Geçmiş

yol yol olmak

"yol yol olmak" teriminin İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 1 sonuç

	Kategori	Türkçe	İngilizce
General
1	Genel	yol yol olmak	channel f.

"yol yol olmak" teriminin diğer terimlerle kazandığı İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 39 sonuç

	Kategori	Türkçe	İngilizce
General
1	Genel	yol ve caddelerde sürücü ve yayalara yardımcı olmak üzere bulunan çeşitli işaret ve düzenekler	street furniture i.
2	Genel	yol ayrımında olmak	be at a crossroads f.
3	Genel	yol ayrımında olmak	be at the parting of the ways f.
4	Genel	yol gösterici olmak	be guiding f.
5	Genel	yol gösterici olmak	be a guide f.
6	Genel	geri dönemeyecek kadar yol almış olmak	be too far gone to go back now f.
7	Genel	enflasyona neden olmak/yol açmak	cause inflation f.
8	Genel	enflasyona neden olmak/yol açmak	lead to inflation f.
Phrasals
9	Öbek Fiiller	(yol) 180 dereceye yakın virajlı olmak	switch back f.
10	Öbek Fiiller	(birinin) bir şey yapmasına neden olmak/yol açmak	provoke (one) to f.
Colloquial
11	Konuşma Dili	en doğru yol olmak	be the way to go f.
12	Konuşma Dili	gidilecek/takip edilecek en iyi yol olmak	be the way to go f.
13	Konuşma Dili	(amacına/sonuca) doğru epey yol kat etmiş olmak	be (well) on the way to (something) f.
14	Konuşma Dili	(amacına/sonuca) doğru epey yol kat etmiş olmak	be (well) one's way to (something) f.
15	Konuşma Dili	(amacına/sonuca) doğru epey yol kat etmiş olmak	be (well) on the way towards (something) f.
16	Konuşma Dili	(amacına/sonuca) doğru epey yol kat etmiş olmak	be (well) one's way towards (something) f.
17	Konuşma Dili	(amacına/sonuca) doğru epey yol kat etmiş olmak	be (well) on the way towards something f.
18	Konuşma Dili	(amacına/sonuca) doğru epey yol kat etmiş olmak	be (well) on your way towards something f.
19	Konuşma Dili	(amacına/sonuca) doğru epey yol kat etmiş olmak	be (well) on the way to something f.
20	Konuşma Dili	(amacına/sonuca) doğru epey yol kat etmiş olmak	be (well) on your way to something f.
Idioms
21	Deyim	amaca ulaştıracak bir yol (olmak)	(be) a means to an end i.
22	Deyim	zengin olmak için bir yol bulmak	strike a lead f.
23	Deyim	zorlu bir yol olmak	give (one) a bumpy ride f.
24	Deyim	zorlu bir yol olmak	give somebody a bumpy ride f.
25	Deyim	çok yol almış olmak	have come a long way f.
26	Deyim	zirveye) doğru (epey) yol kat etmiş olmak	be (well) on one's way to/towards (something) f.
27	Deyim	yedek bir yol haritası olmak	have a second string to your bow f.
28	Deyim	dikensiz bir yol olmak	be all roses f.
29	Deyim	dikensiz bir yol olmak	be a bed of roses f.
30	Deyim	(bir şeyin) gerekçesi olmak (bir şeye) yol açmak	be grounds for (something) f.
31	Deyim	bir şeye doğru yol kat etmiş olmak	be on the way towards something f.
32	Deyim	bir şeye doğru yol kat etmiş olmak	be on the way to something f.
33	Deyim	bir şeye doğru yol kat etmiş olmak	be on your way towards something f.
34	Deyim	bir şeye doğru yol kat etmiş olmak	be on your way to something f.
35	Deyim	(amacına, zirveye) doğru (epey) yol kat etmiş olmak	be (well) on the way to/towards (something) f.
36	Deyim	(bir şeye) yol açmak/neden olmak	play a part (in something) f.
37	Deyim	(bir şeye) yol açmak/neden olmak	play your part (in something) f.
Speaking
38	Konuşma	hava limanından eve doğru dönmek/yol üzerinde olmak	we're on our way from the airport f.
Transportation
39	Ulaştırma	yol için temeli de dahil olmak üzere hazırlanmış konum	roadbed i.