|
- My parents met on a blind date.
- Annemle babam görücü usulü tanışmışlardı.
- Tom told me you had a blind date.
- Tom bana görücü usulü bir buluşman olduğunu söyledi.
- Mary tried to arrange a blind date for her friend.
- Mary arkadaşı için görücü usulü bir randevu ayarlamaya çalıştı.
- Tom told me you had a blind date.
- Tom bana görücü usulü bir randevun olduğunu söyledi.
- They met on a blind date.
- Görücü usulü tanışmışlar.
- Tom went on a blind date.
- Tom görücü usulü bir randevuya gitti.
- We met on a blind date.
- Biz de görücü usulü tanıştık.
Show More (4)
|