Geçmiş

yalnız başına

"yalnız başına" teriminin İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 21 sonuç

	Kategori	Türkçe	İngilizce
General
1	Genel	yalnız başına	unaided s.
2	Genel	yalnız başına	unassisted s.
3	Genel	yalnız başına	single-handed s.
4	Genel	yalnız başına	alone zf.
5	Genel	yalnız başına	singly zf.
6	Genel	yalnız başına	by oneself zf.
7	Genel	yalnız başına	single-handedly zf.
8	Genel	yalnız başına	solus zf.
9	Genel	yalnız başına	on one's own zf.
10	Genel	yalnız başına	nakedly zf.
11	Genel	yalnız başına	by one's self zf.
12	Genel	yalnız başına	stag zf.
13	Genel	yalnız başına	itself zm.
Idioms
14	Deyim	yalnız başına	by (oneself) expr.
15	Deyim	yalnız başına	(all) by yourself expr.
16	Deyim	yalnız başına	on (one's) pat [australia] expr.
17	Deyim	yalnız başına	on (one's) pat malone [australia] expr.
18	Deyim	yalnız başına	on own expr.
Law
19	Hukuk	yalnız başına	allenarly [scottish] zf.
20	Hukuk	yalnız başına	allanerly [scottish] zf.
Latin
21	Latince	yalnız başına	per se zf.

"yalnız başına" teriminin diğer terimlerle kazandığı İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 26 sonuç

	Kategori	Türkçe	İngilizce
General
1	Genel	yalnız başına yaşayan kimse	hermit i.
2	Genel	yalnız başına geçirilen vakit	alone time i.
3	Genel	yalnız başına yaşayan kimse	solitarian i.
4	Genel	yalnız başına kalmak	be on one's own f.
Phrasals
5	Öbek Fiiller	birini yalnız/bir başına bırakmak	lay off someone f.
Phrases
6	İfadeler	evde yalnız başına	alone at home expr.
7	İfadeler	karanlıkta yalnız başına	alone in the dark expr.
Colloquial
8	Konuşma Dili	yalnız başına içilen içki	jimmy woodser i.
9	Konuşma Dili	yalnız (başına)/bekar hayatı yaşamak	bach it f.
10	Konuşma Dili	yalnız (başına)/bekar hayatı yaşamak	bach f.
Idioms
11	Deyim	yalnız başına yüklenilmek zorunda olunan sorumluluk/yük	cross to bear i.
12	Deyim	yalnız başına kaldırılmak zorunda olunan sorumluluk/yük	cross to bear i.
13	Deyim	yalnız başına çekilmesi gereken çile/dert	cross to bear i.
14	Deyim	birinin yalnız başına yüklenmesi gereken sorumluluk/yük	one's cross to bear i.
15	Deyim	bir şeyi yalnız başına yapmak	plough (one's) own furrow [uk] f.
16	Deyim	bir şeyi yalnız başına halletmek	plough (one's) own furrow [uk] f.
17	Deyim	bir konuda yalnız/tek başına olmak	be in a minority of one f.
18	Deyim	yalnız başına olmak	be on (one's) pat [australia] f.
19	Deyim	yalnız başına olmak	be on (one's) pat malone [australia] f.
Zoology
20	Zooloji	yaprakla beslenen ve yalnız başına yaşayan arı	megachile bee i.
21	Zooloji	yaprakla beslenen ve yalnız başına yaşayan arı	leafcutter bee i.
Social Sciences
22	Sosyal Bilimler	çocuğu yalnız başına büyüten ebeveyn	solo parent i.
23	Sosyal Bilimler	çocuğu yalnız başına büyüten ebeveyn	single parent i.
Linguistics
24	Dilbilim	yalnız başına bir tümceciğin anlamını taşıyan sözcük	head word i.
Mythology
25	Mitoloji	yalnız başına büyü yapan cadı	hedgewitch i.
Slang
26	Argo	okyanusta yalnız başına yüzen veya sörf yapan kimse	shark bait i.