Türkçe | İngilizce | |
---|---|---|
General | ||
Genel | yiyecek şey | comestibles i. |
Türkçe | İngilizce | |
---|---|---|
General | ||
Genel | mutfak eşyası gibi markette satılan ama yiyecek olmayan her bir şey | nonfood i. |
Genel | yiyecek gibi gerekli şey | bread i. |
Phrasals | ||
Öbek Fiiller | (birine/bir hayvana) yiyecek (bir şey) vermek | feed (something) to (someone or an animal) f. |
Colloquial | ||
Konuşma Dili | yiyecek hiçbir şey | wind pudding and air dip expr. |
Speaking | ||
Konuşma | yiyecek bir şey ister misin? | you want something to eat? expr. |
Gastronomy | ||
Mutfak | görünüşünü güzelleştirmek için yiyecek veya içeceğe eklenen bir şey | doctor i. |
Mutfak | bir şey bandırılabilen (yiyecek) | dippable s. |
Modern Slang | ||
Modern Argo | her şeyi hızlı hızlı yiyip kimseye yiyecek bir şey bırakmama | aggressive eating i. |