|
Kategori |
Türkçe |
İngilizce |
|
General |
|
1 |
Genel |
bir şeyin ters gitme ihtimali varsa, bu ihtimalin gerçekleşeceğini ifade eden esprili bir önerme |
murphys law i.
|
|
2 |
Genel |
elinde ne varsa geçirmek |
smite f.
|
|
3 |
Genel |
ne varsa onu kullanan |
pickup s.
|
|
Phrasals |
|
4 |
Öbek Fiiller |
birini ziyaret etmek (özellikle hasta veya yardıma ihtiyacı varsa) |
look in on someone f.
|
|
Phrases |
|
5 |
İfadeler |
şansı varsa |
as luck may have it expr.
|
|
6 |
İfadeler |
eğer varsa |
if any expr.
|
|
7 |
İfadeler |
olacağı varsa olur |
che sarà sarà [italian] expr.
|
|
8 |
İfadeler |
yer varsa |
space permitting (if space permits) expr.
|
|
9 |
İfadeler |
ve elinde (başka) neyin varsa |
and what have you expr.
|
|
10 |
İfadeler |
ve elinde buna benzer neyin varsa |
and what have you expr.
|
|
11 |
İfadeler |
ne varsa alemde o vardır ademde |
as above, so below expr.
|
|
Proverb |
|
12 |
Atasözü |
ne kadar insan varsa o kadar fikir/doğru vardır |
quot homines tot sententiae (how many men, so many opinions) expr.
|
|
13 |
Atasözü |
paran varsa rahatsın |
a heavy purse makes a light heart
|
|
14 |
Atasözü |
olacağı varsa olur |
what must be, must be
|
|
15 |
Atasözü |
olacağı varsa olur |
whatever will be, will be
|
|
16 |
Atasözü |
olacağı varsa olur |
what will be, will be
|
|
17 |
Atasözü |
paran varsa cümle alem kulun paran yoksa tımarhane yolun |
them as has, gets
|
|
18 |
Atasözü |
elinde sadece çekiç varsa her şey çivi olur |
if all you have is a hammer, everything looks like a nail
|
|
19 |
Atasözü |
ne varsa dilindedir |
your bark is worse than your bite
|
|
|
Colloquial |
|
20 |
Konuşma Dili |
cüzdanında ne varsa almak |
empty one’s wallet f.
|
|
21 |
Konuşma Dili |
bırak ne hali varsa görsün |
let him be expr.
|
|
22 |
Konuşma Dili |
bırak ne hali varsa görsün |
let him alone expr.
|
|
23 |
Konuşma Dili |
ne halin varsa gör |
well go your own way expr.
|
|
24 |
Konuşma Dili |
kafanda ne varsa söyle |
out with it expr.
|
|
25 |
Konuşma Dili |
ne varsa |
all expr.
|
|
26 |
Konuşma Dili |
ne halin varsa gör |
have it your way expr.
|
|
27 |
Konuşma Dili |
ne halin varsa gör |
have it your own way expr.
|
|
28 |
Konuşma Dili |
artık ne yararı varsa |
fwiw (for what it's worth) expr.
|
|
29 |
Konuşma Dili |
eğer (bir şeyi yapma) niyetin varsa |
if you have a mind to (do something) expr.
|
|
30 |
Konuşma Dili |
benim neyim varsa senin, senin neyin varsa benim |
what's mine is yours, and what's yours is mine expr.
|
|
31 |
Konuşma Dili |
allah ne muradın varsa versin |
lord love you [old-fashioned] [us] expr.
|
|
32 |
Konuşma Dili |
allah ne muradın varsa versin |
may the gods bless you expr.
|
|
Idioms |
|
33 |
Deyim |
isteyen varsa almak |
be up for grabs f.
|
|
34 |
Deyim |
ne hali varsa görmek |
care not a groat f.
|
|
35 |
Deyim |
elde avuçta ne varsa harcamak |
shoot one's wad f.
|
|
36 |
Deyim |
elinde avucunda ne varsa vermek |
give the shirt off one's back f.
|
|
37 |
Deyim |
elde avuçta ne varsa yoluna dökmek |
shoot the works f.
|
|
38 |
Deyim |
ne hali varsa görmek |
stew in one's own juice f.
|
|
39 |
Deyim |
(birinin/bir şeyin) elinde avucunda ne varsa almak |
milk (someone or something) dry f.
|
|
|
40 |
Deyim |
alabildiği ne varsa almak |
fill (one's) boots [uk] f.
|
|
41 |
Deyim |
elde avuçta ne varsa vermek/ödemek |
give away the shop f.
|
|
42 |
Deyim |
evde ne varsa beraberce yemek |
be pot luck f.
|
|
43 |
Deyim |
elinde avucunda ne varsa tüketmek |
come to the end of one's rope/tether f.
|
|
44 |
Deyim |
elinde avucunda ne varsa tüketmek |
be at the end of one's rope/tether f.
|
|
45 |
Deyim |
ne hali varsa görmek |
stew in (one's) own broth f.
|
|
46 |
Deyim |
elinde avucunda ne varsa vermek |
give the shirt off back f.
|
|
47 |
Deyim |
ne hali varsa görmek |
stew in (one's) own gravy f.
|
|
48 |
Deyim |
birinin/bir şeyin elinde avucunda ne varsa almak |
milk somebody/something dry f.
|
|
49 |
Deyim |
birinin/bir şeyin elinde avucunda ne varsa almak |
suck somebody/something dry f.
|
|
50 |
Deyim |
ne hali varsa görsün demek |
leave someone to one's own devices f.
|
|
51 |
Deyim |
elde avuçta ne varsa harcamak |
shoot wad f.
|
|
52 |
Deyim |
elde avuçta ne varsa harcamak |
shoot your wad f.
|
|
53 |
Deyim |
ne hali varsa görmek |
stew in (one's) (own) juice f.
|
|
54 |
Deyim |
ne hali varsa görmek |
stew in (one's) (own) juices f.
|
|
55 |
Deyim |
ne hali varsa görmek |
stew in own juice f.
|
|
56 |
Deyim |
ne hali varsa görmek |
stew in your own juice f.
|
|
57 |
Deyim |
aklı olan varsa yatırım yapar |
(the) smart money is on (someone or something) expr.
|
|
58 |
Deyim |
aklı olan varsa yatırım yapar |
the smart money is on something expr.
|
|
59 |
Deyim |
aklı olan varsa bahis oynar |
(the) smart money is on (someone or something) expr.
|
|
60 |
Deyim |
aklı olan varsa bahis oynar |
the smart money is on something expr.
|
|
61 |
Deyim |
bir şeyin ters gitme olasılığı varsa mutlaka ters gidecektir |
bread always falls on the buttered side expr.
|
|
62 |
Deyim |
ne varsa |
whole works expr.
|
|
63 |
Deyim |
ne varsa dilindedir |
his bark is worse than his bite expr.
|
|
64 |
Deyim |
ne kadar varsa |
whole works expr.
|
|
65 |
Deyim |
yeterli imkanın varsa kazanmak kolay |
the longest pole knocks the persimmon [us] expr.
|
|
66 |
Deyim |
olacağı varsa olur |
che sara, sara [cliché] expr.
|
|
67 |
Deyim |
ne varsa dilindedir |
his/her bark is worse than his/her bite expr.
|
|
68 |
Deyim |
şüphelerin varsa bir şey yapmaktan kaçın |
when in doubt, do nothing expr.
|
|
Speaking |
|
69 |
Konuşma |
allah ne muradın varsa versin |
may allah give you whatever you wish expr.
|
|
70 |
Konuşma |
aklın varsa benim yaptığımı yaparsın |
if you're smart you do what I do expr.
|
|
71 |
Konuşma |
aklında ne varsa |
whatever you have in your mind expr.
|
|
72 |
Konuşma |
allah ne muradın varsa versin |
may the lord reward you expr.
|
|
73 |
Konuşma |
bırak ne hali varsa görsün |
leave him by himself expr.
|
|
74 |
Konuşma |
bir notunuz varsa alabilir miyim? |
could I take a message? expr.
|
|
75 |
Konuşma |
bırak ne hali varsa görsün |
leave him to himself expr.
|
|
76 |
Konuşma |
bir şeye ihtiyacın olursa/ yardımcı olabileceğim bir şey varsa haber ver |
let me know if I can help expr.
|
|
77 |
Konuşma |
bir notunuz varsa alabilir miyim? |
can I take a message? expr.
|
|
78 |
Konuşma |
bir notunuz varsa alabilir miyim? |
may I take a message? expr.
|
|
79 |
Konuşma |
bir kural varsa onu esnetebilirsin |
if there's a rule you can bend it expr.
|
|
|
80 |
Konuşma |
herhangi bir isteğiniz/ihtiyacınız varsa sormaktan çekinmeyin |
If there's anything you need don't hesitate to ask expr.
|
|
81 |
Konuşma |
eğer söyleyecek bir şeyin varsa |
If you have any thing to say expr.
|
|
82 |
Konuşma |
eğer mümkünatı varsa |
if at all possible expr.
|
|
83 |
Konuşma |
gösterecek bir şeyin varsa, göster |
If you've got it, flaunt it expr.
|
|
84 |
Konuşma |
inkar edilmez bir şey varsa |
there is no denying that expr.
|
|
85 |
Konuşma |
ihtiyacın olan bir şey varsa |
if there's anything you need at all expr.
|
|
86 |
Konuşma |
işimi ayakta tutacak ne varsa yapmaya hazırım |
I'm willing to do whatever it takes to keep my business afloat expr.
|
|
87 |
Konuşma |
ne varsa eskilerde var |
oldies but goldies expr.
|
|
88 |
Konuşma |
ne varsa onu yiyeceğiz |
we'll eat whatever there is expr.
|
|
89 |
Konuşma |
ne haliniz varsa görün |
do what the hell you want expr.
|
|
90 |
Konuşma |
nerede olduğuyla ilgili bir bilgin varsa |
if you have any idea where he is expr.
|
|
91 |
Konuşma |
ne varsa eskilerde var |
the oldies are the goodies expr.
|
|
92 |
Konuşma |
ne halin varsa gör |
do what the hell ever you want expr.
|
|
93 |
Konuşma |
ne halin varsa gör |
do whatever you want expr.
|
|
94 |
Konuşma |
ne hali varsa görsün |
let him stew in his own juice expr.
|
|
95 |
Konuşma |
olacağı varsa olur |
if it's meant to be it will be expr.
|
|
96 |
Konuşma |
ne halin varsa gör |
do what the hell you want expr.
|
|
97 |
Konuşma |
söylemek istediğin bir şey varsa mikrofona söyle |
anything you want to say just talk into the mike expr.
|
|
98 |
Konuşma |
varsa da |
there is little if any expr.
|
|
99 |
Konuşma |
(yetkimin elverdiği ölçüde) elimden gelen ne varsa yaparım |
I will do everything in my power expr.
|
|
100 |
Konuşma |
varsa da pek az |
there is little if any expr.
|
|
Computer |
|
101 |
Bilgisayar |
ekranda ne varsa onu elde edersin |
what you see before you get it expr.
|
|
102 |
Bilgisayar |
ekranda ne varsa onu elde edersin |
what-you-see before-you get-it expr.
|
|
Biology |
|
103 |
Biyoloji |
bir protein solüsyonunda aranan bir proteinin olup olmadığını ve varsa ne kadar olduğunu anlamak için uygulanan nicel bir yöntem |
immunoblotting i.
|
|
104 |
Biyoloji |
bir protein solüsyonunda aranan bir proteinin olup olmadığını ve varsa ne kadar olduğunu anlamak için uygulanan nicel bir yöntem |
westernblot i.
|
|
105 |
Biyoloji |
bir protein solüsyonunda aranan bir proteinin olup olmadığını ve varsa ne kadar olduğunu anlamak için uygulanan nicel bir yöntem |
immunoblot i.
|
|
Hunting |
|
106 |
Silah/Atıcılık |
bir silahta ne kadar mermi varsa hepsini arka arkaya patlatmak |
vacate f.
|
|
Latin |
|
107 |
Latince |
nerede şüphe varsa orada özgürlük vardır |
ubi dubium ibi libertas expr.
|
|
108 |
Latince |
şüphe varsa davalının yararına karar verilir |
in dubio pro reo expr.
|
|
Slang |
|
109 |
Argo |
aklın varsa gel |
be there or be square expr.
|
|
110 |
Argo |
paran varsa kralsın |
money talks bullshit walks expr.
|
|
111 |
Argo |
bir adamın sevişecek partneri varsa evlenmeye neden gerek duysun |
why buy a cow when you can get (the) milk for free? expr.
|
|
Star Wars |
|
112 |
Star Wars |
varsa çayırları |
varsa meadows i.
|
|