| 1 |
be terrified |
çok korkmak |
v. |
|
- She is terrified of the dark.
- O karanlıktan çok korkar.
- Fadil was terrified for his daughter.
- Fadıl kızı için çok korkmuştu.
- I know that Tom is terrified.
- Tom'un çok korktuğunu biliyorum.
- I think that Tom is terrified.
- Bence Tom çok korkuyor.
- Tom told Mary that he was terrified.
- Tom, Mary'e çok korktuğunu söyledi.
- Sami must have been terrified.
- Sami çok korkmuş olmalı.
- He is terrified of the dark.
- O karanlıktan çok korkar.
- She is terrified of the dark.
- Karanlıktan çok korkuyor.
- Tom said that Mary was terrified.
- Tom, Mary'nin çok korktuğunu söyledi.
- Susan was terrified.
- Susan çok korkmuştu.
- Tom must've been terrified.
- Tom çok korkmuş olmalı.
- She is terrified of hospitals.
- Hastanelerden çok korkuyor.
- Tom is terrified of spiders.
- Tom örümceklerden çok korkar.
- Tom is terrified of snakes.
- Tom yılanlardan çok korkuyor.
- I think Tom is terrified.
- Bence Tom çok korkmuş.
- Tom and Mary are terrified.
- Tom ve Mary çok korkuyorlar.
- I think that Tom is terrified.
- Bence Tom çok korkmuş.
Show More (14)
|
| 2 |
be terrified |
dehşete düşmek |
v. |
|
- Tom said that he was terrified.
- Tom dehşete düştüğünü söyledi.
- Sami must have been terrified.
- Sami dehşete düşmüş olmalı.
- Fadil was terrified for his daughter.
- Fadıl, kızı için dehşete düştü.
- Tom was terrified.
- Tom dehşete düşmüştü.
- I was terrified.
- Dehşete düşmüştüm.
- Tom seemed to be terrified.
- Tom dehşete düşmüş gibiydi.
- Tom is terrified.
- Tom dehşete düştü.
- The children are terrified.
- Çocuklar dehşete düştü.
- Tom told me that he thought Mary would be terrified.
- Tom bana Mary'nin dehşete düşeceğini düşündüğünü söyledi.
- Tom will be terrified.
- Tom dehşete düşecek.
- You must be terrified.
- Dehşete düşmüş olmalısın.
- Tom must've been terrified.
- Tom dehşete düşmüş olmalı.
- Tom is likely to be terrified.
- Tom muhtemelen dehşete düşecek.
- Tom was terrified.
- Tom dehşete düştü.
- Tom told me that he thought Mary was terrified.
- Tom bana Mary'nin dehşete düştüğünü düşündüğünü söyledi.
Show More (12)
|
| 3 |
be terrified |
dehşete kapılmak |
v. |
|
- Tom will likely be terrified.
- Tom muhtemelen dehşete kapılacak.
- Susan was terrified.
- Susan dehşete kapılmıştı.
- The children are terrified.
- Çocuklar dehşete kapılmış.
- Tom and Mary are terrified.
- Tom ve Mary dehşete kapıldı.
- You should be terrified.
- Dehşete kapılmalısın.
- We were terrified.
- Dehşete kapılmıştık.
Show More (3)
|
