zorlayan - Türkçe İngilizce Sözlük
Geçmiş

zorlayan



"zorlayan" teriminin İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 10 sonuç

Türkçe İngilizce
General
zorlayan inflictor i.
zorlayan coercive s.
zorlayan assertive s.
zorlayan extorsive s.
zorlayan compulsatory s.
Trade/Economic
zorlayan compelling s.
Physics
zorlayan coercitive s.
Linguistics
zorlayan causer i.
Archaic
zorlayan imposing s.
zorlayan constraintive s.

"zorlayan" teriminin diğer terimlerle kazandığı İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 56 sonuç

Türkçe İngilizce
General
itaate zorlayan enforcer i.
kilit zorlayan effractor i.
zorlayan şey (bir kimsenin takatını/sabrını vb'ni) tax i.
takatini zorlayan tax i.
sabrını zorlayan tax i.
güreşte rakibi yere düşmeye zorlayan hamle takedown i.
sınırları zorlayan kimse whole-hogger i.
tüccarları bir malı sattıkları fiyattan daha yüksek fiyata almaya zorlayan ani piyasa değişimi hug i.
kapasiteyi zorlayan şey overburden i.
zorlayan şey impeller i.
zorlayan kimse impeller i.
zorlayan şey impellor i.
zorlayan kimse impellor i.
zorlayan kimse imponent i.
zorlayan şey inflicter i.
zorlayan kimse inflicter i.
organizmayı harekete zorlayan fizyolojik gerilim drive i.
zorlayan şey stickler i.
sabrı zorlayan trying s.
(aklı/beyni) zorlayan challenging s.
düşünmeye zorlayan thought-provoking s.
zorlayan kimse imponent s.
biraz zorlayan semihard s.
(silah ile) zorlayan shotgun s.
sınırlarını zorlayan pretentious s.
Colloquial
zorlayan, ağzından girip burnundan çıkan kişi arm-twister i.
birini hassas bilgileri açıklamaya zorlayan sosyal baskı graymail i.
birini zorlayan tough on someone s.
bir şeylere zorlayan pushful [us] s.
Idioms
bağış toplamak için zorlayan kişi charity mugger i.
sahnenin gerisinde durup diğer oyuncuları sırtları seyirciye dönük olmaya zorlayan oyuncu back-cloth star i.
birini bir şey yapmaya zorlayan/mecbur eden kimse arm-twister i.
gözü zorlayan aesthetically challenged [uk] s.
gözü zorlayan esthetically challenged [us/south africa] s.
kendini zorlayan up on (one's) ear [us] s.
sınırları zorlayan the (absolute) limit expr.
Law
kişileri söz tutum ve davranışlarla rahatsız eden ve para vermeyi zorlayan dilencilik biçimi aggressive panhandling i.
Technical
yatağı zorlayan dönüş uygulamaları tough pivoting applications i.
Computer
kulanıcının bilgisayarındaki dosyaları kitleyip açtırmak için ücret ödemeye zorlayan yazılım ransomware i.
Marine
(eskiden) asteğmenleri gün batımında kıyı izninden dönmeye zorlayan otoriter deniz subayı sundowner i.
Physiology
bağırsaktaki besinleri normalin zıttı yönde zorlayan bağırsak kasılmaları antiperistalsis i.
Social Sciences
devletleri bitki temelli beslenme sistemine zorlayan hayvan ve çevre hareketi animal rebellion i.
History
kadınları beyaz köleler olmaya ikna eden veya zorlayan kimse white slaver i.
Basketball
bölge savunmasının önünde oynayıp, saldırgan savunması ile rakip oyuncuları kötü pas atmaya zorlayan oyuncu chaser i.
Card
briçte eşini belirli kartları oynamaya zorlayan teklif two-demand bid i.
briçte eşini belirli kartları oynamaya zorlayan teklif demand bid i.
briçte eli belirli şekillerde oynamaya zorlayan teklif sistemi two-demand system i.
briçte eli belirli şekillerde oynamaya zorlayan teklif sistemi culbertson system i.
briçte eli belirli şekillerde oynamaya zorlayan teklif sistemi approach-forcing system i.
briçte eşini belirli kartları oynamaya zorlayan teklif command i.
rakibi daha yüksek teklif vermeye zorlayan teklif push i.
Theatre
(sanatçı) sınırlarını zorlayan overparted s.
Slang
alışkanlıklarını zorlayan herhangi bir şey mind-bender i.
alışkanlıklarını zorlayan herhangi bir şey mind-blower i.
kafayı/aklı zorlayan bilmece/bulmaca mind-bender i.
bir kimseyi veya şeyi dışarı çıkmaya zorlayan kimse winkler i.