Türkçe - İngilizce
Türkçe - İngilizce
Almanca - İngilizce
Fransızca - İngilizce
İspanyolca - İngilizce
İngilizce Eşanlam
Eşanlam
Hakkımızda
Araçlar
Kaynaklar
İletişim
Oturum Aç / Üye Ol
Işıkları Söndür
English
English
Türkçe
Français
Español
Deutsch
Eşanlam
Araçlar
Hakkımızda
Kaynaklar
İletişim
Oturum Aç / Üye Ol
EN-TR
Türkçe - İngilizce
Almanca - İngilizce
İspanyolca - İngilizce
Fransızca - İngilizce
İngilizce Eşanlam
Türkçe - İngilizce
Fransızca - İngilizce
İspanyolca - İngilizce
Almanca - İngilizce
Geçmiş
stationary
Play ENTRENus
Play ENTRENuk
Play ENTRENau
"stationary"
teriminin Türkçe İngilizce Sözlükte anlamları : 35 sonuç
Kategori
İngilizce
Türkçe
Common Usage
1
Yaygın Kullanım
stationary
s.
hareketsiz
2
Yaygın Kullanım
stationary
s.
yerleşik
3
Yaygın Kullanım
stationary
s.
sabit
4
Yaygın Kullanım
stationary
s.
değişmeyen
General
5
Genel
stationary
s.
durgun
6
Genel
stationary
s.
işlemeyen
7
Genel
stationary
s.
çalışmayan (makine)
8
Genel
stationary
s.
yerleşik
9
Genel
stationary
s.
stasyoner
10
Genel
stationary
s.
değişmeyen
11
Genel
stationary
s.
sabit
12
Genel
stationary
s.
muayyen
13
Genel
stationary
s.
sabit olarak bir yerde bulunan
14
Genel
stationary
s.
durağan
15
Genel
stationary
s.
kıpırtısız
16
Genel
stationary
s.
devingen olmayan
17
Genel
stationary
s.
sabit olarak bir yerde bulunan
18
Genel
stationary
s.
durağan
19
Genel
stationary
s.
devingen olmayan
20
Genel
stationary
s.
dingin
Trade/Economic
21
Ticaret/Ekonomi
stationary
s.
değişmez
22
Ticaret/Ekonomi
stationary
s.
dinamik olmayan
Technical
23
Teknik
stationary
s.
durağan
24
Teknik
stationary
s.
hareket etmeyen
25
Teknik
stationary
s.
hareketsiz
26
Teknik
stationary
s.
kararlı
27
Teknik
stationary
s.
sabit
28
Teknik
stationary
s.
yerli
29
Teknik
stationary
s.
yerinde duran
Marine
30
Denizcilik
stationary
s.
kararlı
Food Engineering
31
Gıda
stationary
s.
durgun
32
Gıda
stationary
s.
durağan
Chemistry
33
Kimya
stationary
s.
durağan
Biochemistry
34
Biyokimya
stationary
s.
yatışkın
Marine Biology
35
Deniz Biyolojisi
stationary
s.
yatışkan
"stationary"
teriminin diğer terimlerle kazandığı İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 155 sonuç
Kategori
İngilizce
Türkçe
General
1
Genel
stationary state
i.
durağan hal
2
Genel
stationary phase
i.
durağan evre
3
Genel
stationary source
i.
hareketsiz kaynak
4
Genel
stationary telephone
i.
ev telefonu
5
Genel
cycle-stationary
i.
çevrimsel’-durağan
6
Genel
stationary-stagnant society
i.
durgun toplum
7
Genel
non-stationary interference
i.
durağan olmayan karışma
8
Genel
school stationary
i.
okul malzemesi
9
Genel
stationary bicycle
i.
egzersiz bisikleti
10
Genel
quasi-stationary
s.
yarı sabit
Trade/Economic
11
Ticaret/Ekonomi
stationary state
i.
değişmeme durumu
12
Ticaret/Ekonomi
stationary state
i.
durgunluk durumu
13
Ticaret/Ekonomi
stationary state
i.
durağan durum
14
Ticaret/Ekonomi
stationary state
i.
durgun durum
15
Ticaret/Ekonomi
stationary and office supplies
i.
kırtasiye ve ofis gereçleri
16
Ticaret/Ekonomi
stationary engine
i.
sabit makine
Technical
17
Teknik
stationary equipment
i.
dural ekipman
18
Teknik
stationary derrick
i.
durağan derik
19
Teknik
non-stationary random process
i.
durağan olmayan rastgele süreç
20
Teknik
stationary state
i.
durağan hal
21
Teknik
stationary random noise
i.
durağan rasgele gürültü
22
Teknik
stationary shear
i.
durağan makas
23
Teknik
stationary state
i.
durağan durum
24
Teknik
stationary fluidized bed
i.
durağan akışkan yatak
25
Teknik
stationary population
i.
durağan evren
26
Teknik
stationary point
i.
durgun nokta
27
Teknik
difference stationary process
i.
fark durağan süreç
28
Teknik
stationary part
i.
hareketsiz parça
29
Teknik
stationary frame
i.
hareketsiz çerçeve
30
Teknik
stationary blade
i.
hareketsiz kanat
31
Teknik
hollow stationary blade
i.
içi boş sabit kanat
32
Teknik
stationary pad
i.
kalıcı dosya
33
Teknik
stationary state
i.
kararlılık durumu
34
Teknik
stationary window
i.
kalıcı penceresi
35
Teknik
stationary cover
i.
kayıcı tekne
36
Teknik
stationary engineer
i.
makinist
37
Teknik
stationary engineer
i.
makine işletme mühendisi
38
Teknik
stationary equipment
i.
sabit cihaz
39
Teknik
stationary training equipment
i.
sabit antrenman donanımı
40
Teknik
stationary lead-acid cells
i.
sabit kurşun-asit hücreler
41
Teknik
stationary battery
i.
sabit batarya
42
Teknik
stationary test conditions
i.
sabit deney şartları
43
Teknik
stationary blade row
i.
sabit kanat sırası
44
Teknik
stationary boiler
i.
sabit kazan
45
Teknik
stationary water circulation pump
i.
sabit olarak yerleştirilen su dolaşım pompası
46
Teknik
stationary grinding machine
i.
sabit taşlama tezgahı
47
Teknik
stationary unit
i.
sabit tesis
48
Teknik
stationary wave
i.
sabit dalga
49
Teknik
stationary blade groove
i.
sabit kanat kanalı
50
Teknik
stationary silo unloader
i.
sabit silo boşaltıcı
51
Teknik
stationary gas engines
i.
sabit gaz motorları
52
Teknik
lead-acid stationary batteries
i.
sabit tesis kurşun-asit akümülatörleri
53
Teknik
stationary derrick
i.
sabit derik
54
Teknik
stationary orbit
i.
sabit yörünge
55
Teknik
stationary shell boiler plant
i.
sabit silindirik kazan tesisi
56
Teknik
stationary gas engine
i.
sabit gaz motoru
57
Teknik
stationary arm
i.
sabit kol
58
Teknik
stationary use
i.
sabit kullanım
59
Teknik
stationary lead-acid battery
i.
sabit kurşun asit akümülatör
60
Teknik
stationary waste container
i.
sabit atık kabı
61
Teknik
stationary source emissions
i.
sabit kaynak emisyonları
62
Teknik
stationary test condition
i.
sabit deney şartı
63
Teknik
stationary blade groove
i.
sabit kanat yivi
64
Teknik
stationary lead-acid battery
i.
sabit tesis kurşun asit bataryası
65
Teknik
stationary blade carrier
i.
sabit kanat taşıyıcısı
66
Teknik
stationary unit
i.
sabit kara ünitesi
67
Teknik
stationary engine
i.
sabit makine
68
Teknik
stationary fire-fighting system
i.
sabit yangın söndürme teçhizatı
69
Teknik
stationary equipment
i.
sabit ekipman
70
Teknik
stationary plant
i.
sabit tesis
71
Teknik
stationary source emission
i.
sabit kaynak emisyonu
72
Teknik
stationary cross-carriage oxygen cutting machine
i.
sabit çapraz taşıyıcılı oksijenle kesme makinesi
73
Teknik
stationary engine
i.
sabit motor
74
Teknik
strip of abrasive paper attached to a stationary wheel
i.
sabit bir tekerleğe tutturulmuş zımpara kağıt şerit
75
Teknik
stationary water circulation pump
i.
sabit su dolaşım pompası
76
Teknik
stationary lead-acid battery
i.
sabit tesis kurşun asit akümülatörü
77
Teknik
stationary state
i.
sükunet durumu
78
Teknik
stationary water
i.
sükunetteki su
79
Teknik
stationary state
i.
sükunet hali
80
Teknik
portable and non-stationary use
i.
taşınabilir ve sabit olmayan kullanım
81
Teknik
cycle-stationary
s.
çevrimsel-durağan
82
Teknik
wide sense stationary
s.
geniş anlamda durağan
83
Teknik
under stationary conditions
expr.
sabit şartlar altında
Computer
84
Bilgisayar
stationary random noise
i.
durağan rastgele gürültü
85
Bilgisayar
non-stationary random process
i.
durağan olmayan rastgele süreç
86
Bilgisayar
non-stationary interference
i.
durağan-olmayan karışma
87
Bilgisayar
fixed stationary
i.
sabit telefon
88
Bilgisayar
cyclo-stationary
s.
çevrimsel-durağan
Informatics
89
Bilişim
stationary pad
i.
kalıcı dosya
Telecom
90
Telekom
stationary satellite
i.
sabit uydu
91
Telekom
digital audio stationary heads system
i.
sayısal ses sabit kafa sistemi
Automotive
92
Otomotiv
stationary road vehicle
i.
sabit durumda çalışan karayolu taşıtı
93
Otomotiv
stationary cutting machine
i.
sabit kesme tezgahı
94
Otomotiv
stationary cutting machine disc
i.
sabit kesme tezgahı diski
95
Otomotiv
stationary grinding machine
i.
sabit taşlama tezgahı
96
Otomotiv
stationary battery
i.
sabit tesis aküsü
Railway
97
Demiryolu
stationary railway vehicle
i.
sabit demiryolu taşıtı
Aeronautic
98
Havacılık
stationary loading bridge
i.
sabit yükleme köprüsü
Marine
99
Denizcilik
stationary front
i.
durağan hava cephesi
100
Denizcilik
stationary or floating marine structures
i.
durağan veya yüzen deniz yapıları
101
Denizcilik
stationary waves
i.
duran dalga
102
Denizcilik
stationary circulation
i.
kararlı sirkülasyon
103
Denizcilik
stationary point
i.
kararlı nokta
104
Denizcilik
stationary condition
i.
kararlılık şartı
105
Denizcilik
weakly stationary
s.
durgun olma özelliği az olan
Mining
106
Maden
sampling from stationary lot
i.
sabit partiden numune alma
Medical
107
Medikal
stationary phase
i.
durgun faz
108
Medikal
stationary phase
i.
sabit evre
Food Engineering
109
Gıda
stationary phase
i.
durağan faz
110
Gıda
stationary phases
i.
durağan fazlar
111
Gıda
stationary phase
i.
durgun faz
Math
112
Matematik
stationary function
i.
sabit fonksiyon
Statistics
113
İstatistik
regular stationary point process
i.
düzenli durağan nokta süreci
114
İstatistik
stationary process
i.
durağan süreç
115
İstatistik
stationary population
i.
durağan yığın
116
İstatistik
stationary distribution
i.
durağan dağılım
117
İstatistik
covariance stationary process
i.
kovaryansça durağan süreç
118
İstatistik
orderly stationary point process
i.
sıralı durağan nokta süreci
119
İstatistik
strictly stationary process
i.
tam durağan süreç
120
İstatistik
semi-stationary process
i.
yarı-durağan süreç
121
İstatistik
asymptotically stationary
s.
asimptotik olarak durağan
122
İstatistik
almost stationary
s.
hemen hemen durağan
123
İstatistik
wide sense stationary
s.
geniş anlamda durağan
124
İstatistik
second order stationary
s.
ikinci sıradan durağan
Physics
125
Fizik
stationary line
i.
durağan çizgi
126
Fizik
stationary wave
i.
durağan dalga
127
Fizik
stationary line
i.
kararlı çizgi
128
Fizik
stationary wave
i.
stasyoner dalga
Biochemistry
129
Biyokimya
stationary phase
i.
yatışkın evre
130
Biyokimya
stationary state
i.
yatışkın durum
Marine Biology
131
Deniz Biyolojisi
stationary state
i.
yatışkan durum
Astronomy
132
Gökbilim
stationary universe
i.
kararlı evren
Social Sciences
133
Sosyal Bilimler
quasi-stationary equilibrium
i.
yarı değişmez denge
134
Sosyal Bilimler
quasi-stationary equilibrium
i.
yarı sabit denge
Environment
135
Çevre
stationary wave
i.
durağan dalga
136
Çevre
non-stationary random process
i.
düzensiz akış rastlantısal işlemi
137
Çevre
stationary front
i.
durağan cephe
138
Çevre
stationary source emissions
i.
sabit kaynak emisyonları
139
Çevre
carbon monoxide in the flues of stationary sources
i.
sabit kaynakların bacalarındaki karbon monoksit
Geography
140
Coğrafya
stationary source
i.
sabit kaynak
Meteorology
141
Meteoroloji
stationary front
i.
durağan cephe
142
Meteoroloji
stationary cyclone
i.
durağan siklon
143
Meteoroloji
stationary front
i.
kararlı cephe
144
Meteoroloji
stationary front
i.
sabit cephe
145
Meteoroloji
quasi-stationary front
i.
yarı durağan cephe
Military
146
Askeri
stationary gun mount
i.
çakılı top kundağı
147
Askeri
stationary gun mount
i.
çakılı top mesnedi
148
Askeri
stationary vertical fin
i.
sabit dikey dümen sathı
149
Askeri
stationary hospital
i.
sabit hastane
150
Askeri
stationary screen
i.
sabit emniyet perdesi
151
Askeri
stationary front
i.
sabit cephe
Sport
152
Spor
stationary bicycle
i.
egzersiz bisikleti
153
Spor
stationary bicycle
i.
kondisyon bisikleti
154
Spor
stationary training equipment
i.
sabit antrenman donanımı
155
Spor
stationary bike
i.
egzersiz bisikleti
×
Pronunciation in context (
out of
)
Pronunciation of stationary
×
Terim Seçenekleri
Çeviri Öner / Düzelt
Fransızca İngilizce Sözlük
İspanyolca İngilizce Sözlük
Almanca İngilizce Sözlük
İngilizce Eşanlam Sözlük
Google Images
Merriam Webster
Dictionary.com
The Free Dictionary
Abbreviations
Wikipedia in English
Wikipedia in Turkish
Urban Dictionary
German, LEO
Chinese, Dict.Cn
Spanish, SpanishDict
Russian, Multitran.ru
Medical, MedicineNet
İşaret Dili, Signing Savvy