Türkçe | İngilizce | |
---|---|---|
General | ||
Genel | yakışık alır | becoming s. |
Genel | yakışık alır | proper s. |
Genel | yakışık alır | seemly s. |
Genel | yakışık alır | appropriate s. |
Genel | yakışık alır | decent s. |
Genel | yakışık alır | decorous s. |
Genel | yakışık alır | fitting s. |
Genel | yakışık alır | befitting s. |
Genel | yakışık alır | gainly [dialect] s. |
Genel | yakışık alır | feat [dialect] [uk] s. |
Türkçe | İngilizce | |
---|---|---|
General | ||
Genel | daha yakışık alır | seemlier s. |
Genel | en uygun en yakışık alır | seemliest s. |
Genel | yakışık alır bir biçimde | seemly zf. |
Genel | yakışık alır şekilde | seemlily zf. |
Colloquial | ||
Konuşma Dili | (birinin bir şey yapması) yakışık alır | it behoves (one) to (do something) [uk] expr. |