sosyal olarak - Türkçe İngilizce Sözlük

sosyal olarak

"sosyal olarak" teriminin İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 2 sonuç

Türkçe İngilizce
General
sosyal olarak socially zf.
A tobacco ban would be inefficient and socially unattainable at present.
Tütün yasağı şu anda verimsiz ve sosyal olarak ulaşılamaz olacaktır.

More Sentences
sosyal olarak clubbily zf.

"sosyal olarak" teriminin diğer terimlerle kazandığı İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 44 sonuç

Türkçe İngilizce
Politics
sosyal olarak dışlanmış socially excluded s.
They involve serious risk of infection and lead to people being socially excluded in a very real sense.
Bunlar ciddi enfeksiyon riskleri içermekte ve insanların gerçek anlamda sosyal olarak dışlanmasına yol açmaktadır.

More Sentences
General
sosyal kulüp olarak da işlev gören geleneksel restoran supper club i.
kanada'da sosyal ve kültürel olarak birbirinden izole olan ingiliz ve fransız halk için kullanılan bir terim two solitudes [canadian] i.
hayvan sürüsünde sosyal olarak baskın erkek alpha male i.
erkeğin sosyal ve ekonomik olarak baskın olduğu ilişki concubine i.
bir sosyal paylaşım sitesinde birini arkadaş olarak eklemek friend f.
(resmi görevli olarak) sosyal veya siyasi çıkarlar için düşmanca tutum veya tehditlerle göz korkutmak mau-mau f.
sosyal olarak kabul edilebilir bir şekle sokmak ritualize f.
sosyal olarak kabul edilebilir bir şekle sokmak ritualise f.
sosyal olarak kabul edilebilir olduğunu beyan etmek civilise [obsolete] f.
sosyal olarak kabul edilebilir olduğunu beyan etmek civilize [obsolete] f.
sosyal olarak olgunlaşmamış socially immature s.
sosyal olarak duyarlı socially minded s.
sosyal olarak duyarlı social-minded s.
Phrasals
(birinden) sosyal/duygusal olarak soğumak pull away from (someone or something) f.
(birinden) sosyal/duygusal olarak kendini geri çekmek pull away from (someone or something) f.
(sosyal veya romantik olarak) ilişki kurmak mix up (with) f.
sosyal olarak uzaklaşmak shrink up f.
Colloquial
sosyal medya etiketi (hashtag) işareti olarak kullanılan sembol mesh i.
Trade/Economic
iş yerinde çalışanlar veya işverenler tarafından psikolojik veya sosyal nedenlerle devamlı olarak ya da sistematik şekilde uygulanan psikolojik taciz veya şiddet mobbing i.
sosyal güvenlik ödemelerinin elektronik olarak dağıtılması electronic benefit transfer i.
kendini genç ve sosyal olarak gören yaşlı ve zengin tüketici grey panther i.
Politics
düşük gelirli kişilere gelirleriyle ters orantılı olarak devletin yaptığı sosyal yardım ödemesi negative tax i.
(orta çağ'da) bir mülk ile bu mülk arazisi üzerinde yaşayan farklı özgürlük derecelerine sahip serflere ve kiracılara hükmeden arazi sahibinden meydana gelen ve ekonomik olarak kendi kendine yetebilen sosyal, ekonomik ve idari bir teşkilat manor i.
sözde özgür bir sosyal sınıfın veya azınlığın kalıcı olarak baskı gördüğü ve aşağılandığı sistem helotism i.
(siyasi veya sosyal olarak) teşkilatlı olmayan unpolicied [obsolete] s.
(siyasi veya sosyal olarak) organize olmamış unpolicied [obsolete] s.
(siyasi veya sosyal olarak) örgütlü olmayan unpolicied [obsolete] s.
Computer
sosyal paylaşım sitesinde profil fotoğrafı olarak kendi fotoğrafı yerine sitenin verdiği görüntüyü kullanan kimse egghead i.
Psychology
sosyal olarak paylaşılan otizm socially shared autism i.
sosyal olarak kabul edilebilir biçimde kanalize edilmiş gizli dürtü yansıtımını ifade eden eylem derivative i.
Zoology
sürüde sosyal olarak baskın alpha s.
Social Sciences
oyun olarak sınıflandırılmayan sosyal davranış nonplay i.
nihai hedef olarak görülen sosyal organizasyon zion i.
nihai hedef olarak görülen sosyal organizasyon sion i.
insanların sosyal olarak edindikleri karmaşık davranış biçimleri, tutum ve fikirler human nature i.
kendini genç ve sosyal olarak gören yaşlı ve zengin tüketici grubuna mensup kimse grey panther i.
(eğitim, yardım, sosyal aktivite için) kurumları kilisenin temel işlevi olarak gören bir kuram institutionalism i.
Education
(eskiden) ingiliz üniversitelerinin sosyal bilimler alanında lisans derecesini yeni tamamlamış öğrencilerin yüksek lisansın ön şartı olarak yaptıkları münazara determination i.
Religious
hristiyanlıkta medeni hukuka ve sosyal alışkanlıklara temel olarak incil yasasını esas almayı amaçlayan dini hareket reconstructionism i.
Philosophy
bir yaşam felsefesi olarak sosyal hayatta çıplak dolaşma nudism i.
Entomology
(bazı karıncalar) sosyal parazit olarak yaşayan cuckoo s.
Slang
tembel, sosyal açıdan beceriksiz veya sosyal hayattan yoksun olarak görülen kişileri eleştirmek için kullanılan aşağılayıcı terim basement dweller i.
Modern Slang
dünyanın dört bir yanından gelen gençlerin sosyal olarak dezavantajlı tayvanlı çocuklara ingilizce öğrettiği yaz programı aid summer i.