yanında olmak - Türkçe İngilizce Sözlük
Geçmiş

yanında olmak



"yanında olmak" teriminin İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 11 sonuç

Türkçe İngilizce
General
yanında olmak accompany f.
yanında olmak be at someone's elbow f.
yanında olmak flank f.
yanında olmak neighbor f.
yanında olmak neighbour f.
yanında olmak stand by f.
yanında olmak stand by somebody f.
yanında olmak second [obsolete] f.
yanında olmak surround f.
Phrasals
yanında olmak stay by f.
Idioms
yanında olmak give someone a back f.

"yanında olmak" teriminin diğer terimlerle kazandığı İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 46 sonuç

Türkçe İngilizce
Phrasals
(birinin) yanında/yakınında/çevresinde olmak have someone about f.
sanki hep yanında olmak carry around f.
sanki hep yanında olmak carry someone around f.
(duygularıyla/hisleriyle) birinin yanında olmak go out to (someone) f.
zor zamanlarında birinin yanında olmak sustain someone in something f.
yanında sırada olmak line up alongside f.
birinin/bir şeyin yanında sıra olmak line up alongside someone or something f.
birinin/bir şeyin yanında sıra olmak line up alongside someone or something f.
(birinin) yanında olmak go with (someone) f.
yanında/yakınında/çevresinde olmak have about f.
'-in hemen yanında/bitişiğinde/dibinde olmak neighbor on f.
(biri/bir şey) iyileşene/düzlüğe çıkana kadar yanında olmak nurse (someone or something) through (something) f.
iyileşene/düzlüğe çıkana kadar yanında olmak nurse through f.
(birinin/bir şeyin) yanında olmak/durmak remain with (someone or something) f.
(birinin/bir şeyin) yanında olmak stay by (someone or something) f.
Proverb
daha mütevazı da olsa kendi işinin patronu olmak, başkasının yanında çalışmaktan daha iyidir better be the head of a dog than the tail of a lion
Colloquial
yanında (bir şey) olmak have (something) on (one) f.
yanında (bir şey) taşımak/olmak have something on (one's person) f.
yanında taşımak/olmak have on f.
(birinin) yanında bir şey olmak have (something) on (one) f.
Idioms
(birinin) çevresinde/yanında olmak be around f.
(birinin) yanında olmak be on (one's) side f.
(birinin) yanında olmak be on somebody’s ˈside f.
(birinin) yanında/arkasında olmak be there for (one) f.
(birinin) yanında/arkasında olmak be there for someone f.
(birinin) yanında/arkasında olmak be there for someone f.
(birinin) yanında/arkasında olmak be there for somebody f.
'-nin yanında olmak down with f.
arkasında/yanında olmak have (got) one's back f.
birinin yanında olmak take someone's side f.
birinin yanında olmak take someone's part f.
hemen yanında/bitişiğinde/yan yana/dibinde olmak neighbor on something f.
iyi ve doğrunun yanında olmak be on the side of the angels f.
seyahatte yanında olmak accompany someone on a journey f.
yanında olan birisi var olmak have someone in one's corner f.
yenilenin/ezilenin yanında olmak root for the underdog f.
yanında yardımı dokunacak (biri/bir şey) olmak have (someone or something) on (one's) side f.
yanında destekleyecek (biri/bir şey) olmak have (someone or something) on (one's) side f.
yanında destek olacak (biri/bir şey) olmak have (someone or something) on (one's) side f.
(biri/bir şey kişinin) yanında olmak have (someone or something) on (one's) side f.
genç bir çift görüşürken onların başında/yanında duran üçüncü kişi olmak pick gooseberry [obsolete] f.
güzelliğinin/yakışıklılığının yanında akıllı da, yetenekli de, becerikli de olmak be not just a pretty face f.
-in yanında olmak cast one's lot with f.
iyi günde kötü günde destekçisi olmak/yanında olmak cast one's lot with f.
arkasında/yanında olmak have got back f.
yanında olan birisi var olmak have in corner f.