1 |
auxiliary |
yardımcı |
adj., n. |
|
- A programme such as TACIS or any programme can, at most, have an auxiliary role in this direction.
- TACIS gibi bir programın ya da herhangi bir programın bu yönde en fazla yardımcı bir rolü olabilir.
- Esperanto is the most popular auxiliary language ever invented.
- Esperanto şimdiye kadar icat edilmiş en popüler yardımcı dildir.
- We do not need a new auxiliary language, the English language already fulfills that role.
- Yeni bir yardımcı dile ihtiyacımız yok, İngilizce zaten o rolü yerine getiriyor.
- We do not need a new auxiliary language, the English language already fulfills that role.
- Yeni bir yardımcı dile ihtiyacımız yok, İngilizce zaten bu rolü yerine getiriyor.
Show More (1)
|
2 |
auxiliary |
yardımcı |
adj. |
|
- She works as an auxiliary nurse at the local hospital.
- Bölgedeki bir hastanede yardımcı hemşire olarak çalışıyor.
Show More (-2)
|
3 |
auxiliary |
yedek |
adj. |
|
- The building has an auxiliary power system in case of a blackout.
- Binada elektrik kesintisi durumunda kullanılmak üzere bir yedek güç sistemi bulunmaktadır.
Show More (-2)
|
4 |
auxiliary |
yardımcı |
n. |
|
- As a nursing auxiliary, she can only provide basic care.
- Hemşire yardımcısı olarak sadece temel bakım hizmeti sağlayabiliyor.
Show More (-2)
|
5 |
auxiliary |
yardımcı fiil |
n. |
|
- Can', 'may', and 'might' are all modal auxiliaries.
- Can', 'may' ve 'might' yardımcı fiillerdir.
Show More (-2)
|