Türkçe | İngilizce | |
---|---|---|
Colloquial | ||
Konuşma Dili | yanında bir şeyle | accompanied by something s. |
Türkçe | İngilizce | |
---|---|---|
Phrasals | ||
Öbek Fiiller | yanında (bir şeyle) gitmek | go with (something) f. |
Öbek Fiiller | birini (biriyle/bir şeyle) olan işinden ayırıp yanında işe almak | hire someone away (from someone or something) f. |
Öbek Fiiller | yanında (bir şeyle) yola çıkmak | start out with (something) f. |
Öbek Fiiller | yanında/elinde (bir şeyle) başlamak | start with (something) f. |
Öbek Fiiller | yanında/elinde (bir şeyle) yola çıkmak | start with (something) f. |
Öbek Fiiller | yanında (bir şeyle) seyahat etmek | travel with (something) f. |
Phrases | ||
İfadeler | büyük (bir şey) yanında büyük (bir şeyle) gelir | with great (something) comes great (something else) expr. |
Colloquial | ||
Konuşma Dili | yanında (biriyle/bir şeyle) | accompanied by (someone or something) s. |