afflict - Englisch Türkisch Sätze
Englisch Türkisch
afflict etkilemek v.
  • The conflict will afflict the region for the next decade.
  • Çatışma önümüzdeki on yıl boyunca bölgeyi etkileyecek.
Show More (-2)
afflict başına bela olmak v.
  • Acts of violence have afflicted Bangladesh ever since that country was founded.
  • Şiddet eylemleri Bangladeş'in kuruluşundan bu yana ülkenin başına bela olmuştur.
Show More (-2)