so as to - Türkçe İngilizce Sözlük
Geçmiş

so as to

Play ENTRENus
Play ENTRENuk
Play ENTRENau


"so as to" teriminin Türkçe İngilizce Sözlükte anlamları : 7 sonuç

İngilizce Türkçe
General
so as to ed. amacıyla
so as to ed. için
so as to ed. -ecek bir şekilde
so as to ed. -mek amacıyla
so as to ed. -mek için
so as to ed. üzere
so as to ed. diye

"so as to" teriminin diğer terimlerle kazandığı İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 60 sonuç

İngilizce Türkçe
General
sale of foodstuffs by a municipality so as to regulate the prices i. tanzim satışı
be so kind as to f. lütfetmek
mark so as not to forget f. mim koymak
make so bold as to do something f. (bir şeyi yapmaya) cesareti olmak
be so bold as to do something f. (bir şeyi yapmaya) cesareti olmak
make so bold as to do something f. (bir şeyi yapmak için) cesaretini toplamak
be so bold as to do something f. (bir şeyi yapmak için) cesaretini toplamak
Phrases
just so as to expr. sırf ... olsun diye
Proverb
as a dog returns to his vomit, so a fool repeats his folly demir ıslanmaz deli uslanmaz
as a dog returns to his vomit, so a fool repeats his folly köpeğin ahmağı uslanmaz
as a dog returns to his vomit, so a fool repeats his folly delinin işine akıl erdirilmez
as a dog returns to his vomit, so a fool repeats his folly delinin işi akıl havsala almaz
as a dog returns to his vomit, so a fool repeats his folly akıl olmayınca başta ne kuruda biter ne yaşta
as a dog returns to his vomit, so a fool repeats his folly delinin işi akıl karı değildir
as a dog returns to his vomit, so a fool repeats his folly akıl terelelli olunca söz fayda etmez
as a dog returns to his vomit, so a fool repeats his folly koyma akıl akıl olmaz
as a dog returns to his vomit, so a fool repeats his folly sokma akıl sekiz adım gider
as a dog returns to his vomit, so a fool repeats his folly tatsız aşa su neylesin akılsız başa söz neylesin
Colloquial
make so bold as to f. bir şeyi yapmak için cesaretli olmak
go so far as to call someone stupid f. birisine aptal diyecek kadar ileri gitmek
go so far as to say something f. söyleyecek kadar ileri gitmek
go so far as to do something f. işi bir şey yapma raddesine vardırmak
go so far as to do something f. işi bir şey yapma raddesine getirmek
go so far as to do something f. işi bir şey yapacak kadar ileri götürmek
go so far as to do something f. bir şey yapacak kadar ileri gitmek
go so far as to f. -e kadar vardırmak
go so far as to f. noktasına getirmek
go so far as to f. kadar ileri gitmek
go so far as to f. raddesine vardırmak
go so far as to say f. söyleyecek kadar ileri gitmek
so as to do something expr. bir şey yapmak için
so as to do something expr. bir şey yapmak niyetiyle
Idioms
go so far as to do something f. işi o raddeye vardırmak
go so far as to threaten f. işi tehdit noktasına vardırmak
go so far as to do something f. işi o raddeye getirmek
go so far as to threaten f. işi tehdit noktasına getirmek
stoop so low (as to do something) f. (kötü bir şey yapmak için) kendini küçültmek
stoop so low (as to do something) f. (kötü bir şey yapmak için) kendini alçaltmak
stoop so low (as to do something) f. (kötü bir şey yapmak için) kendi seviyesini düşürmek
stoop so low (as to do something) f. (kötü bir şey yapmak için) etik/ahlaki değerlerini hiçe saymak
make so bold (as to do something) f. haddini aşmayacaksa (bir şey yapmak)
make so bold (as to do something) f. haddini aşmak gibi olmazsa (bir şey yapmak)
make so bold (as to do something) f. haddi olmadan (bir şey yapmak)
be so bold (as to do something) f. haddini aşmayacaksa (bir şey yapmak)
be so bold (as to do something) f. haddini aşmak gibi olmazsa (bir şey yapmak)
be so bold (as to do something) f. haddi olmadan (bir şey yapmak)
be so bold as to (do something) f. (bir şey yapacak kadar) cesur olmak
be so bold as to (do something) f. (bir şey yapacak) cesareti olmak
be so bold as to (do something) f. (bir şey yapmaya) cüret etmek
be so bold as to (do something) f. haddini aşarak (bir şey yapmak)
be so bold as to (do something) f. haddini aşıp (bir şey yapmak)
be so bold as to (do something) f. haddi olmadan (bir şey yapmak)
be so bold as to do f. yapacak kadar cesur olmak
be so bold as to do f. yapacak cesareti olmak
be so bold as to do f. yapmaya cüret etmek
be so bold as to do f. haddini aşarak yapmak
be so bold as to do f. haddini aşıp yapmak
be so bold as to do f. haddi olmadan yapmak
Speaking
they went so far as to threaten expr. işi tehdide kadar götürdüler
they went so far as to threaten expr. tehdit etmeye kadar götürdüler