ömür - Türkçe İngilizce Sözlük

ömür

"ömür" teriminin İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 20 sonuç

Türkçe İngilizce
Common Usage
ömür lifetime i.
In Internet terms, it is a lifetime.
İnternet terimleriyle bu bir ömürdür.

More Sentences
ömür life i.
The relationship is delicate and it does not end with the use or end, so to speak, of the product's life.
Bu ilişki hassastır ve tabiri caizse ürünün kullanımıyla ya da ömrünün bitmesiyle sona ermez.

More Sentences
General
ömür life span i.
It is my conviction that Europe should introduce a maximum life span for ships.
Benim kanaatim Avrupa'nın gemiler için azami bir kullanım ömrü getirmesi gerektiği yönündedir.

More Sentences
ömür life i.
However, the Council decision was amended to extend the life of Tempus II for a further two years.
Bununla birlikte, Konsey kararı Tempus II'nin ömrünün iki yıl daha uzatılması yönünde değiştirilmiştir.

More Sentences
ömür days i.
He has spent all his born days in the village.
Ömrü hayatını köyde geçirdi.

More Sentences
Computer
ömür lifetime i.
A whole lifetime ahead of you with a chance to hit the reset button.
Her şeye yeniden başlama şansınız olan koca bir ömür var önünüzde.

More Sentences
Marine Biology
ömür lifespan i.
Sea turtles have a long lifespan.
Deniz kaplumbağalarının ömrü uzundur.

More Sentences
General
ömür vita i.
ömür race i.
ömür existence i.
ömür time of life i.
ömür world i.
ömür working life i.
ömür life time i.
ömür time i.
ömür livelode i.
Technical
ömür working life i.
Telecom
ömür time to live i.
Archaic
ömür race i.
Slang
ömür puff [dated] i.

"ömür" teriminin diğer terimlerle kazandığı İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 233 sonuç

Türkçe İngilizce
General
yarı ömür half life i.
The half life of actinium-225 is approximately 10 days.
Aktinyum-225'in yarı ömrü yaklaşık 10 gündür.

More Sentences
uzun ömür longevity i.
The secret of longevity is to choose your parents carefully.
Uzun ömrün sırrı, anne ve babayı dikkatli bir biçimde seçmektir.

More Sentences
ömür boyu hapis life sentence i.
This is a human being facing a life sentence.
Bu, ömür boyu hapis cezasıyla karşı karşıya olan bir insan.

More Sentences
kısa ömür short life i.
Do introverts have shorter lives than extroverts?
İçedönükler dışadönüklerden daha mı kısa ömürlüdür?

More Sentences
bir ömür boyu lifetime i.
If that woman will love me for who I am for a lifetime, I would marry her.
Eğer o kadın beni bir ömür boyu olduğum gibi sevecekse, onunla evlenirim.

More Sentences
ömür boyu hapis life i.
Tom was imprisoned for life at a state penitentiary.
Tom bir eyalet hapishanesinde ömür boyu hapis cezasına çarptırıldı.

More Sentences
(radyoaktivite) yarı ömür half-life i.
The half-life of the radioactive isotope is ten days.
Radyoaktif izotopun yarı ömrü on gündür.

More Sentences
sürmek (yaşam/ömür) live f.
Layla lived a good life.
Leyla iyi bir yaşam sürüyordu.

More Sentences
ömür boyu lifelong s.
It's been my lifelong dream to write a book.
Bir kitap yazmak benim ömür boyu hayalim.

More Sentences
ömür boyu for life zf.
Since 1999 he has been president for life.
1999'dan beri ömür boyu başkan.

More Sentences
Trade/Economic
ortalama ömür average life i.
The average life of a dog is ten years.
Bir köpeğin ortalama ömrü on yıldır.

More Sentences
Law
ömür boyu hapis life imprisonment i.
This sentence was later commuted to life imprisonment.
Bu ceza daha sonra ömür boyu hapse çevrildi.

More Sentences
ömür boyu hapis life imprisonment i.
Tom was threatened with life imprisonment.
Tom ömür boyu hapis cezası ile tehdit edildi.

More Sentences
ömür boyu lifelong s.
Marriage is a lifelong commitment.
Evlilik ömür boyu sürecek bir bağlılıktır.

More Sentences
Environment
yarı ömür half-life i.
Plutonium-244 has a half-life of 80 million years.
Plütonyum-244'ün yarı ömrü 80 milyon yıldır.

More Sentences
Military
ömür boyu life s.
Sami could face life behind bars.
Sami ömür boyu parmaklıklar ardında kalabilir.

More Sentences
General
ömür boyu perpetuity i.
ömür boyu hapis cezasına çarptırılmış kimse lifer i.
ömür boyu sürme perpetuity i.
ömür boyu lifetime i.
ömür testi life test i.
ömür boyu süren lifetime i.
ortalama ömür average life expectancy i.
ömür boyu hapis cezası life sentence i.
ömür boyu gelir income for life i.
ömür boyu hapis cezası life imprisonment i.
ortalama ömür uzunluğu life expectancy i.
tahmini ömür estimated life i.
ömür maliyeti life cycle cost i.
ömür süreci the course of life i.
ömür süresi life cycle i.
ömür boyu garanti lifetime guarantee i.
ömür törpüsü uphill task i.
ortalama ömür average life-span i.
teknik ömür technical working life i.
ömür süresi lifetime i.
sonsuz ömür değeri value of infinite life i.
yararlı ömür useful life i.
ömür döngüsü life cycle i.
ömür boyu garanti lifetime warranty i.
ömür akışı race i.
uzun ömür long lifespan i.
kısa ömür short lifespan i.
ömür geçirmek spend one's life f.
ömür geçirmek live f.
ömür boyu sürmek last a lifetime f.
birine altı ay ömür biçmek give someone six months to live f.
ömür boyu sakatlamak maim f.
ömür boyu sakatlanmak maim f.
ömür boyu görevlendirilmiş commissioned for life s.
ömür boyu devam eden self-perpetuating s.
ömür boyu li̇felong s.
ağır suçlar dışında işten çıkarılma ihtimali olmayan, ömür boyu atanan tenured s.
ömür boyu lifetime s.
ömür boyu görev süresiyle atanan irremovable s.
ömür boyu süreyle verilen irremovable s.
ömür boyu for perpetuity zf.
bir ömür boyu for life zf.
Phrasals
(bir yerde) ömür çürütmek rot away at (something) f.
Phrases
ömür boyu during good behavior expr.
ömür boyu to the end of (one's) days expr.
uzun ömür ve başarı dilerim, esen kal live long and prosper expr.
Colloquial
uzun ömür ve başarı dilerim, esen kal llap (live long and prosper) expr.
Idioms
ömür kısaltan şey nail in one's coffin i.
uzun ömür ve baht açıklığının alameti a cricket on the hearth i.
uzun ömür ve baht açıklığının alameti cricket on the hearth i.
ömür kısaltan şey nail in coffin i.
(bir şeyin) ömür kısaltan şey nail in the coffin of (something) i.
maddi yönden ömür boyu rahat olmak/hiç sorun yaşamamak set for life f.
bir sırrı ömür boyu açık etmemek take a secret to (one's) grave f.
bir sırrı ömür boyu açık etmemek take the secret to (one's) grave f.
bir sırrı ömür boyu açık etmemek take a secret to the grave f.
bir sırrı ömür boyu açık etmemek take the secret to the grave f.
(birini) ömür boyu hapis cezasına çarptırmak lock (someone) up and throw away the key f.
(birini) ömür boyu içeri kapatmak lock (someone) up and throw away the key f.
bir sırrı ölene kadar/ömür boyu saklamak carry a secret to the grave f.
bir sırrı ölene kadar/ömür boyu saklamak carry a secret to one's grave f.
(bir şeyi) ömür boyu açık etmemek take (something) to the grave f.
ömür törpüsü life-draining s.
ömür geçiyor the clock is ticking expr.
ömür/hayat boyu till (one's) dying day expr.
ömür/hayat boyu to (one's) dying day expr.
ömür/hayat boyu until (one's) dying day expr.
refah içinde uzun bir ömür dilerim lang may yer lum reek [scotland] expr.
ömür boyu till/to/until your dying day expr.
ömür/hayat boyu to your dying day expr.
Speaking
allah uzun ömür versin may god give you a long life expr.
tanrı ömür verirse if god lets me live expr.
Trade/Economic
belirli ömür determinate life i.
beklenen ömür expected life i.
ekonomik ömür economic life i.
faydalı ekonomik ömür economic life i.
faydalı ömür useful life i.
ortalama ömür expectation of life i.
ortalama ömür life expectancy i.
ortalama ömür composite life i.
ömür boyu satın alma lifetime buy i.
ömür boyu gelir sigortası annuity insurance i.
ömür boyu faiz veren tahvil perpetuity i.
ömür boyu gelir life annuity i.
ömür boyu para ödenmesi için yapılan sözleşme annuity contract i.
ömür boyu istihdam lifetime employment i.
ömür boyu para ödenmesi için yapılan anlaşma annuity agreement i.
ömür boyu başarı ödülü lifetime achievement award i.
ömür boyu gelir perpetuity i.
ömür boyu yenileme garantisi lifelong replacement warranty i.
ömür boyu gelir never-ending annuity i.
ömür devri maliyeti life cycle cost i.
ömür boyu yenileme garantili lifelong replacement guarantee i.
ömür boyu yenileme garantisi lifelong replacement guarantee i.
ömür tablosu life table i.
ömür ya da kapasite artırıcı masraflar leasehold improvements i.
ömür boyu yenileme garantisi lifetime replacement warranty i.
sınırlı ömür limited life i.
tahmini ömür expected life i.
teknik ömür technical working life i.
tahmini ömür estimated life i.
uzatılmış yarı ömür extended half-life i.
yararlı ömür useful life i.
mülkü ömür boyu kullanmak üzere uygun şartlara kiralayan kimse rentaller i.
ömür boyu yenileme garantili lifetime replacement warranty s.
ömür boyu yenileme garantili lifelong replacement warranty s.
Law
ağırlaştırılmış ömür boyu hapis aggravated life imprisonment i.
bir mülkün satış ve kiralama yetkilerini ömür boyu koruyan ek madde overreaching clause i.
ömür boyu mülkiyet hakkı life interest i.
ömür boyunca birine mal ettirilen mülk estate for life i.
ömür boyu hapis cezası penal servitude for life i.
ömür boyunca mülk sahibi life tenant i.
ömür boyu hapis cezası imprisonment for life i.
ömür boyu intifa hakkı sahibi life tenant i.
ömür boyu hapis cezası life incarceration i.
ömür boyu hapis lifelong incarceration i.
ömür boyunca irtifa hakkı sahibi life tenant i.
ömür boyu hapis cezası çeken serving a life sentence i.
ömür boyunca devam eden ölüm sigortası whole life assurance i.
ömür boyu hapis life incarceration i.
ömür boyu hapis cezası lifelong incarceration i.
ömür boyu lehdar life beneficiary i.
ömür boyunca gelir sözleşmesi life annuity contract i.
ömür boyu kiracı tenant for life i.
ömür boyu gelir life annuity i.
ömür boyunca gelir life annuity i.
ömür boyunca birine mal ettirilen mülk life estate i.
şartlı tahliyesiz ömür boyu hapis cezası life imprisonment without parole i.
şartlı tahliye olmadan ömür boyu hapis cezası life imprisonment without parole i.
kocasından ömür boyu gelir bağlanmış kadın jointress i.
kocasından ömür boyu gelir bağlanmış kadın jointuress i.
ömür boyu kayyumluk living trust i.
ömür boyu yedieminlik living trust i.
ömür boyu kayyumluk inter vivos trust i.
ömür boyu yedieminlik inter vivos trust i.
ömür boyu hapis cezasına mahkum edilmek be sentenced to life imprisonment f.
ömür boyu hapse mahkum edilmek be sentenced to life imprisonment f.
ömür boyu hapis cezasına çarptırılmak be sentenced to life imprisonment f.
ömür boyu hapis cezasına çarptırılmış serving a life sentence s.
Technical
alat ömür deneyi tool life testing i.
ekonomik ömür economic life i.
faydalı ömür useful life i.
etkin yarı-ömür effective half-life i.
ışınetkin yarı-ömür radiactive half-life i.
kalan ömür residual life i.
mekanik ömür mechanical endurance i.
ortalama ömür average life i.
onanır ortalama ömür acceptable mean life i.
ortalama ömür mean life i.
ömür boyu yağlamalı sealed-for-life i.
ömür boyu garanti life time guarantee i.
ömür çevrimi life cycle i.
öngörülen ömür foreseeable lifetime i.
radyoaktif yarı ömür radioactive half-life i.
yararlı ömür useful life i.
yararlı ekonomik ömür useful economic life i.
ömür boyu yağlanmış permanently greased s.
ömür boyu life time s.
Computer
ortalama ömür mean life i.
onanır ortalama ömür acceptable mean life i.
ömür deneyi life test i.
ömür sınaması life test i.
yazılım ömür çevrimi süreci software lifecycle process i.
Informatics
ömür sınaması life test i.
Telecom
ömür boyu tüketici değeri consumer lifetime value i.
Construction
yapının ömür boyu maliyeti life cycle cost i.
Lighting
% x kayıplı ömür life to x % failures i.
Automotive
yararlı ömür useful life i.
Medical
doğum anındaki tahmini ömür life expectancy at birth i.
nükslerle seyreden ömür boyu süren bir hastalık a life-long disease with recurrences i.
ömür deneyi life test i.
yarı ömür halflife i.
ömür boyu sürmek continue for a life time f.
Statistics
ömür azalma/düşme katsayısı scatter factor i.
Physics
biyolojik yarı-ömür biological half-life i.
etkin yan ömür effective half-life i.
ortalama ömür mean life i.
Chemistry
ortalama ömür mean-life i.
Biology
biyolojik yarı ömür biological half-life i.
biyolojik yarı ömür biological half life i.
ortalama ömür mean lifetime i.
ortalama ömür average life expectancy i.
Biochemistry
yarı-ömür half life i.
Apiculture
ömür uzunluğu length of life i.
Education
belli bir konuda ömür boyu ders verme/öğretme yetkisi/hakkı venia legendi i.
ömür boyu öğrenme lifelong learning i.
History
irlanda soyluları tarafından aralarında ömür boyunca lordlar kamarasının üyesi olarak seçilmiş yirmi sekiz soylu peers of ireland i.
irlanda soyluları tarafından aralarında ömür boyu lordlar kamarasının üyesi olarak seçilmiş yirmi sekiz soylu peers of scotland i.
Environment
etkin yarı ömür effective half-life i.
ömür boyu alınan doz lifetime dose i.
ömür boyu ortalama günlük doz lifetime average daily dose i.
ömür boyu maruz kalma lifetime exposure i.
radyoaktif yarı ömür radioactive half-life i.
Military
ömür testi life test i.
ömür boyu destek ve sürekli tedarik continuous acquisition and life-cycle support i.
ömür deneyi life test i.
ömür devri toplam maliyeti total life cycle cost i.
sürekli tedarik ve ömür boyu destek continuous acquisition and life cycle support i.
Archaic
ömür uzunluğuna şartlandırdığı kabul edilen içsel kapasite stamina i.
Slang
ömür boyu hapis cezası long ride i.
ömür boyu hapis cezası almış mahkum long rider i.
ömür boyu (hapis cezası) all day i.
ömür boyu hapis cezası l note i.
ömür boyu hapis long ride i.
ömür boyu hapis cezası çeken mahkum lifer i.
ömür boyu hapis cezasına çarptırılmış kimse retired i.
ömür boyu hapis cezası elbow (l-bow) i.
ömür boyu hapis cezası long ride i.
ömür boyu hapis l i.
ömür boyu hapis cezası almış kimse retired i.
ömür boyu hapis cezasına çarptırılmış mahkum x-cat i.
ömür boyu hapis cezası almış kimse lifer i.
ömür boyu hapis l note i.
şartlı tahliye olmadan ömür boyu hapis cezası life + 1 i.
şartlı tahliyesiz ömür boyu hapis cezası life + 1 i.
ömür törpüsü dragsville i.
British Slang
ömür boyu hapis cezası porridge i.