ustalıkla - Türkçe İngilizce Sözlük

ustalıkla

"ustalıkla" teriminin İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 16 sonuç

Türkçe İngilizce
General
ustalıkla skillfully zf.
He handled the tool skillfully.
Aleti ustalıkla kullandı.

More Sentences
ustalıkla skilfully zf.
The European Union has a major role to play in this fight, as Minister Haarder has so skilfully illustrated.
Bakan Haarder'in de ustalıkla ortaya koyduğu gibi, Avrupa Birliği'nin bu mücadelede oynayacağı önemli bir rol vardır.

More Sentences
ustalıkla expertly zf.
Asbestos is used in buildings, appliances and vehicles in numerous locations, and it must be disposed of expertly.
Asbest binalarda, cihazlarda ve araçlarda çok sayıda yerde kullanılır ve ustalıkla bertaraf edilmesi gerekir.

More Sentences
ustalıkla professionally zf.
The pianist performed professionally.
Piyanist, performansını ustalıkla gerçekleştirdi.

More Sentences
ustalıkla proficient s.
ustalıkla adroitly zf.
ustalıkla ingeniously zf.
ustalıkla dexterously zf.
ustalıkla smartly zf.
ustalıkla ably zf.
ustalıkla dextrously zf.
ustalıkla devicefully zf.
ustalıkla featly zf.
ustalıkla smart zf.
ustalıkla snack zf.
Idioms
ustalıkla like a boss zf.

"ustalıkla" teriminin diğer terimlerle kazandığı İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 53 sonuç

Türkçe İngilizce
General
ustalıkla durumu idare etme finessing i.
sanat ve ustalıkla yapılan idare management i.
ustalıkla dikiş yapan kimse renterer i.
sözcükleri ustalıkla kullanan kimse logodaedalus i.
ustalıkla geçiştirmek (bir meseleyi) slide around f.
ustalıkla atlatmak (bir meseleyi) slide over f.
ustalıkla geçiştirmek (bir meseleyi) slide over f.
ustalıkla atlatmak (bir meseleyi) slide around f.
ustalıkla durumu idare etmek finesse f.
ustalıkla kullanmak wield f.
ustalıkla idare etmek manipulate f.
ustalıkla yönetmek manipulate f.
ustalıkla işlemek craft f.
el ile ustalıkla yapmak/işlemek craft f.
sahtekarlık için ustalıkla evirip çevirmek noodle f.
ustalıkla yönetmek manage f.
ustalıkla ve planlı bir şekilde yönetmek manoeuver f.
ustalıkla idare etmek convey [obsolete] f.
ustalıkla kandırmak finesse f.
(yerde yuvarlanan topu) ustalıkla kapmak gather f.
sosyetenin görgü kurallarını ustalıkla uygulayabilen accomplished s.
ustalıkla yapılmış workmanlike s.
ustalıkla işlenmiş daedalian s.
ustalıkla yapılmış affabrous s.
ustalıkla yönetilen tactical s.
ustalıkla inşa edilmiş well-wrought s.
ustalıkla yapılmamış unworkmanlike s.
ustalıkla yapılan yeoman s.
ustalıkla nitelenen compleat s.
ustalıkla yapılmış dexterous s.
ustalıkla yapılan sure-handed s.
ustalıkla; maharetle wisely zf.
Idioms
problemi ustalıkla çözmek cut the gordian knot f.
ustalıkla savuşturmak duck and dive f.
ustalıkla başından savmak duck and dive f.
ustalıkla sıyrılmak/sıvışmak duck and dive f.
ustalıkla kurtulmak duck and dive f.
ustalıkla baş etmek/başa çıkmak duck and dive f.
konuşurken ustalıkla ikna edici olmak have a silver tongue f.
problemi ustalıkla çözmek cut/untie the gordian knot f.
dikkatlice/ustalıkla yapmak soft shoe f.
akıllıca/zarif bir şekilde/ustalıkla ifade etmek turn a phrase f.
Poetic/Literary
ustalıkla yapılmış conceited s.
ustalıkla tasarlanmış conceited s.
Computer
ustalıkla bilgisayar programları geliştirmek hack f.
Textile
ustalıkla dikmek renter f.
Football
ustalıkla kafa vuruşu yapmak glance f.
Archaic
ustalıkla yapılmış curious s.
ustalıkla hazırlanmış curious s.
Slang
ustalıkla gizlenmiş manipülasyon dipsy doodle i.
ustalıkla yanıltan manipülasyon dipsy doodle i.
ustalıkla gizlenmiş manipülasyon dipsy doo i.
ustalıkla yanıltan manipülasyon dipsy doo i.