yiyecekler - Türkçe İngilizce Sözlük
Geçmiş

yiyecekler



"yiyecekler" teriminin İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 7 sonuç

Türkçe İngilizce
General
yiyecekler sustenance i.
yiyecekler fare i.
yiyecekler viands i.
yiyecekler trade [dialect] i.
yiyecekler viandry i.
Archaic
yiyecekler acates i.
yiyecekler fayre i.

"yiyecekler" teriminin diğer terimlerle kazandığı İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 50 sonuç

Türkçe İngilizce
General
pizza gibi hazır yiyecekler fast food i.
şekerli yiyecekler sweets i.
paylaşılan yiyecekler commons i.
sosyal yiyecekler social food or meal i.
öğün aralarında hafif yiyecekler yiyen kişi nosher i.
yahudi din kurallarına göre hazırlanmış yiyecekler yemeyen tref i.
yahudi din kurallarına göre hazırlanmış yiyecekler yemeyen terefah i.
yağlı yiyecekler fatty foods i.
konserve yiyecekler canned foods i.
pişmiş yiyecekler cooked foods i.
pub'larda sunulan yemek veya yiyecekler pub grub i.
masada sunulan yiyecekler cheer i.
zararlı yiyecekler harmful foods i.
lezzetli yiyecekler delices i.
fast food yiyecekler tüketmemek not eat fast food f.
dayanıksız (yiyecekler) perishable s.
yahudi din kurallarına göre hazırlanmış yiyecekler yemeyen nonkosher s.
süslü veya egzotik yiyecekler yerine et ve patatesten meydana gelen basit yemekler veren veya bu yemekleri tercih eden meat-and-potatoes s.
Colloquial
vapur büfesinde veya gemi içi büfelerde bulunabilecek dondurma, patates cipsi, şeker gibi yiyecekler gedunk i.
bozuk/çürük yiyecekler satan mekan ptomaine domain i.
bozuk/çürük yiyecekler satan mekan ptomaine palace i.
iğrenç yiyecekler servis eden mekan ptomaine palace i.
kokuşmuş yiyecekler satan mekan ptomaine palace i.
kahvaltılık yiyecekler breakfast i.
Idioms
bol miktarda karbonhidratlı yiyecekler yeme carb-loading i.
herkesin yiyecekler hazırlayıp getirdiği toplu yemek pot luck [us] i.
topluca yenen bir yemeğe katılanların hazırlayıp yanında getirdiği yiyecekler pot luck [us] i.
bol miktarda karbonhidratlı yiyecekler yemek carb-load f.
tıka basa doyurmak (yiyecekler için) stick to one's ribs f.
çok miktarda karbonhidrat içeren yiyecekler yemek carbo load f.
tıka basa doyurmak (yiyecekler için) stick to ribs f.
tıka basa doyurmak (yiyecekler için) stick to the ribs f.
tıka basa doyurmak (yiyecekler için) stick to your ribs f.
(yiyecekler için) bozulmuş ya da çürümüş a bit off s.
(yiyecekler için) bozulmuş ya da çürümüş a little off go to a bit s.
Speaking
benim sevdiğim yiyecekler my favorite foods i.
Trade/Economic
yan yiyecekler side dish i.
Technical
azotlu yiyecekler nitrogenized foods i.
karbonhidratlı yiyecekler starchy foods i.
kurutulmuş yiyecekler dry-salter i.
Medical
karbonhidrat açısından zengin yiyecekler carb-rich foods i.
karbonhidrat açısından zengin yiyecekler high-carb foods i.
Food Engineering
azotlu yiyecekler nitrogenous foods i.
yiyecekler ve içecekler foods and beverages i.
az işlemden geçmiş yiyecekler wholefoods i.
Gastronomy
çiğnemesi zor yiyecekler ile ilgili stickjaw s.
Archaic
seçkin ve leziz yiyecekler cates i.
Slang
vapur büfesinde veya gemi içi büfelerde bulunabilecek dondurma, patates cipsi, şeker gibi yiyecekler gedunk i.
midedeki yiyecekler cookies i.
tıka basa sağlıksız yiyecekler yemek mack out f.