| 1 |
be locked up |
kilitlenmek |
v. |
|
- Tom was locked up in a room.
- Tom bir odada kilitliydi.
- Over 68 percent of Earth's freshwater is locked up in ice and glaciers; and another 30 percent is in groundwater.
- Dünyanın tatlı suyunun %68'inden fazlası buzda ya da buzullarda kilitlidir; ve diğer %30'u yeraltı suyudur.
- Tom was locked up in a room.
- Tom bir odaya kilitlendi.
- She was locked up in a room.
- Bir odaya kilitlendi.
Show More (1)
|
| 2 |
be locked up |
hapsedilmek |
v. |
|
- A great deal of energy is locked up in the nucleus.
- Çekirdekte büyük miktarda enerji hapsedilmiştir.
- Tom is going to be locked up.
- Tom hapsedilecek.
- A great deal of energy is locked up in the nucleus.
- Çekirdekte büyük bir enerji hapsedilmiştir.
- Tom will be locked up.
- Tom hapsedilecek.
Show More (1)
|
| 3 |
be locked up |
hapse atılmak |
v. |
|
- Tom will be locked up.
- Tom hapse atılacak.
- Tom has been locked up for three years.
- Tom üç yıldır hapse atıldı.
Show More (-1)
|
| 4 |
be locked up |
hapse girmek |
v. |
|
- Tom is going to be locked up.
- Tom hapse girecek.
Show More (-2)
|
| 5 |
be locked up |
hapsolmak |
v. |
|
- Over 68 percent of Earth's freshwater is locked up in ice and glaciers; and another 30 percent is in groundwater.
- Dünya'daki tatlı suyun yüzde 68'inden fazlası buz ve buzullarda; yüzde 30'u ise yeraltı sularında hapsolmuş durumdadır.
Show More (-2)
|
