beater - Englisch Türkisch Sätze
Englisch Türkisch
beater külüstür n.
  • He drove around town in a rusty beater.
  • Kasabada paslı bir külüstürle dolaşıyordu.
Show More (-2)
beater (avı yerinden çıkaran) tuzak n.
  • The hunters employed beaters to drive the game towards them.
  • Avcılar av hayvanlarını kendilerine doğru çekmek için çeşitli tuzaklar kullanırlardı.
Show More (-2)
beater çırpıcı n.
  • The chef used a whisk as a beater to blend the ingredients.
  • Şef, malzemeleri karıştırmak için çırpıcı olarak bir çırpma teli kullandı.
Show More (-2)