevcudiyet |
ghostly presence i.
|
|
106 |
Deyim |
ruhsal ölümün simgesi |
bell, book, and candle things that are miraculous or that signal that something i.
|
|
107 |
Deyim |
ruhsal durum |
a frame of mind i.
|
|
108 |
Deyim |
birinin ruhsal durumu |
one's frame of mind i.
|
|
109 |
Deyim |
ruhsal/zihinsel çöküntüye uğramak |
go to pieces f.
|
|
110 |
Deyim |
ruhsal açıdan rahatlamak |
be at peace f.
|
|
111 |
Deyim |
fazla fiziksel/ruhsal sıkıntıyı kaldıramamak |
able to take just so much f.
|
|
112 |
Deyim |
fazla fiziksel/ruhsal sıkıntıya dayanamamak |
able to take just so much f.
|
|
113 |
Deyim |
fazla fiziksel/ruhsal sıkıntıya tahammül edememek |
able to take just so much f.
|
|
114 |
Deyim |
fiziksel/ruhsal sıkıntıyı bir yere kadar kaldırabilmek |
able to take just so much f.
|
|
115 |
Deyim |
fiziksel/ruhsal sıkıntıya bir yere kadar dayanabilmek |
able to take just so much f.
|
|
116 |
Deyim |
fiziksel/ruhsal sıkıntıya bir yere kadar tahammül edebilmek |
able to take just so much f.
|
|
117 |
Deyim |
fazla fiziksel/ruhsal sıkıntıyı kaldıramamak |
able to take only so much f.
|
|
118 |
Deyim |
fazla fiziksel/ruhsal sıkıntıya dayanamamak |
able to take only so much f.
|
|
119 |
Deyim |
fazla fiziksel/ruhsal sıkıntıya tahammül edememek |
able to take only so much f.
|
|
120 |
Deyim |
fiziksel/ruhsal sıkıntıyı bir yere kadar kaldırabilmek |
able to take only so much f.
|
|
121 |
Deyim |
fiziksel/ruhsal sıkıntıya bir yere kadar dayanabilmek |
able to take only so much f.
|
|
122 |
Deyim |
fiziksel/ruhsal sıkıntıya bir yere kadar tahammül edebilmek |
able to take only so much f.
|
|
123 |
Deyim |
ruhsal problem yaşayan |
(as) messed up as hogan's goat [dated] s.
|
|
124 |
Deyim |
manevi/ruhsal çöküntüye uğrayan |
(as) messed up as hogan's goat [dated] s.
|
|
125 |
Deyim |
ruhsal dengesi bozulmuş |
(as) messed up as hogan's goat [dated] s.
|
|
126 |
Deyim |
ruhsal problem yaşayan |
(as) screwed up as hogan's goat [dated] s.
|
|
127 |
Deyim |
manevi/ruhsal çöküntüye uğrayan |
(as) screwed up as hogan's goat [dated] s.
|
|
128 |
Deyim |
ruhsal dengesi bozulmuş |
(as) screwed up as hogan's goat [dated] s.
|
|
Technical |
|
129 |
Teknik |
ruhsal tedavi |
psychotherapy i.
|
|
Medical |
|
130 |
Medikal |
özellikle işitme sinirinde ruhsal açıdan sağlıklı olmayan değişime bağlı olarak sinir sisteminin bazı bölümlerinde ortaya çıkan bir tür sağırlık |
nervous deafness i.
|
|
131 |
Medikal |
ruhsal gerginliğe bağlı sinirsel öksürük |
nervous cough i.
|
|
132 |
Medikal |
ruhsal iletişim |
psychic communication i.
|
|
133 |
Medikal |
ruhsal sapınç |
mental aberration i.
|
|
134 |
Medikal |
ruhsal bozukluklar |
mental disorders i.
|
|
135 |
Medikal |
ruhsal yönden tedavi edici bir şekilde |
psychotherapeutically i.
|
|
136 |
Medikal |
ruhsal muayene |
mental examination i.
|
|
137 |
Medikal |
ruhsal olay |
psychic phenomena i.
|
|
138 |
Medikal |
ruhsal sonuçlar |
psychiatric consequences i.
|
|
139 |
Medikal |
ruhsal muayene bulguları |
mental examination findings i.
|
|
140 |
Medikal |
ruhsal hastalıkların tedavisi için ilaçlardan yararlanılması |
psychochemotherapy i.
|
|
141 |
Medikal |
ruhsal körlük |
psychical blindness i.
|
|
142 |
Medikal |
ruhsal körlük |
visiual agnosia i.
|
|
143 |
Medikal |
ruhsal körlük |
psychic blindness i.
|
|
144 |
Medikal |
ruhsal bozuklukların tanısal ve istatistiksel el kitabı |
dsm (diagnostic and statistical manual of mental disorders) kısalt.
|
|
Psychology |
|
145 |
Psikoloji |
yüce hissettiren bir ruhsal dönüşüm geçirme |
transfiguration i.
|
|
146 |
Psikoloji |
bedensel kaynaklı ruhsal rahatsızlıklar |
somatopsychic disorders i.
|
|
147 |
Psikoloji |
bazı ruhsal sorunlardan ötürü yeni kelimeler uydurma |
neologism i.
|
|
148 |
Psikoloji |
bazı ruhsal sorunlardan ötürü yeni kelimeler uydurma |
neology i.
|
|
149 |
Psikoloji |
fiziksel veya ruhsal bir eksikliği gidermek için gösterilen çaba |
overcompensation i.
|
|
150 |
Psikoloji |
kronik ruhsal hastalık |
chronic mental illness i.
|
|
151 |
Psikoloji |
narkotik ilaç uygulanışını takiben bilinç uyuşukluğu meydana getirilen hastada ruhsal çatışmaya sebep olan faktörlerin öğrenilmesini psikoanalist tarafından uygun telkinler yapılması esasına dayanan psikoterapi yöntemi |
narcotherapy i.
|
|
152 |
Psikoloji |
organik ruhsal rahatsızlıklar |
organic mental disorders i.
|
|
153 |
Psikoloji |
ruhsal çöküntü |
depression i.
|
|
154 |
Psikoloji |
ruhsal dönüşüm |
spiritual transformation i.
|
|
155 |
Psikoloji |
ruhsal iyileştirim |
psychiatric rehabilitation i.
|
|
156 |
Psikoloji |
ruhsal bozukluk |
mental disorder i.
|
|
157 |
Psikoloji |
ruhsal psikoloji |
spiritual psychology i.
|
|
158 |
Psikoloji |
ruhsal tecrit |
psychic isolation i.
|
|
159 |
Psikoloji |
ruhsal-fiziksel paralelcilik |
psychophysical parallelism i.
|
|
160 |
Psikoloji |
ruhsal atalet |
psychic inertia i.
|
|
161 |
Psikoloji |
ruhsal durumun mutlulukla mutsuzluk arasında değişmesi |
cyclothymia i.
|
|
162 |
Psikoloji |
ruhsal zaman |
psychological time i.
|
|
163 |
Psikoloji |
ruhsal evrenseller |
psychological universals i.
|
|
164 |
Psikoloji |
ruhsal gerçeklik |
psychic reality i.
|
|
165 |
Psikoloji |
ruhsal kökenli amnezi |
psychogenic amnesia i.
|
|
166 |
Psikoloji |
ruhsal bozuklukların tanısal ve istatistiksel el kitabı |
diagnostic and statistical manual of mental disorders i.
|
|
167 |
Psikoloji |
ruhsal iktidarsızlık |
psychic impotence i.
|
|
168 |
Psikoloji |
ruhsal aygıt |
psychic apparatus i.
|
|
169 |
Psikoloji |
ruhsal birlik |
psychic unity i.
|
|
170 |
Psikoloji |
ruhsal bozuklukların tedavisi |
treatment of psychiatric disorders i.
|
|
171 |
Psikoloji |
ruhsal intihar |
psychic suicide i.
|
|
172 |
Psikoloji |
ruhsal belirlemecilik |
psychic determinism i.
|
|
173 |
Psikoloji |
ruhsal çöküntü |
psychological breakdown i.
|
|
174 |
Psikoloji |
ruhsal bozukluk |
psychological disorder i.
|
|
175 |
Psikoloji |
ruhsal rahatsızlıklar |
mental disorders i.
|
|
176 |
Psikoloji |
ruhsal cinsel |
psycho sexual i.
|
|
177 |
Psikoloji |
ruhsal sorunları olan vaka |
mental case i.
|
|
178 |
Psikoloji |
ruhsal durum çizelgesi |
mood chart i.
|
|
179 |
Psikoloji |
ruhsal durum denetimi |
mood control i.
|
|
180 |
Psikoloji |
ruhsal bozukluk |
disturbance i.
|
|
181 |
Psikoloji |
ruhsal bozukluk |
mental disturbance i.
|
|
182 |
Psikoloji |
ruhsal kökenli füj |
psychogenic fugue i.
|
|
183 |
Psikoloji |
ruhsal hijyen |
mental hygiene i.
|
|
184 |
Psikoloji |
ruhsal iç çatışma |
intrapsychic conflict i.
|
|
185 |
Psikoloji |
ruhsal kökenli rahatsızlıklar |
psychogenic disorders i.
|
|
186 |
Psikoloji |
ruhsal bozukluk |
mental illness i.
|
|
187 |
Psikoloji |
ruhsal onanizm |
psychic onanism i.
|
|
188 |
Psikoloji |
ruhsal travma |
psychic trauma i.
|
|
189 |
Psikoloji |
ruhsal bozukluk |
folie i.
|
|
190 |
Psikoloji |
ruhsal bozukluk |
mental agitation i.
|
|
191 |
Psikoloji |
tanısız ruhsal rahatsızlık |
unspecified mental disorder i.
|
|
192 |
Psikoloji |
ruhsal hastalık ve yönelim bozukluğu |
mental unsoundness i.
|
|
193 |
Psikoloji |
ruhsal bozukluk |
hypopsychosis i.
|
|
194 |
Psikoloji |
görünürde fiziksel bir neden olmaksızın felç veya körlük gibi fiziksel semptomların görüldüğü bir ruhsal bozukluk |
hysteria i.
|
|
195 |
Psikoloji |
şiddetli duygu patlamaları ve duyusal ve motor işlev bozuklukları ile karakterize bir ruhsal bozukluk |
hysterical neurosis i.
|
|
196 |
Psikoloji |
zihinsel çatışmaların somatik tepkilere dönüştüğü ruhsal bozukluk |
conversion hysteria i.
|
|
197 |
Psikoloji |
zihinsel çatışmaların somatik tepkilere dönüştüğü ruhsal bozukluk |
conversion reaction i.
|
|
198 |
Psikoloji |
nesneleri zihinsel ya da ruhsal güçle hareket ettiren |
telekinetic s.
|
|
199 |
Psikoloji |
nesneleri zihinsel ya da ruhsal güçle hareket ettirilmesiyle ilgili |
telekinetic s.
|
|
200 |
Psikoloji |
hastanın ruhsal durumunu etkilemek amacıyla dış koşullarında yapılan değişikliklere ait veya ilgili |
alloplastic s.
|
|
201 |
Psikoloji |
ruhsal kökenli |
psychogenic s.
|
|
202 |
Psikoloji |
ruhsal bozukluğu olan |
mentally ill s.
|
|
Mental Health |
|
203 |
Ruhbilim |
ruhsal çöküntü |
depression i.
|
|
204 |
Ruhbilim |
başkalarına zarar verip tedavi ederek duygusal tatminini sağlayan bireylerde görülen ruhsal bozukluk |
munchausen's syndrome by proxy i.
|
|
Pathology |
|
205 |
Patoloji |
bir grup içindeki insanların aynı anda sahip olduğu, ruhsal kökenli bir hastalık |
mass psychogenic illness i.
|
|
Biology |
|
206 |
Biyoloji |
libido tarafından üretilen ruhsal enerji |
libidinal energy i.
|
|
Social Sciences |
|
207 |
Sosyal Bilimler |
entelektüel, kültürel veya ruhsal olarak üstün olduğuna inanma |
illuminism i.
|
|
Religious |
|
208 |
Dini |
ruhsal gelişim |
unitarian universalism i.
|
|
209 |
Dini |
resmi bir inancı olmayan, ruhsal gelişim, hakikat ve anlam arayışındaki özgürlükçü bir din |
unitarian universalism i.
|
|
210 |
Dini |
ruhsal gelişim |
unitarian universalist i.
|
|
211 |
Dini |
afrika'da geleneksel ruhsal ilaçlar konusunda deneyimli rahip ve doktor |
jujuman i.
|
|
212 |
Dini |
afrika'da geleneksel ruhsal ilaçlar konusunda deneyimli rahip ve doktor |
obeahman i.
|
|
213 |
Dini |
afrika'da geleneksel ruhsal ilaçlar konusunda deneyimli rahip ve doktor |
root doctor i.
|
|
214 |
Dini |
afrika'da geleneksel ruhsal ilaçlar konusunda deneyimli rahip ve doktor |
leaf doctor i.
|
|
215 |
Dini |
insanların ruhsal yenilenmesinden yalnızca kutsal ruh'un sorumlu olduğunu savunan bir hristiyan doktrini |
monergism i.
|
|
216 |
Dini |
hinduizmde kişisel dini eğitmen ve ruhsal rehber |
guru i.
|
|
217 |
Dini |
sihizmde on ruhsal liderden biri |
guru i.
|
|
218 |
Dini |
zen budizminde ruhsal aydınlanma |
satori i.
|
|
219 |
Dini |
ruhsal olarak yenilemek |
renew f.
|
|
220 |
Dini |
inanç yoluyla ruhsal dönüşüm yaşamış |
reborn s.
|
|
221 |
Dini |
yeni bir ruhsal mahiyet verilmemiş |
unrenewed s.
|
|
Philosophy |
|
222 |
Felsefe |
ruhsal çözümleme |
psychoanalysis i.
|
|
223 |
Felsefe |
1938'de frank buchman tarafından kurulup dünya çapında gerçekleşen bir ahlaki ve ruhsal yenilenme hareketi |
moral rearmament i.
|
|
224 |
Felsefe |
1938'de frank buchman tarafından kurulup dünya çapında gerçekleşen bir ahlaki ve ruhsal yenilenme hareketi |
buchmanism i.
|
|
225 |
Felsefe |
1938'de frank buchman tarafından kurulup dünya çapında gerçekleşen bir ahlaki ve ruhsal yenilenme hareketi |
oxford group i.
|
|
226 |
Felsefe |
yalnızca manevi veya ruhsal varlıkların var olduğu doktrini |
immaterialism i.
|
|
227 |
Felsefe |
insanlığın ahlaki veya ruhsal olarak mükemmelleştirilebileceğine inanan kimse |
perfectionist i.
|
|
Military |
|
228 |
Askeri |
bedensel ve ruhsal geliştirme programı |
reconditioning program i.
|
|
Slang |
|
229 |
Argo |
ceza evinde ruhsal tedaviye ihtiyaç duyan hükümlü |
j-cat i.
|
|
230 |
Argo |
ceza evinde ruhsal tedaviye ihtiyaç duyan hükümlü |
cat-j i.
|
|
231 |
Argo |
kişinin görünüşte imkansız olan hedeflere ulaşmak için korkularını, güvensizliklerini ve şüphelerini geride bıraktığı ruhsal durumu ifade eden argo terim |
grindset i.
|
|
232 |
Argo |
ruhsal durumunu alt üst etmek |
mess up f.
|
|
233 |
Argo |
psikoaktif madde/ilaç kullanımından kaynaklanan kalıcı ruhsal hasarın yan etkilerini sürekli yaşayan |
perma-fried s.
|
|
Modern Slang |
|
234 |
Modern Argo |
birinin takıntı haline getirildiği ruhsal bir bozukluk |
adele syndrome i.
|
|