wave - Englisch Türkisch Sätze
Englisch Türkisch
wave dalga n.
  • These kinds of waves are every surfer's dream.
  • Bu türden dalgalar her sörfçünün hayalidir.
  • A wave of public unrest could cause a revolution.
  • Halk arasında yaşanacak bir huzursuzluk dalgası devrime neden olabilir.
  • A wave of substitutions can create a goal and make us win the match.
  • Oyuncu değişikliği dalgası bir gol üreterek maçı kazanmamızı sağlayabilir.
Show More (41)
wave el sallamak v.
  • The little girl waved goodbye to her grandparents.
  • Küçük kız büyükanne ve büyükbabasına el sallayarak veda etti.
  • Tom waved his hand and smiled.
  • Tom elini salladı ve gülümsedi.
  • I waved goodbye.
  • El sallayıp veda ettim.
Show More (28)
wave sallamak v.
  • You should stop when the referee waves the red flag.
  • Hakem kırmızı bayrak salladığında durmanız gerekir.
  • We know we shall not be able to make all the difficulties simply disappear by waving a magic wand.
  • Sihirli bir değnek sallayarak tüm zorlukları ortadan kaldıramayacağımızı biliyoruz.
  • It is difficult to decree normality in a country by waving the barrel of a kalashnikov.
  • Bir kalaşnikofun namlusunu sallayarak bir ülkede normalliği ilan etmek zordur.
Show More (22)
wave meksika dalgası n.
  • The Liverpool fans performed the wave after the nail-biting game.
  • Liverpool taraftarları kıran kırana geçen maçın ardından Meksika dalgası yaptılar.
Show More (-2)
wave el sallama n.
  • He asked for the check with a wave of the hand.
  • El sallayarak hesabı istedi.
Show More (-2)
wave el etmek v.
  • She waved us back to the office.
  • El ederek bizi ofise geri çağırdı.
Show More (-2)
wave dalgalı olmak v.
  • After switching shampoos, my hair waves more easily.
  • Şampuanları değiştirdikten sonra saçlarım daha kolay dalgalı oluyor.
Show More (-2)
wave dalgalanmak v.
  • I dreamed I saw a great wave climbing over green lands and above the hills.
  • Rüyamda büyük bir dalganın yemyeşil topraklara ve tepelerin üzerinden aştığını gördüm.
Show More (-2)