|
- The house has been bought.
- Ev satın alındı.
- Tickets are $30 and can be bought at the door the evening of the concert.
- Biletler 30 dolar ve konser akşamı kapıdan satın alınabilir.
- Most things in San Francisco can be bought, or taken.
- San Francisco'da çoğu şey satın alınabilir ya da elde edilebilir.
- No government land could be bought with paper money.
- Hiçbir devlet arazisi kağıt parayla satın alınamazdı.
- No government land could be bought with paper money.
- Hiçbir hükümet arazisi kağıt para ile satın alınamıyordu.
- She couldn't be bought.
- O satın alınamazdı.
- Love can't be bought.
- Aşk satın alınamaz.
- I can't be bought.
- Ben satın alınamam.
- He couldn't be bought.
- O satın alınamadı.
- It's been bought and paid for.
- Satın alındı ve parası ödendi.
- Is it true that Tatoeba was bought by Google for 1 billion dollars?
- Tatoeba'nın 1 milyon dolara Google tarafından satın alındığı doğru mu?
- Not everything can be bought with money.
- Her şey parayla satın alınamaz.
- It's been bought and paid for.
- Satın alındı ve ödendi.
- For the residents of Edo, the first bonito of the year was something that had to be bought, even if it meant borrowing money.
- Edo sakinleri için yılın ilk palamutu, borç almak anlamına gelse bile satın alınması gereken bir şeydi.
- Clay bricks can be bought from the manufacturer.
- Kil tuğlalar üreticiden satın alınabilir.
- Happiness can't be bought.
- Mutluluk satın alınamaz.
- She couldn't be bought.
- Satın alınamadı.
- A new dress was bought for her.
- Ona yeni bir elbise satın alındı.
- Even worms are bought for medical research.
- Tıbbi araştırmalar için solucan bile satın alınıyor.
- Tom's company was bought by a larger company.
- Tom'un şirketi daha büyük bir şirket tarafından satın alındı.
- Is it true that Tatoeba was bought by Google for 1 billion dollars?
- Tatoeba'nın Google tarafından 1 milyar dolara satın alındığı doğru mu?
- Clay bricks can be bought from the manufacturer.
- Üreticiden kil tuğlalar satın alınabilir.
- He couldn't be bought.
- Satın alınamazdı.
- Yesterday the book was bought.
- Dün kitap satın alındı.
Show More (21)
|