barricade - Englisch Türkisch Sätze
Englisch Türkisch
barricade barikat kurmak v.
  • The police barricaded the entrance to the building to prevent the protesters from entering.
  • Polis, protestocuların içeri girmesini engellemek için binanın girişine barikat kurdu.
  • Tom barricaded himself in his room.
  • Tom odasında kendine barikat kurdu.
  • Tom and Mary barricaded themselves in the room.
  • Tom ve Mary odada kendilerine barikat kurdular.
Show More (4)
barricade barikat n.
  • We too call upon Europe to make a contribution, but not towards further barricading the coastlines.
  • Biz de Avrupa'yı katkıda bulunmaya çağırıyoruz, ama kıyı şeridini daha fazla barikatla kapatmaya değil.
  • Sergeant Dan Anderson ordered a barricade erected around the police station.
  • Çavuş Dan Anderson polis karakolunun etrafına bir barikat kurulmasını emretti.
  • Dan's car smashed through the police barricade.
  • Dan'in arabası polis barikatını parçaladı.
Show More (4)
barricade barikat yapmak v.
  • They barricaded themselves in the room.
  • Odada kendilerine barikat yaptılar.
Show More (-2)