|
- I need to consult with my attorney before signing anything.
- Bir şeyleri imzalamadan önce avukatıma danışmam gerekiyor.
- Often, these disputes cannot be resolved without the help of an attorney.
- Çoğu zaman bu anlaşmazlıklar avukat yardımı olmadan çözülemez.
- I talked to my attorney this morning.
- Bu sabah avukatımla konuştum.
- Fadil was a well-educated attorney.
- Fadıl iyi eğitimli bir avukattı.
- I want to speak with my attorney, now.
- Avukatımla konuşmak istiyorum, hemen.
- The attorney has strong evidence that she is innocent.
- Avukatın onun masum olduğuna dair güçlü kanıtları var.
- Sami made a call to his trusted attorney, Layla Bakir.
- Sami güvendiği avukatı Layla Bakir'i aradı.
- The attorney has strong evidence that she is innocent.
- Onun masum olduğuna dair avukatın güçlü kanıtları var.
- Sami dedicated his life to becoming an attorney.
- Sami hayatını avukat olmaya adadı.
- Why don't you consult an attorney in person?
- Neden bir avukata şahsen danışmıyorsun?
- If you cannot afford an attorney, one will be provided for you.
- Avukat tutacak paranız yoksa, size bir avukat sağlanacaktır.
- Tom Jackson is Mary's new attorney.
- Tom Jackson, Mary'nin yeni avukatıdır.
- Tom is a great attorney.
- Tom büyük bir avukat.
- Sami's attorney hired a forensic pathologist.
- Sami'nin avukatı bir adli patolog tuttu.
- Does Tom have an attorney?
- Tom'un bir avukatı var mı?
- Sami told his attorney.
- Sami avukatına söyledi.
- Talk to my attorney.
- Avukatımla konuş.
- Tom needs to talk to an attorney.
- Tom'un bir avukatla konuşması gerekiyor.
- I suggest you call an attorney.
- Bir avukat çağırmanızı öneririm.
- Tom wanted to get Mary an attorney.
- Tom, Mary'ye bir avukat tutmak istedi.
- Tom hired an attorney.
- Tom bir avukat tuttu.
- Sami is a local attorney.
- Sami yerel bir avukattır.
- Sami called his attorney.
- Sami avukatını aradı.
- Tom is a great attorney.
- Tom harika bir avukat.
- I called my attorney.
- Avukatımı aradım.
- Sami dedicated his life to becoming an attorney.
- Sami hayatını bir avukat olmaya adadı.
- Sami told his attorney what was going on.
- Sami avukatına neler olduğunu anlattı.
- Sami told his attorney what was going on.
- Sami neler olduğunu avukatına anlattı.
- Does Tom have an attorney?
- Tom'un avukatı var mı?
- You have the right to an attorney.
- Avukat tutma hakkınız var.
- An attorney's job is proving that his client is innocent.
- Bir avukatın işi müvekkilinin masum olduğunu kanıtlamaktır.
- Sami wanted an attorney.
- Sami bir avukat istedi.
- Could you find me an attorney?
- Bana bir avukat bulur musunuz?
- Tom has hired a divorce attorney.
- Tom bir boşanma avukatı tuttu.
- I want to speak with my attorney, now.
- Şimdi avukatımla konuşmak istiyorum.
- Could you find me an attorney?
- Bana bir avukat bulabilir misiniz?
- Sami wanted an attorney.
- Sami bir avukat istiyordu.
- Sami hired a well known attorney.
- Sami tanınmış bir avukat tuttu.
- You have the right to an attorney.
- Bir avukat tutma hakkın var.
- I'm an attorney.
- Ben bir avukatım.
- I'm Tom's attorney.
- Tom'un avukatıyım.
- I've hired an attorney.
- Bir avukat tuttum.
- Talk to my attorney.
- Benim avukatımla konuşun.
- Tom was an attorney.
- Tom bir avukattı.
- Why don't you consult an attorney in person?
- Niçin bizzat bir avukata danışmıyorsun?
- Tom is an excellent attorney.
- Tom mükemmel bir avukattır.
- Tom needs to talk to an attorney.
- Tom'un bir avukatla konuşması gerek.
- I suggest you call an attorney.
- Bir avukat çağırmanı öneriyorum.
- Tom Jackson is Mary's new attorney.
- Tom Jackson, Mary'nin yeni avukatı.
- Sami asked for an attorney.
- Sami bir avukat istedi.
- You have the right to consult an attorney before speaking to the police.
- Polisle konuşmadan önce bir avukata danışma hakkına sahipsiniz.
- Sami couldn't afford an attorney.
- Sami'nin avukat tutacak parası yoktu.
- An attorney's job is proving that his client is innocent.
- Bir avukatın işi müvekkilinin suçsuz olduğunu kanıtlamaktadır.
- Tom consulted with his attorney.
- Tom avukatına danıştı.
- Sami hired a well known attorney.
- Sami iyi tanınan bir avukat tuttu.
- You have the right to consult an attorney before speaking to the police.
- Polisle konuşmadan önce bir avukata danışma hakkına sahipsin.
- Sami is a local attorney.
- Sami yerel bir avukat.
- Tom has hired a divorce attorney.
- Tom bir boşanma avukatını işe aldı.
- Tom fired the attorney.
- Tom avukatı kovdu.
Show More (56)
|