|
- I really do beg you to take this message back to the Commission.
- Bu mesajı Komisyon'a geri götürmeniz için size gerçekten yalvarıyorum.
- That brings me back to cultural policy.
- Bu da beni kültür politikasına geri getiriyor.
- This proposal for a decision is therefore referred back to the committee responsible for reconsideration.
- Bu nedenle, bu karar önerisi yeniden değerlendirilmek üzere sorumlu komiteye geri gönderilir.
- With regard to safety standards, I refer back to what I just said.
- Güvenlik standartları ile ilgili olarak, az önce söylediklerime geri dönüyorum.
- As no one wishes to speak against this request the matter is duly referred back to committee.
- Bu talebe karşı söz almak isteyen olmadığı için konu usulüne uygun olarak komiteye geri gönderilmiştir.
- The motion is to refer this text back to committee.
- Önerge, bu metnin komiteye geri gönderilmesi yönündedir.
- In a word, it could bring its people back to life.
- Tek kelimeyle, halkını hayata geri döndürebilir.
- Institutional questions are very important, but first we must give Europe back to its citizens.
- Kurumsal meseleler çok önemlidir, ancak öncelikle Avrupa'yı vatandaşlarına geri vermeliyiz.
- The President may refer the law back to the Assembly for reconsideration.
- Cumhurbaşkanı, yasayı yeniden görüşülmek üzere Meclis'e geri gönderebilir.
- In that case the matter is referred back to committee.
- Bu durumda konu komiteye geri gönderilecektir.
- I should briefly like to refer back to my speech.
- Konuşmama kısaca geri dönmek istiyorum.
- I am also pleased that we have moved back to the common position limit value of 1.15 m/s2.
- Ayrıca 1.15 m/s2'lik ortak konum sınır değerine geri dönmüş olmamızdan da memnuniyet duyuyorum.
- The proposal is that this should be referred back to committee.
- Öneri, bunun komisyona geri gönderilmesi yönündedir.
- This would slow down the advance of the Taliban and especially bring them back to the negotiating table.
- Bu Taliban'ın ilerleyişini yavaşlatacak ve özellikle onları müzakere masasına geri getirecektir.
- Indeed, a tenth of the whole budget is in practice paid back to the Member States.
- Aslında tüm bütçenin onda biri uygulamada Üye Devletlere geri ödenmektedir.
- My information is that you are requesting, on behalf of your group, referral back to committee.
- Edindiğim bilgiye göre grubunuz adına komiteye geri gönderilmeyi talep ediyorsunuz.
- That brings me back to cultural policy.
- Bu beni kültür politikasına geri getiriyor.
- I therefore call on you to reject the proposal for referral back to committee.
- Bu nedenle sizi komisyona geri gönderme önerisini reddetmeye çağırıyorum.
- I am glad we have moved back to the weekly measurement granted by Member States if they so deem necessary.
- Üye Devletlerin gerekli görmeleri halinde haftalık ölçüm yapmalarına geri dönmüş olmaktan memnuniyet duyuyorum.
- The 342 remaining posts will be given back to the budgetary authority.
- Kalan 342 görev bütçe otoritesine geri verilecektir.
- We have moved back to something that is reasonably sensible.
- Makul ölçüde mantıklı olan bir şeye geri döndük.
- If we send this back to the committee, I cannot promise in which form it will come back.
- Eğer bunu komiteye geri gönderirsek, hangi şekilde geri döneceği konusunda söz veremem.
- I therefore propose that we immediately vote on referral back to committee.
- Bu nedenle komiteye geri gönderme kararının derhal oylanmasını öneriyorum.
- Belgians can deliver their cars back to the vendor without any cost.
- Belçikalılar araçlarını herhangi bir ücret ödemeden satıcıya geri teslim edebilirler.
- Let us give Europe back to the citizens.
- Avrupa'yı vatandaşlara geri verelim.
- The profits from investments in these countries flow back to the richest countries.
- Bu ülkelerdeki yatırımlardan elde edilen karlar en zengin ülkelere geri akmaktadır.
- A number of members will be wondering whether, as rapporteur, I will be seeking to refer this matter back to committee.
- Bazı üyeler, raportör olarak bu konuyu komiteye geri göndermeyi isteyip istemeyeceğimi merak edeceklerdir.
- That is why the report was referred back to committee.
- Bu nedenle rapor komiteye geri gönderildi.
- I now put the motion that the text should be referred back to committee to the vote.
- Şimdi metnin komiteye geri gönderilmesi yönündeki önergeyi oylamaya sunuyorum.
- But there is also funding which is being pumped via Brussels back to the same rich Member States.
- Ancak Brüksel üzerinden aynı zengin Üye Devletlere geri pompalanan bir fon da var.
- Control without referring back to errors detected previously is a job half-done.
- Daha önce tespit edilen hatalara geri dönmeden yapılan kontrol, yarım kalmış bir iştir.
- Once again, this brings us back to the non-optimal nature of the monetary zone of the Twelve.
- Bu bizi bir kez daha On İki'nin parasal bölgesinin optimal olmayan doğasına geri götürmektedir.
- This is money which was already budgeted for and which will be given back to the Member States because of an underspend.
- Bu, zaten bütçelenmiş olan ve eksik harcama nedeniyle Üye Devletlere geri verilecek olan paradır.
- It is for that reason that we referred this matter back to the Agriculture Committee weeks ago.
- İşte bu nedenle bu konuyu haftalar önce Tarım Komitesine geri gönderdik.
- Pakistan can no longer cope with the number of refugees and is sending them back to Afghanistan.
- Pakistan artık mülteci sayısıyla baş edemiyor ve onları Afganistan'a geri gönderiyor.
- It gives me great pleasure to hand the chair back to the President.
- Başkan'a koltuğunu geri vermekten büyük memnuniyet duyuyorum.
- Institutional questions are very important, but first we must give Europe back to its citizens.
- Kurumsal meseleler çok önemlidir ancak öncelikle Avrupa'yı vatandaşlarına geri vermeliyiz.
- We would like to give Europe back to the citizen, to adopt policy from the bottom up.
- Avrupa'yı vatandaşa geri vermek, politikayı aşağıdan yukarıya doğru benimsetmek istiyoruz.
- Surely we should now be in a position to find our way back to these criteria and agree on them.
- Elbette şimdi bu kriterlere geri dönmenin yolunu bulacak ve bunlar üzerinde anlaşmaya varacak bir konumda olmalıyız.
- Firstly, let me hark back to the wording of our question.
- Öncelikle, sorumuzun ifade biçimine geri dönmeme izin verin.
- Everything is now referred back to those at the top.
- Her şey artık en üsttekilere geri gönderiliyor.
- Every year, to the great delight of the Member States, huge sums of money flow back to them from the agriculture budget.
- Her yıl, Üye Devletlerin büyük memnuniyetiyle, tarım bütçesinden kendilerine büyük miktarlarda para geri akmaktadır.
- The proposal is thus to refer this report back to committee without debate.
- Bu nedenle önerimiz, bu raporun tartışılmadan komisyona geri gönderilmesidir.
- In that case the matter is referred back to committee.
- Bu durumda konu komiteye geri gönderilir.
- These are, without a doubt, important issues – in this respect we must not, I believe, go back to Nice.
- Bunlar şüphesiz önemli konulardır - bu açıdan Nice'e geri dönmememiz gerektiğine inanıyorum.
- The proposal is that this should be referred back to committee.
- Teklif, bunun komisyona geri gönderilmesi yönündedir.
- Colleagues, under the circumstances I propose that we refer this matter back to committee.
- Meslektaşlarım, bu koşullar altında bu konuyu komisyona geri göndermeyi öneriyorum.
- We look back to the controversy surrounding the G8 meetings last year.
- Geçen yıl G8 toplantılarını çevreleyen tartışmalara geri dönüyoruz.
- I brought the judgment back to Brussels.
- Kararı Brüksel'e geri getirdim.
- My country sees no problem in sending the Roma back to their countries of origin.
- Benim ülkem Romanların geldikleri ülkelere geri gönderilmesinde hiçbir sorun görmemektedir.
- I am glad we have moved back to the weekly measurement granted by Member States if they so deem necessary.
- Üye Devletlerin gerekli görmeleri halinde haftalık ölçüm yapmalarına geri döndüğümüz için mutluyum.
- I refer back to the country-of-origin principle.
- Menşe ülke ilkesine geri dönüyorum.
- Then my kid runs back to her show.
- Sonra da küçük kızım şovuna geri döner.
- Then my kid runs back to her show.
- Sonra çocuğum gösterisine geri dönüyor.
- Would you like me to drive you back to your hotel?
- Sizi otelinize geri götürmemi ister misiniz?
- He ordered them back to the fort.
- Onların kaleye geri dönmelerini emretti.
- I'd like to get back to work.
- İşe geri gitmek istiyorum.
- What brings you back to Boston?
- Seni Boston'a geri getiren nedir?
- He sometimes forgets to take books back to the library.
- O bazen kitapları kütüphaneye geri götürmeyi unutur.
- I'm surprised you moved back to Boston.
- Boston'a geri dönmene şaşırdım.
- I brought the Georgian textbook back to Emily.
- Gürcüce ders kitabını Emily'ye geri getirdim.
- I'm headed back to Boston.
- Boston'a geri dönüyorum.
- Tom gave the money back to Mary.
- Tom parayı Mary'ye geri verdi.
- Come back to the house.
- Eve geri dön.
- Go back to work.
- İşine geri dön.
- Tom walked back to the camp.
- Tom kampa geri döndü.
- I'm not going to take you back to Boston with me.
- Seni benimle Boston'a geri götürmeyeceğim.
- Everything is back to normal.
- Her şey normale geri döndü.
- We drove back to the hotel.
- Otele geri döndük.
- Tom ran back to the hut.
- Tom kulübeye geri koştu.
- Tom is on his way back to the office.
- Tom ofise geri dönüyor.
- The children are looking for mushrooms and bringing them back to the house.
- Çocuklar mantar arıyorlar ve onları eve geri getiriyorlar.
- Tom handed the picture back to Mary.
- Tom resmi Mary'ye geri verdi.
- Don't you think you'll ever move back to Boston?
- Boston'a geri dönmeyi hiç düşünmüyor musun?
- Go back to where you belong.
- Ait olduğun yere geri dön.
- Would you go back to Boston if you could?
- Eğer gidebilirsen Boston'a geri gider misin?
- I'm flying back to Boston tomorrow night.
- Yarın gece Boston'a geri uçuyorum.
- Tom ran back to his car.
- Tom arabasına geri koştu.
- I'm back to normal.
- Normale geri döndüm.
- Are we going back to the ship?
- Gemiye geri mi dönüyoruz?
- Have you been back to Boston?
- Boston'a geri döndünüz mü?
- What brings you back to Boston?
- Seni Boston'a geri getiren ne?
- I swam back to the boat.
- Ben tekneye geri yüzdüm.
- I've never been back to Boston.
- Ben Boston'a geri dönmedim.
- Tom's dog dragged the dead rabbit back to its doghouse.
- Tom'un Köpeği ölü tavşanı köpek kulübesine geri sürükledi.
- Go back to the lab.
- Laboratuvara geri dön.
- Sami will never be released back to the population.
- Sami asla topluma geri salınmayacak.
- Tom handed the photo back to Mary.
- Tom fotoğrafı Mary'ye geri verdi.
- Sami swam back to shore.
- Sami sahile geri yüzdü.
- Can you bring Tom back to life?
- Tom'u hayata geri getirebilir misin?
- We're heading back to town.
- Biz kasabaya geri gidiyoruz.
- I really want to move back to Boston.
- Boston'a geri dönmeyi gerçekten istiyorum.
- I want to take a plane back to Boston.
- Boston'a geri dönmek için bir uçağa binmek istiyorum.
- Tom doesn't want to move back to Boston.
- Tom Boston'a geri dönmek istemiyor.
- Tom has never been back to Boston.
- Tom asla Boston'a geri dönmedi.
- Tom hurried back to the apartment.
- Tom aceleyle daireye geri döndü.
- Tom walked back to the podium.
- Tom yürüyerek podyuma geri döndü.
- I want you to take me back to Boston.
- Beni Boston'a geri götürmeni istiyorum.
- Tom sent Mary back to Boston.
- Tom, Mary'yi Boston'a geri gönderdi.
- We drove back to the motel.
- Otele geri döndük.
- The music carried me back to my childhood.
- Müzik beni çocukluğuma geri götürdü.
- Give the book back to the owner.
- Kitabı sahibine geri ver.
- Sami brought Layla back to Cairo.
- Sami, Leyla'yı Kahire'ye geri getirdi.
- You might want to give this back to Tom.
- Bunu Tom'a geri vermek isteyebilirsin.
- He sometimes forgets to take books back to the library.
- Bazen kitapları kütüphaneye geri götürmeyi unutuyor.
- Carry these books back to the bookshelf.
- Bu kitapları kitaplığa geri taşı.
- Get back to the ship.
- Gemiye geri dön.
- Go back to the laboratory.
- Laboratuvara geri dön.
- We're flying back to Boston on the 20th.
- Ayın yirmisinde Boston'a geri uçuyoruz.
- I'm flying back to Boston tomorrow night.
- Yarın gece Boston'a geri dönüyorum.
- Tom gave the book back to Mary last week.
- Tom, geçen hafta kitabı Mary'ye geri verdi.
- I have to take the book back to the library today.
- Kitabı bugün kütüphaneye geri götürmeliyim.
- Son, go back to your mother.
- Oğlum, annene geri dön.
- Why don't you just take it back to where you got it?
- Neden sadece onu aldığın yere geri götürmüyorsun?
- I have to take these books back to the library.
- Bu kitapları kütüphaneye geri götürmek zorundayım.
- Just go back to where you came from.
- Geldiğin yere geri dön.
- Tom ran back to his room.
- Tom odasına geri koştu.
- I will be back to join you in one month.
- Bir ay içinde size katılmak için geri döneceğim.
- Tom moved back to Boston to be with his kids.
- Tom çocuklarıyla birlikte olmak için Boston'a geri döndü.
- Do you want us to take you back to your house?
- Seni evine geri götürmemizi ister misin?
- Tom will be flying back to Boston on Monday.
- Tom Pazartesi günü Boston'a geri uçacak.
- Just go back to the kitchen.
- Mutfağa geri dön.
- Are you going back to the party?
- Partiye geri mi dönüyorsun?
- I gave the umbrella back to Tom.
- Şemsiyeyi Tom'a geri verdim.
- I'm going to catch a ride back to the office with Tom.
- Tom'la birlikte ofise geri döneceğim.
- Tom headed back to the party.
- Tom partiye geri döndü.
- I'll be back to check on you later.
- Sonra seni kontrol etmek için geri geleceğim.
- Tom rented a car and drove back to Boston.
- Tom bir araba kiraladı ve Boston'a geri döndü.
- I'm heading back to Boston tomorrow.
- Yarın Boston'a geri gidiyorum.
- Did you take her back to your apartment?
- Onu dairene geri götürdün mü?
- Dan threatened to send Linda back to the mental hospital.
- Dan, Linda'yı akıl hastanesine geri göndermekle tehdit etti.
- Stop goofing off and get back to work!
- Tembellik yapmayı bırak ve işe geri dön!
- Tom plans to catch a flight back to Boston this evening.
- Tom bu akşam Boston'a geri dönmek için uçağa yetişmeyi planlıyor.
- I'm going to take Tom back to his apartment.
- Tom'u dairesine geri götüreceğim.
- Are you going back to the office?
- Ofise geri mi dönüyorsun?
- Come back to bed.
- Yatağa geri dön.
- It's time to get back to business.
- İşe geri dönme vakti geldi.
- I wrote back to him.
- Ona geri yazdım.
- This song brings me back to my childhood.
- Bu şarkı beni çocukluğuma geri götürüyor.
- Tom is headed back to town right now.
- Tom şu anda şehre geri dönüyor.
- Tom drove back to the farm.
- Tom çiftliğe geri döndü.
- I'll be back to check on him before I head out today.
- Bugün yola çıkmadan önce onu kontrol etmek için geri geleceğim.
- I'm going to feed my dog then head back to bed.
- Köpeğimi besleyeceğim ve yatağıma geri döneceğim.
- I'm surprised you moved back to Australia.
- Avustralya'ya geri döndüğüne şaşırdım.
- I'll drive you back to your hotel.
- Seni oteline geri götüreceğim.
- I'm flying back to Boston.
- Boston'a geri dönüyorum.
- My life is back to normal.
- Hayatım normale geri dönüyor.
- Go back to where you came from.
- Geldiğin yere geri dön.
- I'm back to stay.
- Ben kalmak için geri döndüm.
- I want to take you back to the hospital.
- Seni hastaneye geri götürmek istiyorum.
- My flight back to Boston leaves in three hours.
- Boston'a geri giden uçağım üç saat içinde kalkar.
- Tom lived in Boston for three years before moving back to Chicago.
- Tom Chicago'ya geri dönmeden önce Boston'da üç yıl yaşadı.
- She took the book back to the library.
- Kitabı kütüphaneye geri götürdü.
- The scenery carried me back to my younger days.
- Manzara beni daha genç günlerime geri götürdü.
- I think it's time for me to go back to work.
- Sanırım işe geri dönme zamanım geldi.
- I wish I could take you back to Boston with me tomorrow.
- Keşke seni yarın benimle Boston'a geri götürebilsem.
- Would you please let me get back to work?
- Lütfen işe geri gelmeme izin verir misin?
- Don't you think you'll move back to Boston, eventually?
- Sonunda Boston'a geri döneceğini düşünmüyor musun?
- What brings you back to town?
- Seni şehre geri getiren nedir?
- Her story took me back to my childhood.
- Onun hikayesi beni çocukluğuma geri götürdü.
- Tom headed back to the camp site.
- Tom kamp yerine geri döndü.
- Take this book back to him.
- Bu kitabı ona geri götür.
- Shut up and get back to work.
- Çeneni kapa ve işe geri dön.
- Sami headed back to Cairo to work.
- Sami çalışmak için Kahire'ye geri döndü.
- Tom ran back to the village.
- Tom köye geri koştu.
- Take me back to the office.
- Beni ofise geri götür.
- You might want to give this back to Tom.
- Bunu Tom'a geri vermek isteyebilirsin?
- Are you going back to the campus?
- Kampüse geri mi dönüyorsun?
- She called him back to give him something he had left behind.
- Geride bıraktığı bir şeyi vermek için onu geri çağırdı.
- We drove back to the motel.
- Biz arabayla otele geri döndük.
- Let's bring manufacturing jobs back to America.
- Üretim işlerini Amerika'ya geri getirelim.
- Would you go back to Boston if you had the chance?
- Şansın olsaydı Boston'a geri döner miydin?
- Tom has headed back to Boston.
- Tom Boston'a geri döndü.
- Have you been back to Boston recently?
- Yakın zamanda Boston'a geri döndünüz mü?
- Tom took the subway back to the mall.
- Tom alışveriş merkezine geri gitmek için metroya bindi.
- I gave the bag back to Tom.
- Çantayı Tom'a geri verdim.
- He rushed back to the bunker.
- Sığınağa koşarak geri döndü.
- Tom is flying back to Boston on Monday.
- Tom Pazartesi günü Boston'a geri dönüyor.
- Sami was reluctant to move back to Egypt.
- Sami Mısır'a geri dönmekte isteksizdi.
- Tom threw the ball back to Mary.
- Tom topu Mary'ye geri attı.
- I've got to head back to work.
- İşe geri dönmeliyim.
- Sami was reluctant to move back to Egypt.
- Sami Mısır'a geri dönmek konusunda isteksizdi.
- Take this book back to him.
- Bu kitabı ona geri götürün.
- Sami is back to buy the boots.
- Sami botları almak için geri döndü.
- Tom sent Mary back to Boston.
- Tom, Mary'i Boston'a geri gönderdi.
- I should get back to work now.
- Şimdi işe geri gitmeliyim.
- Don't you want us to take you back to your house?
- Seni evine geri götürmemizi istemiyor musun?
- I swam back to the boat.
- Yüzerek tekneye geri döndüm.
- Are you going back to the house?
- Eve geri mi dönüyorsun?
- We're flying back to Boston on Monday.
- Pazartesi günü Boston'a geri uçuyoruz.
- We'll be back to check on you later.
- Daha sonra sizi kontrol etmek için geri geleceğiz.
- Tom will be flying back to Boston on the 20th.
- Tom ayın 20'sinde Boston'a geri uçacak.
- Tom headed back to his apartment.
- Tom dairesine geri döndü.
- Tom headed back to the camp site.
- Tom kamp alanına geri döndü.
- I guess everything's back to normal.
- Her şey normale geri döner sanırım.
- I've never been back to Boston.
- Boston'a hiç geri dönmedim.
- I gave the bag back to Ken.
- Çantayı Ken'e geri verdim.
- Tom took the kids back to Boston with him.
- Tom çocukları Boston'a yanında geri götürdü.
- Go back to your office.
- Ofisine geri dön.
- Tom is reluctant to move back to Boston.
- Tom Boston'a geri dönmek konusunda isteksiz.
- Neither Tom nor Mary has moved back to Boston.
- Ne Tom ne de Mary Boston'a geri döndü.
- Tom took Mary back to the doctor.
- Tom Mary'yi doktora geri götürdü.
- He rushed back to the bunker.
- O, sığınağa geri koştu.
- We're heading back to town.
- Kasabaya geri dönüyoruz.
- The photo takes me back to my childhood days.
- Fotoğraf beni çocukluk günlerime geri götürüyor.
- Tom drove back to Mary's house.
- Tom, Mary'nin evine geri döndü.
- Tom walked back to his hotel.
- Tom oteline geri gitti.
- I'm going to catch a ride back to the office with Tom.
- Tom'la ofise geri döneceğim.
- Carry these books back to the bookshelf.
- Bu kitapları kitaplığa geri götürün.
- Tom never made it back to Boston.
- Tom Boston'a geri dönemedi.
- Tom headed back to town.
- Tom kasabaya geri döndü.
- I'm headed back to the office.
- Ofise geri dönüyorum.
- Tom is headed back to Boston.
- Tom, Boston'a geri dönüyor.
- Tom brought Mary back to Boston.
- Tom Mary'yi Boston'a geri getirdi.
- Did you take him back to your apartment?
- Onu dairene geri götürdün mü?
- Please take this back to the office.
- Lütfen bunu ofise geri götür.
- Go back to your room.
- Odana geri dön.
- I'll give you a ride back to the office.
- Seni ofise geri götüreceğim.
- I gave all of the Chinese proverbs back to the teacher.
- Bütün Çin atasözlerini öğretmene geri verdim.
- Tom caught the ball and threw it back to Mary.
- Tom topu yakaladı ve Mary'ye geri fırlattı.
- Layla headed back to Cairo.
- Layla Kahire'ye geri döndü.
- I'll give this book back to Tom tomorrow.
- Bu kitabı yarın Tom'a geri vereceğim.
- Have you been back to Boston since you graduated?
- Mezun olduktan sonra hiç Boston'a geri geldiniz mi?
- I won't make you go back to Boston.
- Seni Boston'a geri göndermeyeceğim.
- Tom is back to teaching.
- Tom öğretmenliğe geri döndü.
- Because they had no time to spare, they hurried back to town.
- Ayıracak zamanları olmadığı için aceleyle şehre geri döndüler.
- Sami is back to buy the boots.
- Sami botları satın almak için geri dönüyor.
- Get back to where you started.
- Başladığın yere geri dön.
- Tom walked back to the cabin.
- Tom kulübeye geri yürüdü.
- Tom will move back to Australia.
- Tom Avustralya'ya geri dönecek.
- Layla was arrested and extradited back to Egypt.
- Leyla tutuklandı ve Mısır'a geri gönderildi.
- Tom headed back to the office.
- Tom ofise geri döndü.
- Tom is back to teaching.
- Tom öğretmenliğe geri dönüyor.
- Go back to the office.
- Ofise geri dön.
- Did you take the book back to the library?
- Kitabı kütüphaneye geri götürdün mü?
- Go back to your quarters.
- Odana geri dön.
- Tom is heading back to town.
- Tom kasabaya geri dönüyor.
- Tom will be heading back to Boston after lunch.
- Tom öğle yemeğinden sonra Boston'a geri dönecek.
- Tom made a lot of money in Boston and then moved back to Chicago.
- Tom Boston'da çok para kazandı ve sonra Chicago'ya geri döndü.
- We're back to the starting gate.
- Başlangıca geri dönüyoruz.
- Tom gave the dictionary back to Mary.
- Tom sözlüğü Mary'ye geri verdi.
- Would you mind taking this book back to the library?
- Bu kitabı kütüphaneye geri götürür müsün?
- Tom brought Mary back to Boston.
- Tom, Mary'i Boston'a geri getirdi.
- Tom walked back to the podium.
- Tom kürsüye geri yürüdü.
- Tom gave the money back to Mary.
- Tom Mary'ye parayı geri verdi.
- Go back to what you were doing.
- Yaptığın şeye geri dön.
- Tom has been taken back to jail.
- Tom hapse geri götürüldü.
- I have to give the money back to Tom.
- Parayı Tom'a geri vermeliyim.
- Sami flew back to Egypt.
- Sami Mısır'a geri uçtu.
- Tom headed back to town.
- Tom şehre geri döndü.
- Sami swam back to shore.
- Sami yüzerek kıyıya geri döndü.
- Take this chair back to the meeting room.
- Bu sandalyeyi toplantı odasına geri götür.
- Tom caught the ball and threw it back to Mary.
- Tom topu yakaladı ve onu Mary'ye geri attı.
- This brings me back to my youth.
- Bu beni gençliğime geri getiriyor.
- Would you go back to Boston if you could?
- Yapabilseydin Boston'a geri döner miydin?
- We're back to square one.
- Birinci kareye geri döndük.
- Have you been back to Boston recently?
- Son zamanlarda Boston'a geri döndün mü?
- Tom is heading back to town.
- Tom kasabaya geri gidiyor.
- Sami decided to move back to Cairo.
- Sami Kahire'ye geri dönmeye karar verdi.
- Just go back to bed.
- Sadece geri yat.
- I want to take a plane back to Boston.
- Boston'a geri dönmek için uçağa binmek istiyorum.
- I have to take the book back to the library today.
- Bugün kitabı kütüphaneye geri götürmek zorundayım.
- Stop playing and get back to work.
- Oynamayı kes ve işe geri dön.
- Would you like me to drive you back to your hotel?
- Seni oteline geri götürmemi ister misin?
- Go back to bed now.
- Şimdi yatağa geri dön.
- Tom made it back to Boston just before the storm hit.
- Tom tam fırtına vurmadan önce Boston'a geri gitti.
- We're flying back to Boston on Monday.
- Pazartesi günü Boston'a geri dönüyoruz.
- Layla was reluctant to move back to Cairo.
- Layla Kahire'ye geri dönmek konusunda isteksizdi.
- I went back to bed after I talked to Tom on the phone.
- Tom'la telefonda konuştuktan sonra geri yattım.
- This brings me back to my youth.
- Bu beni gençliğime geri götürüyor.
- Tom took Mary back to her car.
- Tom, Mary'yi arabasına geri götürdü.
- Layla faced deportation back to her native Egypt.
- Layla sınır dışı edilerek ülkesi Mısır'a geri gönderilmekle karşı karşıya kaldı.
- What brings you back to town?
- Seni kasabaya geri getiren ne?
- Tom is headed back to Boston.
- Tom Boston'a geri dönüyor.
- Are you going back to work?
- İşe geri mi dönüyorsun?
- I gave all of the Chinese proverbs back to the teacher.
- Çin atasözlerinin hepsini öğretmene geri verdim.
- It's time to get back to work.
- İşe geri dönme zamanı.
- The warden sent Dan back to solitary confinement.
- Müdür Dan'i hücre hapsine geri gönderdi.
- Come back to bed, honey.
- Yatağa geri dön, tatlım.
- Pretty soon we'd better wrap up this break and get back to work.
- Çok yakında bu molayı sona erdirsek ve işe geri gitsek iyi olur.
- We're back to the starting gate.
- Başlangıç kapısına geri döndük.
- I wrote back to her.
- Ona geri yazdım.
- Go back to your work.
- İşine geri dön.
- Come back to Boston.
- Boston'a geri dön.
- Don't you think you'll ever move back to Boston?
- Hiç Boston'a geri döneceğini düşünmüyor musun?
- The police rescued Tom and brought him back to his family.
- Polis Tom'u kurtardı ve ailesine geri götürdü.
- Are you going back to Boston?
- Boston'a geri mi dönüyorsun?
- Come back to the party.
- Partiye geri dön.
- The police rescued Tom and brought him back to his family.
- Polis Tom'u kurtardı ve onu ailesine geri getirdi.
- Tom took Mary back to the doctor.
- Tom, Mary'yi doktora geri götürdü.
- An urgent telegram brought her hurrying back to Tokyo.
- Acil bir telgraf onu Tokyo'ya aceleyle geri getirdi.
- The warden sent Dan back to solitary confinement.
- Müdür Dan'ı hücre hapsine geri gönderdi.
- Why don't you just take it back to where you got it?
- Neden aldığın yere geri götürmüyorsun?
- When are you flying back to Boston?
- Boston'a ne zaman geri uçuyorsunuz?
- I'm surprised you moved back to Australia.
- Avustralya'ya geri dönmene şaşırdım.
- Give the book back to the owner.
- Kitabı sahibine geri verin.
- Can I give you a ride back to the city?
- Seni şehre geri götürebilir miyim?
- I'm going to head back to the office.
- Ofise geri gideceğim.
- Get back to work, you lazy bum!
- İşe geri dön, seni tembel serseri!
- We're on our way back to the office.
- Ofise geri dönüyoruz.
- Tom gave Mary a ride back to town.
- Tom, Mary'yi şehre geri götürdü.
- We've never been back to Boston since then.
- O zamandan beri hiç Boston'a geri dönmedik.
- Russia should give the Kuril Islands back to Japan.
- Rusya Kuril Adaları'nı Japonya'ya geri vermeli.
- Tom rented a car and drove back to Boston.
- Tom bir otomobil kiraladı ve Boston'a geri döndü.
- Tom gave the book back to Mary last week.
- Tom kitabı geçen hafta Mary'ye geri verdi.
- I took her back to the bed.
- Onu yatağa geri götürdüm.
- Quit goofing off and get back to work!
- Tembellik yapmaktan vazgeç ve işe geri dön!
- I'll be back to see you tomorrow.
- Yarın seni görmek için geri döneceğim.
- Come back to bed, honey.
- Yatağa geri dön tatlım.
- Layla was reluctant to move back to Cairo.
- Leyla, Kahire'ye geri dönmekte isteksizdi.
- Go back to the seat.
- Koltuğa geri dön.
- I'm on my way back to Boston.
- Ben Boston'a geri dönüyorum.
- Tom is flying back to Boston on Monday.
- Tom Pazartesi günü Boston'a geri uçuyor.
- Why am I being taken back to Boston?
- Neden Boston'a geri götürülüyorum?
- Dan threatened to send Linda back to the mental hospital.
- Dan Linda'yı akıl hastanesine geri göndermekle tehdit etti.
- It's time to get back to reality.
- Gerçekliğe geri dönme zamanı.
- An urgent telegram brought her hurrying back to Tokyo.
- Acil bir telgraf onu aceleyle Tokyo'ya geri getirdi.
- I'm going to head back to the office.
- Ofise geri döneceğim.
- Would you go back to Boston if you had the chance?
- Fırsatın olsa Boston'a geri döner miydin?
- She took the book back to the library.
- O, kitabı kütüphaneye geri götürdü.
- Let's move back to Boston.
- Boston'a geri dönelim.
- Go back to bed.
- Yatağa geri dön.
- Tom is flying back to Boston.
- Tom Boston'a geri dönüyor.
- Would you mind taking me back to my hotel?
- Beni otelime geri götürür götürür müsün?
- Go back to your seat.
- Koltuğuna geri dön.
- Would you mind taking me back to my hotel?
- Beni otelime geri götürür müsün?
Show More (323)
|
