impair - Englisch Türkisch Sätze
Englisch Türkisch
impair zarar vermek v.
  • The ways in which the resolution is worded impair the Commission's proposals.
  • Kararın ifade ediliş biçimi Komisyon'un önerilerine zarar vermektedir.
  • A solution has also been found that does not impair existing agreements.
  • Mevcut anlaşmalara zarar vermeyen bir çözüm de bulunmuştur.
Show More (-1)
impair bozmak v.
  • Heavy smoking impaired his health.
  • Ağır sigara içimi sağlığını bozdu.
Show More (-2)