|
- The two towns are separated by a river.
- İki kasaba bir nehirle ayrılır.
- Language and culture can't be separated.
- Dil ve kültür birbirinden ayrılamaz.
- The known must be separated from the unknown.
- Bilinenler bilinmeyenlerden ayrılmalı.
- Britain is separated from the Continent by the Channel.
- Britanya Manş Denizi ile kıtadan ayrılmaktadır.
- France is separated from Italy by the Alps.
- Fransa, İtalya'dan Alpler ile ayrılır.
- These identical twins were separated at birth and reunited 35 years later.
- Bu tek yumurta ikizleri, doğumda ayrıldılar ve 35 yıl sonra bir araya geldiler.
- These identical twins were separated at birth and raised in different families.
- Bu tek yumurta ikizleri, doğumda ayrıldılar ve farklı ailelerde yetiştirildiler.
- When white light shines through a prism, the light is separated into all its colors.
- Beyaz ışık bir prizmadan geçtiğinde, ışık tüm renklerine ayrılır.
- Tom and I are separated.
- Tom ve ben ayrıldık.
- Tom and Mary are separated.
- Tom ve Mary ayrıldılar.
- England and France are separated by the English Channel.
- İngiltere ve Fransa, Manş deniziyle ayrılır.
- Genius and madness are separated only by success.
- Deha ve delilik sadece başarı ile ayrılır.
- Tom and Mary are separated.
- Tom ve Mary ayrılmışlar.
- England and France are separated by the English Channel.
- İngiltere ve Fransa Manş Denizi ile ayrılıyor.
- These identical twins were separated at birth.
- Bu tek yumurta ikizleri, doğumda ayrıldılar.
- Layla and Sami were separated for the rest of their lives.
- Leyla ve Sami hayatlarının geri kalanında ayrıldılar.
- The calf should be separated from its mother.
- Buzağı annesinden ayrılmalı.
- Ireland and England are separated by sea.
- İrlanda ve İngiltere denizle ayrılmıştır.
- Ireland and England are separated by sea.
- İrlanda ve İngiltere deniz yoluyla ayrılmıştır.
- They are separated, and cannot touch.
- Birbirlerinden ayrılmışlar ve dokunamıyorlar.
- The two towns are separated by a river.
- İki kasaba bir nehirle ayrılıyor.
- These identical twins were separated at birth and reunited 35 years later.
- Bu tek yumurta ikizleri doğumda ayrılmış ve 35 yıl sonra yeniden bir araya gelmişlerdir.
- When white light shines through a prism, the light is separated into all its colors.
- Beyaz ışık prizmada parladığı zaman, ışık tüm renklerine ayrılır.
- The calf should be separated from its mother.
- Buzağının, annesinden ayrılması gerekir.
- Friendship and happiness cannot be separated.
- Dostluk ve mutluluk birbirinden ayrılamaz.
- France is separated from Italy by the Alps.
- Fransa İtalya'dan, Alplerle ayrılmıştır.
- Language and culture can't be separated.
- Dil ve kültür ayrılamaz.
- Ireland and England are separated by the sea.
- İrlanda ve İngiltere deniz ile ayrılır.
- These identical twins were separated at birth and raised in different families.
- Bu tek yumurta ikizleri doğumda ayrılmış ve farklı ailelerde büyütülmüşlerdir.
- He didn't like being separated from his family.
- Ailesinden ayrılmayı sevmiyordu.
- The city is separated into rich and poor.
- Şehir zengin ve yoksul olarak ayrılmış.
- The city is separated into rich and poor.
- Şehir zengin ve fakir olarak ikiye ayrılmıştı.
- They were separated into two groups.
- İki gruba ayrıldılar.
- They were separated into two groups.
- Onlar iki gruba ayrılmıştı.
- England and France are separated by the English Channel.
- İngiltere ve Fransa, Manş denizi tarafından ayrılır.
- China and Mongolia are separated by the Great Wall of China.
- Çin ve Moğolistan, Çin Seddi ile ayrılır.
- These identical twins were separated at birth.
- Bu tek yumurta ikizleri doğumda ayrılmışlar.
Show More (34)
|