| 1 |
archaic |
arkaik |
adj. |
|
- The English used in Shakespeare's plays is an archaic form of the language.
- Shakespeare'in oyunlarında kullanılan İngilizce, dilin arkaik bir biçimidir.
- The concept of the people seems to us to be an archaic one.
- Halk kavramı bize arkaik bir kavram gibi görünüyor.
- That expression is archaic.
- O ifade arkaiktir.
- That is an archaic expression.
- Bu arkaik bir ifadedir.
- This expression is archaic.
- Bu ifade arkaik.
- That's an archaic expression.
- O arkaik bir ifadedir.
- That is an archaic expression.
- O arkaik bir ifade.
- That's an archaic expression.
- Bu arkaik bir ifade.
- This is an archaic grammatical construction.
- Bu arkaik bir gramer yapısıdır.
- That expression is archaic.
- Bu ifade arkaik.
- This grammatical construction is archaic.
- Bu gramer yapısı arkaiktir.
Show More (8)
|
| 2 |
archaic |
antik |
adj. |
|
- Archaic societies had their unique political systems.
- Antik toplumların kendilerine özgü siyasi sistemleri vardı.
Show More (-2)
|
| 3 |
archaic |
eski |
adj. |
|
- Many smaller broadcasting stations broadcast on archaic equipment.
- Birçok küçük yayın istasyonu eski ekipmanlarla yayın yapmaktadır.
Show More (-2)
|
