|
- In fact, the inhabitants have been exposed to radioactive rays.
- Aslında, yerleşik halk radyoaktif ışınlara maruz kalmaktadır.
- The infant has been exposed to radioactive rays.
- Bebek, radyoaktif ışınlara maruz kaldı.
- Tom was exposed to danger.
- Tom tehlikeye maruz kaldı.
- Artists historically have been exposed to toxic substances such as lead paint.
- Ressamlar tarihsel olarak kurşun boya gibi zehirli maddelere maruz kalmışlardır.
- Paintings should not be exposed to direct sunlight.
- Tablolar doğrudan güneş ışığına maruz kalmamalı.
- The soldiers were exposed to the enemy's fire.
- Askerler düşman ateşine maruz kaldı.
- The black dog on the grass was exposed to the sun.
- Çimlerin üzerindeki siyah köpek güneşe maruz kalmıştı.
- He was exposed to danger.
- Tehlikeye maruz kaldı.
- Artists historically have been exposed to toxic substances such as lead paint.
- Sanatçılar tarihsel olarak kurşun boya gibi zehirli maddelere maruz kalmışlardır.
- The foxes that have been exposed to radiation in Chernobyl for twenty-nine years no longer fear humans and are willing to eat from their hands.
- Çernobil'de yirmi dokuz yıl boyunca radyasyona maruz kalan tilkiler artık insanlardan korkmuyor ve onların elinden yemek yemeye istekli.
- He was exposed to danger.
- O, tehlikeye maruz kaldı.
- He was exposed to many dangers.
- Birçok tehlikeye maruz kaldı.
- This mustn't be exposed to the sun.
- Bu güneşe maruz kalmamalı.
- The black dog on the grass was exposed to the sun.
- Çimin üzerindeki siyah köpek güneşe maruz kaldı.
- They were exposed to the enemy's gunfire.
- Düşmanın top ateşine maruz kaldılar.
- In fact, the inhabitants have been exposed to radioactive rays.
- Esasında bölge sakinleri radyoaktif ışınlara maruz kaldı.
- Skin shouldn't be exposed to sunlight for too long.
- Cilt çok uzun süre güneş ışığına maruz kalmamalı.
Show More (14)
|