aim at - Englisch Türkisch Sätze
Englisch Türkisch
aim at amaçlamak v.
  • The cooperation programme with Guatemala is aimed at giving adequate support to the peace process.
  • Guatemala ile iş birliği programı barış sürecine yeterli desteği vermeyi amaçlamaktadır.
  • The Bullmann report is aimed at retaining a policy of synthesis and compromise.
  • Bullmann raporu sentez ve uzlaşma politikasını sürdürmeyi amaçlamaktadır.
  • The remaining amendments are technical, mainly aimed at giving greater precision to certain provisions.
  • Geri kalan değişiklikler tekniktir ve esas olarak belirli hükümlere daha fazla kesinlik kazandırmayı amaçlamaktadır.
Show More (21)
aim at nişan almak v.
  • The hunter aimed at the bird, but missed.
  • Avcı, kuşa nişan aldı ama ıskaladı.
  • He aimed at the bird.
  • Kuşa nişan aldı.
  • I aimed at a sparrow, but shot down a goose.
  • Bir serçeye nişan aldım ama bir kazı vurdum.
Show More (13)
aim at hedeflemek v.
  • Another raft of reforms should be aimed at redirecting budget priorities.
  • Bir başka reformlar kümesi, bütçe önceliklerinin yeniden belirlenmesini hedeflemelidir.
  • A new Statute for Members must aim at fairness, transparency and efficiency.
  • Üyeler için yeni bir Tüzük, adaleti, şeffaflığı ve verimliliği hedeflemelidir.
  • Moreover, any initiative would have to be aimed at eliminating significant distortion of competition.
  • Ayrıca, her türlü girişim rekabetin önemli ölçüde bozulmasını ortadan kaldırmayı hedeflemelidir.
Show More (10)
aim at hedef almak v.
  • The terrorist attack of which they have been the victims is not only aimed at themselves.
  • Kurbanı oldukları terör saldırısı sadece kendilerini hedef almıyor.
  • What is now being proposed is aimed at these companies from outside the EU.
  • Şu anda teklif edilen şey, AB dışından gelen bu şirketleri hedef almaktadır.
  • My remarks were not aimed at you.
  • Sözlerim sizi hedef almıyordu.
Show More (1)
aim at doğrultmak (silahı) v.
  • Fadil kept his gun aimed at Dania's family.
  • Fadıl silahını Dania'nın ailesine doğrultmuştu.
  • Fadil kept his gun aimed at Dania's family.
  • Fadil silahını Dania'nın ailesine doğrulttu.
Show More (-1)