1 |
babysit for (someone) |
(birinin çocuğuna/çocuklarına) bakıcılık yapmak |
v. |
|
- Tom has agreed to babysit for us on Monday.
- Tom pazartesi günü bizim için bebek bakıcılığı yapmayı kabul etti.
- Tom might be willing to babysit for you.
- Tom sana bakıcılık yapmak isteyebilir.
- Tom and Mary want you to find someone to babysit for them.
- Tom ve Mary onlar için bebek bakıcılığı yapacak birini bulmanı istiyorlar.
- Tom never said he would babysit for us.
- Tom bizim için bebek bakıcılığı yapacağını hiç söylemedi.
- I was hoping you'd be able to babysit for us next Monday evening.
- Gelecek pazartesi akşamı bebeğimize bakıcılık yapabileceğini umuyordum.
- Tom has agreed to babysit for us on Monday.
- Tom pazartesi günü bebeğimize bakıcılık yapmayı kabul etti.
- Tom won't be able to babysit for us tonight.
- Tom bu gece bize bakıcılık yapamayacak.
- Tom might be willing to babysit for you.
- Tom senin için bebek bakıcılığı yapmaya istekli olabilir.
- I've asked Tom to babysit for us on Monday night.
- Tom'dan Pazartesi akşamı bize bakıcılık yapmasını istedim.
- I wonder if Tom can babysit for us tonight.
- Tom bu gece bize bakıcılık yapabilir mi diye merak ediyorum.
Show More (7)
|
2 |
babysit for (someone) |
(birinin çocuğuna/çocuklarına) bakmak |
v. |
|
- I could ask Tom to babysit for us tonight.
- Tom'dan bu gece bize bakmasını isteyebilirim.
- Tom and Mary want you to find someone to babysit for them.
- Tom ve Mary onlara bakacak birini bulmanı istiyorlar.
Show More (-1)
|