|
- This pianist is known for his virtuosity.
- Bu piyanist virtüözlüğüyle tanınır.
- That pianist is known for his technique.
- O piyanist, tekniğiyle tanınıyor.
- Compared to Snoopy, Charlie Brown is not well known at all in Japan.
- Snoopy ile karşılaştırıldığında, Charlie Brown Japonya'da hiç tanınmıyor.
- This town is known for its music industry.
- Bu kasaba müzik endüstrisiyle tanınıyor.
- She's well known as a singer.
- O bir şarkıcı olarak iyi tanınmıştır.
- This place is known for its delicious desserts.
- Bu yer lezzetli tatlılarıyla tanınır.
- Fadil was known for his use of drugs.
- Fadıl uyuşturucu kullanımıyla tanınıyordu.
- He is known to everybody.
- O, herkes tarafından tanınır.
- Layla was known for her verbal abuse.
- Leyla sözlü taciziyle tanınmıştı.
- The firm is known for its high-quality products.
- Firma, yüksek kaliteli ürünleriyle tanınıyor.
- That Kabuki actor is very well known amongst young people.
- Bu Kabuki aktörü gençler arasında çok iyi tanınıyor.
- Fame is the privilege of being known to those who do not know you.
- Şöhret, sizi tanımayanlar tarafından tanınma ayrıcalığıdır.
- He's known all over the world.
- Tüm dünyada tanınıyor.
- Tom was a known drug addict.
- Tom tanınmış bir uyuşturucu bağımlısıydı.
- King Solomon was known for his wisdom.
- Kral Süleyman bilgeliğiyle tanınırdı.
- A man is known by the company he keeps.
- Bir adam arkadaşlarıyla tanınır.
- He was very well known.
- Çok iyi tanınırdı.
- A tree is known by its fruit.
- Bir ağaç meyvesiyle tanınır.
- He's well known in Algeria.
- Cezayir'de iyi tanınıyor.
- He is known to the public.
- Halk tarafından tanınır.
- We're pretty well known around town.
- Şehirde oldukça iyi tanınıyoruz.
- She is known to everyone.
- Herkes tarafından tanınır.
- A bird is known by its song and a man by his way of talking.
- Bir kuş ötmesiyle ve bir insan konuşma tarzıyla tanınır.
- It's one of the best known books in Brazilian literature.
- Brezilya edebiyatındaki en tanınmış kitaplardan biri.
- Tom is known as Mary on the Internet.
- Tom internette Mary olarak tanınıyor.
- Japanese literature, in spite of its beauty and riches, is as yet inadequately known in the West.
- Japon edebiyatı, tüm güzelliğine ve zenginliğine rağmen, Batı'da henüz yeterince tanınmıyor.
- Franklin was known for his common sense.
- Franklin sağduyusuyla tanınırdı.
- She is widely known.
- Çok tanınıyor.
- He is known to everybody.
- Herkes tarafından tanınır.
- Tom and Mary are very well known.
- Tom ve Mary çok iyi tanınırlar.
- The doctor is known to everyone in the village.
- Doktor köydeki herkes tarafından tanınıyor.
- He is known as a rock singer.
- O, bir rock şarkıcısı olarak tanınır.
- A very well known wine is produced in that region.
- O bölgede, çok iyi tanınmış bir şarap üretilir.
- As a singer, she's well known.
- O, bir şarkıcı olarak iyi tanınmıştır.
- He became known as a doctor.
- O, bir doktor olarak tanındı.
- A person is known by the company he keeps.
- Bir insan arkadaşlık ettiği kişiler tarafından tanınır.
- Sami hired a well known attorney.
- Sami tanınmış bir avukat tuttu.
- She is not only well known in India, but is also well known in China.
- O sadece Hindistan'da değil, Çin'de de çok iyi tanınıyor.
- Sami was known for his unpredictability and aggressiveness.
- Sami öngörülemezliği ve saldırganlığıyla tanınıyordu.
- As a singer, she's well known.
- Bir şarkıcı olarak iyi tanınıyor.
- A tree is known by its fruits.
- Bir ağaç meyvelerinden tanınır.
- King Suleiman was known for his wisdom.
- Kral Süleyman bilgeliğiyle tanınırdı.
- Tom is known for that.
- Tom bununla tanınır.
- He was known to everybody in the village.
- Köydeki herkes tarafından tanınırdı.
- Layla was known by everybody.
- Layla herkes tarafından tanınıyordu.
- I don't want to be known.
- Tanınmak istemiyorum.
- He is known as a proficient artist in his field.
- Alanında yetkin bir sanatçı olarak tanınıyor.
- This place is known for its delicious desserts.
- Burası lezzetli tatlılarıyla tanınır.
- The inventor is known all over the world.
- Mucit tüm dünyada tanınıyor.
- We are very well known.
- Çok iyi tanınıyoruz.
- A bird is known by its song and a man by his way of talking.
- Bir kuş ötüşüyle, bir insan da konuşma tarzıyla tanınır.
- This place is known for its delicious desserts.
- Bu mekân lezzetli tatlılarıyla tanınır.
- I'm known for oversleeping.
- Fazla uyumamla tanınırım.
- She's well known as a singer.
- Şarkıcı olarak tanınıyor.
- He is known as a rock singer.
- Bir rock şarkıcısı olarak tanınıyor.
- Layla was known for her verbal abuse.
- Layla sözlü tacizleriyle tanınıyordu.
- He was very well known.
- O çok iyi tanınmıştı.
- Tom is pretty well known around here.
- Tom buralarda oldukça iyi tanınıyor.
- This pianist is known for his virtuosity.
- Bu piyanist, virtüözlüğüyle tanınır.
- She is known as the Japanese Picasso.
- O, Japon Picasso olarak tanınıyor.
- We are very well known.
- Biz çok iyi tanınıyoruz.
- This district is known for its beautiful scenery.
- Bu bölge, güzel manzarasıyla tanınır.
- A tree is known by its fruit.
- Bir ağaç meyvesinden tanınır.
- Madonna is known to every high school student in Japan.
- Madonna Japonya'daki her lise öğrencisi tarafından tanınır.
- Sami is known for this.
- Sami bununla tanınır.
- He's known all over the world.
- Dünyaca tanınmış biri.
- The doctor is known to everyone in the village.
- Doktor köyde herkes tarafından tanınıyor.
- Fame is the privilege of being known to those who do not know you.
- Şöhret, seni tanımayan insanlar tarafından tanınır olma ayrıcalığıdır.
- This place is known for its delicious desserts.
- Burası lezzetli tatlılarıyla tanınıyor.
- Tom is better known than Mary.
- Tom, Mary'den daha iyi tanınıyor.
- She is not only well known in India, but is also well known in China.
- O sadece Hindistan'da değil aynı zamanda Çin'de de iyi tanınmaktadır.
- Sami hired a well known attorney.
- Sami iyi tanınan bir avukat tuttu.
- Tom is fairly well known.
- Tom oldukça iyi tanınıyor.
Show More (70)
|
|
- There are things that should not be known before twenty.
- Yirmiden önce bilinmemesi gereken şeyler vardır.
- Very little is known about this dangerous phenomenon.
- Bu tehlikeli fenomen hakkında çok az şey biliniyor.
- It is known all over the world that, in Japan, students have to take difficult entrance examinations to enter universities.
- Japonya'da öğrencilerin üniversitelere girmek için zorlu giriş sınavlarına girmek zorunda oldukları tüm dünyada bilinmektedir.
- Siamese cats are known to be extroverts.
- Siyam kedileri dışa dönük olarak bilinirler.
- There are things that should not be known before twenty.
- Yirmi yaşından önce bilinmemesi gereken şeyler vardır.
- Fadil was known for his use of drugs.
- Fadıl uyuşturucu kullanmasıyla biliniyordu.
- Very little is known about this dangerous phenomenon.
- Bu tehlikeli olgu hakkında çok az şey bilinmektedir.
- Franklin was known for his common sense.
- Franklin sağduyusu ile biliniyordu.
- Dan was known to have high-powered weapons.
- Dan'in yüksek güçlü silahları olduğu biliniyordu.
- The story of a great flood is known not only from the Bible.
- Büyük bir tufanın hikayesi sadece İncil'den bilinmemektedir.
- The cause of the fire was known.
- Yangının nedeni biliniyordu.
- His name is known to everyone in this town.
- Onun adı bu kasabada herkesçe bilinmektedir.
- He is known as a great poet.
- O, büyük bir şair olarak bilinmektedir.
- The first person to have been sent to space is known to be Yuri Gagarin, not Neil Armstrong.
- Uzaya gönderilen ilk kişinin Neil Armstrong değil Yuri Gagarin olduğu biliniyor.
- Layla was known by everybody.
- Leyla herkes tarafından biliniyordu.
- The name of this statesman is known to everybody in Japan.
- Bu devlet adamının ismi Japonya'da herkes tarafından biliniyor.
- His name is known to everyone in this town.
- İsmi bu şehirdeki herkes tarafından biliniyor.
- Her name is known all over the world.
- İsmi tüm dünyada biliniyor.
- His name is known to everyone in our town.
- Onun adı kasabamızdaki herkes tarafından biliniyor.
- His face is known to many people.
- Yüzü birçok insan tarafından biliniyor.
- It's been known to happen.
- Bunun olacağı biliniyor.
- It must be known like that.
- Bu böyle bilinmeli.
- Contemporary Persian poems haven’t been known in west world as well as ancient ones.
- Çağdaş Farsça şiirler batı dünyasında antik şiirler kadar bilinmiyor.
- The name of the pianist is known to everybody.
- Piyanistin ismi herkes tarafından biliniyor.
- Very little is known about the deep sea.
- Derin deniz hakkında çok az şey biliniyor.
- Sami was known as the Cannibal Teacher.
- Sami, Yamyam Öğretmen olarak biliniyordu.
- His name is known throughout this country.
- Onun adı tüm ülkede biliniyor.
- It is known all over the world that, in Japan, students have to take difficult entrance examinations to enter universities.
- Japonya'da öğrencilerin üniversitelere girmek için zor sınavlara girmeleri gerektiği tüm dünyada bilinmektedir.
- No taboo is known to be universal.
- Hiçbir tabunun evrensel olmadığı biliniyor.
- Dan was known to evict tenants.
- Dan'in kiracıları tahliye ettiği biliniyordu.
- The fact still remains to be known.
- Gerçek hala bilinmiyor.
- Zamboanga City is known as Asia's Latin city.
- Zamboanga City Asya'nın Latin kenti olarak bilinmektedir.
- Little is known about Pluto.
- Pluto hakkında çok az şey biliniyor.
- Dan was known to have high-powered weapons.
- Dan'ın yüksek güçlü silahlara sahip olduğu biliniyordu.
- His name is known to everyone.
- İsmi herkes tarafından biliniyor.
- No taboo is known to be universal.
- Hiçbir tabu evrensel olarak bilinmiyor.
- His name is known all over the world.
- Adı tüm dünyada biliniyor.
- His name is known throughout this country.
- Onun adı bu ülke genelinde biliniyor.
- His name is known to everybody in this country.
- Adı bu ülkede herkes tarafından biliniyor.
- It is known that Siamese cats are extrovert.
- Siyam kedilerinin dışa dönük olduğu biliniyor.
- The truth will be known.
- Gerçek bilinecek.
- Sami was known as the Cannibal Teacher.
- Sami Yamyam Öğretmen olarak biliniyordu.
- My name is known to everybody in my school.
- Benim adım okuldaki herkes tarafından biliniyor.
- His name is known to everyone in the town.
- Onun adı kasabadaki herkes tarafından bilinmektedir.
- The firm is known for its high-quality products.
- Firma, yüksek kaliteli ürünleriyle bilinmektedir.
- The name of the pianist is known to everybody.
- Piyanistin adı, herkesçe biliniyor.
- His name is known all over the country.
- İsmi tüm ülkede biliniyor.
- It's been known to happen.
- Olduğu biliniyor.
- His name is known to everybody in this area.
- İsmi bu bölgedeki herkes tarafından biliniyor.
Show More (46)
|